16.01.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL AA
Çırağan Sarayı tarih danışmanı Yrd. Doç. Dr. Selman Can, Balyan ailesinin, Ortaköy Camii’nin de aralarında bulunduğu son dönem Osmanlı eserlerinin mimarı değil, müteahhidi olduğunu söyledi. İnşa edilen yapıların kalfalarının mimarları olarak algılandığını ifade eden Can, “ Serkis Balyan’ın Osmanlı’da son baş mimarlık unvanını taşıdığı bilgisi de yanlıştır. Serkis Balyan’a Sultan II. Abdülhamid döneminde bir ferman ile baş mimarlık verildiği belirtilse de, 31 Mart 1878 tarihli bu belge ferman değil bir iradedir ve verilen sermimar-ı devlet unvanı bir kadro unvanı değil, kişisel bir imtiyazdır” dedi.
Yıldız Nikolaki’nin eseri
Can sözlerini şöyle sürdürdü: “Heybeliada’da inşa edilen ilk Bahriye Mektebi’nin mimarı Kirkor Balyan değil, dönemin başmimarı Kırımlı Mahmut Ağa’dır. Dolmabahçe Sarayı Tiyatrosu Nikoğos Balyan’ın değil, İtalyan Gaspare Fossati’nindir. Baltalimanı Sahilsarayı (Büyük Reşit Paşa Sarayı) Serkis Balyan’ın değil, İtalyan Gaspare Fossati’nindir. Mecidiye Kışlası (Taşkışla) ve Harbiye Mektebi Serkis Balyan’ın değil, İngiliz mimar William James Smith’indir. Yıldız Hamidiye Camisi Serkis Balyan’ın değil, Ebniye-i Seniyye mimarlarından Rum Nikolaki Efendi’nindir. Sarayburnu Antrepoları Simon Balyan’ın değil, Alman August Jasmund’un eseridir. Malta Karakolu’na ait koğuşların mimarı Sarkis Balyan değil mühendis Seyyit Mehmet Tevfik’tir.”
Can, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrıca Osmanlı’da son sermimaran-ı hassa unvanını taşıyan Seyyid Abdülhalim Efendi’nin eserlerin birçoğu Balyanlar’a mal edilmiştir. Senekerim Balyan’ın eseri olarak gösterilen Bayezit Yangın Kulesi, Kirkor Balyan’a ait olduğu belirtilen Rami Kışlası, Nikoğos Balyan’a mal edilen Ortaköy Camisi yine Garabet Balyan’ın ismi ile anılan Eski Çırağan Sarayı, Sultan II. Mahmud Türbesi ve Hırka-i Şerif Camisi Abdülhalim Efendi’nin eserleridir.”
Rumlar da var
Marmara Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Mülayim “Balyanlar yok değil var. Son dönemde müteahhitlik, kalfalık yapmışlar ama son döneme damgasını vurmuşlar demek doğru değil. Bu dönemde Rum ve Müslüman mimarlar da var. Yüzlerce önemli eserin sadece Balyanlar’ın elinden çıkmış olması mümkün değil” şeklinde konuştu.
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hamza Gündoğdu da şunları belirtti: “Balyan’lar işin taşeronluğunu yapıyorlar. Bütünüyle onlar yapmadılar diyerek inkar etmiyoruz, müteahhitliğini yapmak ayrı, mimarı olarak çizimler yapmak, binaya vücut vermek ayrı konulardır.”