Gündem Balkan türküleri dünya kadınlarına

Balkan türküleri dünya kadınlarına

07.03.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Adını, kadın isimlerinden alan Balkan türkülerini toplayan Kaşıkçı, “Albümü kadını yok saymaya yönelik tutum ve davranışlara karşı duruşun bir dışavurumu olarak tüm dünya kadınlarına armağan ediyorum” dedi

Balkan türküleri dünya kadınlarına

Trakya Üniversitesi Balkan Araştırma Enstitüsü Balkan Müzik Kültürleri Anabilim Dalı’nda uzman olarak görev yapan müzisyen Evrim Kaşıkçı, müzikseverlerin karşısına bu kez “Adı Kadın Türküler” albümü ile çıktı. Kaşıkçı, ismini bir kadın isminden alan Balkan türkülerine yer verdiği albümü “Kadını yok saymaya yönelik tutum ve davranışlara karşı duruşun bir dışavurumu olarak tüm dünya kadınlarına armağan ettiğini” söylüyor.

- Proje nasıl ortaya çıktı?

Yatılı olarak okuduğum ortaokul ve lise, hayatımın her döneminde bir şekilde yanımda olmaya devam ediyor. Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesi’nden -ki ben orası için “Trakya’nın Oxford”u ifadesini kullanırım- bir arkadaşımın evinde, 10 yıl önce, eski Rumeli-Balkan müzikleri kasetlerini incelerken “Ayşem”, “Ramizem” gibi türküler ilgimizi çekti, sonrasında ayrıntılı inceleyince çok sayıda olduklarını gördük. Bu fikir belleğimde Dünya Kadınlar Günü’nde yapılacak bir konser projesi olarak her zaman yer aldı. 8 Mart 2013’te albümümüzün ismi ile bir konser verdim. Sonrasında da birkaç konser yaptık aynı isimle. Olumlu tepkiler alınca albüm olarak kaydetmeye karar verdim.

- Sizin için bu albümün anlamı nedir?

Kadınların yaşadıklarını her gün medyadan görüyoruz. Buna kayıtsız kalmak mümkün değil. Beni insan olmamdan utandıracak olaylar yaşamalarıyla gündeme gelen kadınlara ithaf edebildiğim bir projenin sahibi olmaktan, karıma, iş arkadaşıma, nineme, kız kardeşime, anama, analara bir nebze de olsa borcumu ödeyebildiğim düşüncesiyle gurur duyuyorum. Albümü, kadını yok saymaya yönelik tüm siyasi, ahlaki, yasal ve yasal olmayan tutum ve davranışlara karşı duruşun bir dışavurumu olarak tüm dünya kadınlarına armağan ediyorum.

- Türkülerde kendilerine yer bulan kadınların, sosyal hayatta yer bulamamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadınların aslında birer tarihi ve sosyolojik belge niteliğindeki türkülerimizde bu kadar çok yer bulmalarından daha doğal bir durum olmadığını düşünüyorum. Şunu hatırlatmak isterim ki Cumhuriyetimizin ilk yıllarında Ata’mızın girişimleriyle kadınların sosyal yaşamda ve siyasette daha etkin rol almalarını sağlayabilmek adına yapılan yasal düzenlemeler birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. O günlerden bu günlere geçen süreçte eğitim başta olmak üzere bazı konularda sanırım ülke olarak eksik kaldığımız taraflar olmuş.

- Projenin başka ayağı var mı?

Repertuvarı hazır olan, kısmen stüdyo çalışmalarına başladığımız ve bunun devamı sayılabilecek bir albüm daha var. Ayrıca başlığı yine kadın olan ve çok ilgi çekici olacağına emin olduğum bir televizyon programı projemiz var.

Haberin Devamı

‘Neşeli de olsa acı barındırır’

- Balkan kadınlarının yaşadıkları, türkülere nasıl yansıyor?
Balkan göçmenleri 93 Harbi’nden başlayarak göç etmek zorunda kalmışlar. Asıl acıyı yine kadınlar çekmiş. Aileler dağılmış, tecavüze uğramışlar ve öldürülmüşler... Aynı şeyler Balkan Savaşları’nda tekrarlanmış. Her zaman konserlerimizde söylediğim bir söz var: “Bugün dünyanın neresinde çok büyük bir acı yaşanıyorsa bilin ki o daha önce Balkanlar’da yaşanmıştır.” Bu, birçok türkümüzde görülür; sanki neşeli bir melodisi bile olsa içinde acıları barındırır.