Gündem Basında 'Kalvenizm' polemiği

Basında 'Kalvenizm' polemiği

28.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Başı açık şekilde erkeklerle yan yana namaz kılan kadınlarla ilgili olarak Kalvenizm tartışması başladı. Ertuğrul Özkök, 'Kalvenist Müslüman hareketinin lideri Fethullah Gülen'dir' diye yazdı. Bu da polemik yarattı. Fethullah Gülen de 'Ne Kalvenistim, ne reformist' karşılığını verdi

Basında Kalvenizm polemiği

axgun022.jpg Medyada başlayan Kalvin tartışmasında yazılanlar şöyle: Subaşı Camii'ndeki karma namaz tartışması, köşe yazarları arasında "Kalvenizm polemiği"ne yol açtı. Birçok yazar dünkü köşesini, Hıristiyan dünyasını etkileyen reformist teolog John Calvin'e ayırdı. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ün "Kalvenist Müslüman hareketinin lideri Fethullah Gülen'dir" iddiasına Gülen'den de çabuk yanıt geldi: "Ne Kalvenist'im, ne de reformist." Türkiye'deki "İslami Kalvenistlerin" sayısı kaçtır? Eğer bunu Türkiye'deki Nurcuların sayısıyla ölçeceksek, raporun (Avrupa İstikrar İnisiyatifi'nin ilgili raporu) verdiği rakam şu: "Nur hareketinin Türkiye'de tahmin edilen taraftarının sayısı 5-6 milyon." Şimdi gelelim yazının en kritik sorusuna. Türk ekonomisinin yeni motor zihniyetini oluşturan bu "Kalvinist Müslüman" veya "Protestan Müslüman" hareketinin fikri lideri kimdir? Raporda bu sorunun cevabı yok. Ama, gerek ekonomik alandaki yaygınlığı, gerek dünyada bıraktığı izler açısından bakarsanız, bana göre "Kalvenist Müslüman" hareketin lideri Fethullah Gülen'dir. Ertuğrul Özkök (Hürriyet): Tarihçi Michael Mullett'in "Calvin" adlı özlü kitabında belirttiği gibi: Dinin sıkı disiplinine alışmış olmaları, kapitalizmin sıkı iş disiplinine uymalarını kolaylaştırdı. İbadet duygusuyla iş yaptılar. Ekonomik rasyonalizm gelişti. Cemaat dayanışması şirketleşmeyi kolaylaştırdı. Eğitime çok önem verdiler, okullar açtılar, çünkü yaptıkları iş bilgi gerektiriyordu. Türkiye'de Kemalist geleneğin bugün "irtica" zannettiği hareketlerin çoğu, benzer şekilde sosyolojik modernleşmenin dinamiklerine sahiptir. Bizde bu sosyolojik sürecin "İslami teceddüt" bakımından tipik örneği, Özkök'e göre Fethullah Gülen hareketidir. Doğru, "modern orta sınıf dindarlığı"nın özellikleri bu harekette de açıkça görülüyor. Taha Akyol (Milliyet): İslam sufizminde Protestanlık veya Kalvencilik aramak bütünüyle cehalettir. Bu çerçevede Fethullah Gülen'in Calvin'e, Nur cemaatlerinin Kalvenistlere benzetilmesi tamamen uygunsuz bir analoji, uzak mesafeden dahi ilgisi olmayan bir yakıştırmadır. Luther ve Calvin, Hıristiyanlık içinde radikal bir kopuşu temsil ederler -ki Hocaefendi Kuran'a soru sorduran modern zihnin kavramsal çerçevesini fazlasıyla önemsemesinden dolayı modernistlere hayırhah bir gözle bakmamaktadır. Ali Bulaç (Zaman): "Egemen Hıristiyan Kültürü"nün kabul edebileceği bir İslam anlayışının ortaya çıkması için "Bazı özel çabalar" sarf edildiğini görmezden gelmek mümkün değil. Dün Özkök, "Kalvenizm" ile Anadolu'daki "ekonomik hareketlenmeyi" değerlendirmiş. Ancak Müslümanlık'taki Protestan arayışların "Anadolu Kaplanları" kökenli olmadığını, aksine "Batı değerleriyle yakın ilişkide" olan ve "kültürel" olarak Batı ile daha yakın ilişkide bulunan gruplardan çıktığını görüyoruz. Fatih Altaylı (Sabah): Turgut Özal bilinçli şekilde "Organize Sanayi Bölgeleri"ni teşvik etmeseydi, konvertibilite ve daha sonra Gümrük Birliği olmasaydı, Calvin'in kendisi gelse acaba "Anadolu Kaplanları"nı ortaya çıkartabilir miydi? Mehmet Barlas (Sabah): Özkök Hürriyet'in dünkü nüshasında son derece önemli bir makale yazdı. Sünni İslamda Hıristiyanlık'taki Protestan çıkışına paralel bir izdüşüm benzetmesine, Said-i Nursi ve Fethullah Gülen'i örnek gösterdi. Katılıyorum. Objektif karakterde çağın akışına uyum sağlayabilme arayışındaki gözlemlerde, ille de boyunlara bir yafta asmak gerekmiyor. Halit Kakınç (Star): Anadolu'da Vakit gazetesinin "Arşiv" sayfasında da camilere kilise düzeni getirilmesini öneren Özkök, sanki sosyete tarikatının arkasında onlar varmış gibi bir üslup manevrasıyla Nurculara sataştı ve Gülen'in Müslümanların 'Protestan Calvin'i olduğunu yazdı" ifadesi yer aldı. 'Sosyete tarikatı' 1509 - 1564 arasında yaşayan Fransız asıllı teolog John Calvin, Katolik Kilisesi'ne ve Papalık'a muhalefet sonucu kurulan Protestanlık mezhebinin Martin Luther'den sonraki ikinci büyük ismi. Akla büyük önem vererek, yerleşmiş kuralları eleştiren Protestanların çizgisini ileri noktaya taşıdı. Calvin, dinin yalnızca inanç değil, aynı zamanda bir eğitim-öğretim sorunu olduğunu öne sürdü. Papalığı ve o güne dek var olan mezhepleri eleştirerek reformlar yapılmasını önerdi. Fransa'da doğan, uzun süre İsviçre'de yaşayan Calvin, buradan Avrupa'ya reformist düşüncelerini yaymayı başardı. Alman düşünür Max Weber, Calvin'in kapitalist zihniyetin doğuşunda birinci derecede etken olduğunu söyledi. John Calvin kimdir? Gülen'in, Özkök'e Zaman gazetesinde verdiği yanıt şöyle: "Ben kitap, sünnet, icma ve kıyas çerçevesinde, usulünden füruuna kadar, dinin bütün esaslarına bağlı, sıradan bir Müslümanım. Dinimizin adabına kadar, herhangi bir meseleye ilişme, değiştirme mülahazalarına girme, nazarımda en büyük günah ve haramdır. Dinin temel esasları bir yana, adap çerçevesinde kabul görmüş bir meseleyi dahi değiştirmektense, bin kere ölmeyi tercih ederim. Ne Calvinist'im, ne de herhangi bir reformist. Kanaatim o ki bugün, yenilenmesi gereken din değil, dindarlığımız olmalıdır." Gülen'in yanıtı