Gündem Bağımsız yargı komedisi

Bağımsız yargı komedisi

25.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı, 36 yıllık yargıç Ayhan Ünal, "Bakanlık, yasama organının dışında yürütme organının bir parçasıdır. Bu yönden yargı yürütmeye bağlı oluyor" diyor

Bağımsız yargı komedisi

Şu bizim adliye - 1
Bağımsız yargı komedisi

İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı, 36 yıllık yargıç Ayhan Ünal, "Bakanlık, yasama organının dışında yürütme organının bir parçasıdır. Bu yönden yargı yürütmeye bağlı oluyor" diyor

Nail Güreli

Yargıda yeni boyut
Türkİye’de yargı hep tartışılırdı, ama hiçbir zaman şu sıralarda olduğu kadar öne çıkıp gündemde sürekli bir ağırlık kazanmamıştı. Bugün bir de Çankaya’da bir hukuk insanının oturmasıyla konu yeni boyutlar kazandı. Türkiye ve ülkeyi yönetenler bir bakıma hukukla tanışmaya başladılar. İşte böyle bir Türkiye’de, bu aşamada yargının bir fotoğrafını çekmek istedik. Yargının üç ayağı ile savcılarla, yargıçlarla, avukatlarla görüştük; ayrı özellikleri olan deprem bölgesine ve Güneydoğu’da OHAL bölgesine aynı amaçla gittik. Olabildiğince özetleyerek, ama hemen hiçbir sorunu atlamamaya özen göstererek yargımızın ya da "Şu bizim adliye"mizin bir fotoğrafını sunmaya çalışacağız. N. G.

Anımsayacaksınız, katıldığı bir televizyon programında "yargının tam bağımsız olmadığını" söyleyen DGM (Devlet Güvenlik Mahkemesi) Cumhuriyet Savcısı Mete Göktürk hakkında soruşturma açılmış ve daha sonra kendisi başka göreve atanmıştı.
Biz yargıyla ilgili bu yazı dizisini hazırlarken adliye mensuplarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gereğince Adalet Bakanı’ndan yazılı izin alarak görüştük. Çünkü yasa, devlet memuru saydığı bir cumhuriyet başsavcısının, bir ağır ceza ya da DGM başkanının siyasi otoritenin izni olmaksızın konuşmasını yasaklıyordu. Bu dahi "yargının bağımsızlığı" hakkında "veciz" bir fikir veriyordu.
İlginç bir rastlantı; görüştüğümüz yargıçlardan İstanbul 6. Numaralı DGM Başkanı Sedat Karagül, daha bu dizi yayımlanmadan başka bir göreve atandı. Elbet bu "masum" bir rastlantı olmalı, çünkü biz kendisiyle atama kararından yaklaşık bir ay önce konuşmuştuk. Ve sormuştuk:
"Yargıtay Başkanı’ndan Anayasa Mahkemesi Başkanı’na, Adalet Bakanı’na kadar hemen herkes yargının bağımsız olmadığını söylüyor. Siz ne diyorsunuz?"
"Ben de aynı görüşteyim."
"Neden bağımsız değil?"
"Kişiye bağlı. Her türlü baskıya dayanmalı, ama ben genelde baktığım zaman hiç görmüyorum böyle bir şey."
"Baskı oluyor mu?"
"Baskı olur. Olmaz olur mu? Göğüslemek lazım."
Karagül Anadolu’dayken baskıyla karşılaşmadığını, İstanbul’da bir seçimde il seçim kurulu başkanıyken bir ilçede oyların ayırımını yeniden yapmaya karar verince iktidar partisinden sitemle karışık baskı geldiğini anlatıyor.
Bir de "sahte" baskılardan söz ediyor Sedat Karagül. Bir telefonda kendisini herhangi bir bakanın adını vererek tanıtan kişi bir uyuşturucu davasını "idare etmesini" istemiş. Karagül, inanmamış ve duruşmada da açıklamış bunu.
Gerçek baskıların kendisine gelmediğini, ama başka savcı ve yargıçlara geldiğini duyduğunu belirten Karagül, "Bugün büyük şehirlerdeki hemen bütün savcılar baskı altında kalırlar. Yok diyorlarsa da ben inanmıyorum. Mümkün değil" diyor.
Sedat Karagül de, görüştüğümüz öteki hukukçuların çoğu da Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)’nun oluşum biçimini, özellikle Adalet Bakanı ile müsteşarın kurulda yer almasını bağımsızlık ilkesine aykırı buluyorlar.

Kuvvetler ayrılığı
Ağır ceza mahkemesi başkanı düzeyinde 36 yıllık yargıç ve halen İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı olan Ayhan Ünal, şunları söylüyor:
"Bizim adliye olarak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yönünden özellikle maaş ve maddi olanaklar açısından Adalet Bakanlığı’na bağlı olmamız bana göre yanlış. Neden Adalet Bakanlığı’na bağlı olsun ki, mahkeme ve hakim? Kalemi başsavcıdan istiyorum en basit örnek olarak. Maaşlarımız zaten bakanlığa bağlı. Bence HSYK’nın hakimlerle birlikte, yani bütçe olarak Adalet Bakanlığı’ndan ayrılması lazım. Bakanlık, yasama organının dışında yürütme organının bir parçasıdır. Bu yönden yargı yürütmeye bağlı oluyor. Bu açık."
"Yani yargının bağımsızlığı ile bağdaşmıyor mu?"
"Hayır, bağdaşmıyor, işte onu diyorum. Kuvvetler ayrılığı var diyoruz. Kuvvetler ayrılığı varsa ben niye mahkeme olarak bakanlığa bağlı olayım. En önemlisi Yargıtay da bakanlığa bağlı."
Ayhan Ünal, bugünkü koşullarda HSYK’yı yine de kendilerinin "en büyük teminatı" olarak görüyor:
"Bir bakan ile müsteşar dışında hepsi yüksek hakim olan yedi üyeden oluşan böyle bir HSYK’nın olması bizim en büyük teminatımızdır. Yani müfettiş gelsin, istediğini yapsın, sonuçta dosya oraya gidiyor. Bunu normal işleyiş olarak söylüyorum. Bakanlığın olması bir yerde idari bir şey. Evet, HSYK olmazsa zaten mahvolduk!"

Sorumluluk vicdanlarda
Beş yıla yakın süredir İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yapan Ferzan Çitici’nin yargının bağımsızlığı konusunda dışarıdan bir gözle bakarmış gibi konuşuyor:
"Zaman zaman çeşitli meslek mensuplarımız, hocalarımız, hakimlerimiz, savcılarımız, politikacılarımız yargının bağımsız olmasını isterler. Bağımsızlığı zedeleyici faktörlerin başında da Sayın Adalet Bakanı ile Sayın müsteşarın SHYK’daki mevcudiyetini ileri sürerler. Bakanın başkan, müsteşarın da üye olduğu bir kurul bağımsız olamaz derler. O kurul 7 kişilik bir kurul. Sayın bakan ve sayın müsteşarı dışında Yargıtay’dan 3, Danıştay’dan 2 üyemiz var. Bir konu konuşulduğu zaman tartışıldıktan sonra oya sunuluyor. Nihayet o 5 kişi pekala istedikleri gibi karar verebiliyorlar. O itibarla ben kurulda müzakere sırasında bakan ile müsteşarın çok etkin olduğu şeklindeki görüşe katılmıyorum. İnsanların sorumluluk, bağımsızlık anlayışları kendi vicdanlarındadır gibi geliyor bana. SHYK’nın sayın üyelerinin vicdanları ve Allah’ın dışında sorumlu oldukları hiçbir merci ve hiçbir makam yok. İstedikleri şekilde karar verebilirler, buna bir engel yok. Ayrıca bir sayın bakanın kurulda bulunuşu bence yargının ihtiyaçlarını hükümete iletmek bakımından bir ölçüde yararlı olabilir."
Ferzan Çitici, SHYK’nın üniversitelerden, barolardan, birinci sınıfa ayrılmış yargıç ve savcılardan seçileceklerle üye sayısının artırılmasının düşünülebileceğini belirtiyor.



GÜNCEL