21.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülen 12 Eylül davanın iki sanığı, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya, tedavi gördükleri Ankara ve İstanbul GATA’daki odalarına kurulan sesli ve görüntülü sistemle duruşmaya katıldı. Duruşmada sanıkların avukatı Bülent Hayri Acar, müdahilliğine karar verilen bazı gerçek ve tüzel kişiler ile avukatları hazır bulundu. Sanıkların görüntüleri, sesli ve görüntülü sistem ile duruşma salonuna kurulan 4 LCD ekrana yansıtıldı. 4 kameradan çekilen görüntüler aynı anda ekranda görüldü.
OKUYAN; "YATAKLARINDA YATIYORLAR, OH NE ALA!"
Gömlek üstü siyah kazak
Ekranda ilk olarak GATA’daki boş yataklar görüldü. Daha sonra ekranlara ilk olarak Şahinkaya’nın gelerek, yatağına yatması salonda izlendi. Evren ise yanındaki bir kadın yardımcının eşliğinde yatağına yattı. Salondaki müdahil ve mağdurların bu sırada sessizce görüntüleri izlemesi dikkati çekti. Evren, sırt kısmı kaldırılan yatağında yarı yatar vaziyette ve üstü örtülerek, duruşmayı takip etti. Beyaz çarşaflar üzerindeki yataklarında yatan her iki sanığın da pijama yerine uzun kollu siyah trikolar giydiği görüldü. Hâkim Süleyman İnce, salondan görüntü alınmaması konusunda ihtarda bulundu.
‘Evren’i göremiyoruz’
Müdahil avukatlardan Ömer Kavili, görüntülerin ara sıra kısa süreli olarak gidip gelmesine, kameranın bakış açısına, kadrajın iyi olmadığına, görüntü kalitesine itiraz ederek, “Evren’i göremiyoruz efendim. Gördüğümüz zamanlarda odasındaki pencereden vuran ışık görüntüyü bozuyor. Teknisyenin insafına kaldık. Sanıkların yüzlerini, beden dillerini göremiyoruz. Kameralar tüm odayı dolansın, bulundukları yerleri göremiyoruz. Sanıkların yanında müdahil avukatlarından ikisinin hazır bulunmasını istemiştik, bu reddedilmişti. Oysa sanığın avukatı bulunmaktadır. Gerçekleştirilen teknik bağlantı yüzeysel ve hukukun ilkelerini çiğnemektedir. Sanıkların beden dilini göremememiz, bulunduğu ortamın sesini duyamamamız ve teknisyenin kadrajına teslim edilmiş olmamızı kabul edemeyiz” dedi. Avukat Fikret Babaoğlu ise salonda pek fazla kişi bulunmadığını öne sürdü ve aleniyetin sağlanmadığını kaydetti. Babaoğlu, görüntülerin mahkeme dışında da izlenmesinin sağlanmasını talep etti. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, mahkeme salonu dışına görüntü verilmesinin kanunen yasak olduğunu söyledi.
‘MİT kameraları da kapansın’
Kavili, “Salondan görüntü alınması yasaksa MİT’e ait kameralar da kapatılsın” dedi. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, bazı kameraların başka bir davaya ilişkin gizli tanığın dinlenmesi için konulduğunu, 12 Eylül davasıyla ilgili olmadığını söyledi. Kavili, duruşmaya idarenin müdahale edemeyeceğini belirterek, salondaki MİT’e ait kameraların sökülmesini talep etti. Kavili ayrıca duruşma sırasında sanıkların tıbbi müdahaleye maruz kalabileceklerini, bu görüntülerin ekranlardan kaçırılmamasını istedi.
Kamera odada gezdirildi
Savcının taleplerin reddini istemesi üzerine avukat Kavili, savcıların taleplerini gerekçelere dayandırmaları gerektiğini söyleyerek, ”Dile getirilen hususlarla ilgili somut bir şey söylemeden, ezber ve alışkanlık çerçevesinde mütalaa verilmiştir. Gerekçesiz olan bu mütalaanın aksi yönünde, taleplerimiz doğrultusunda karar verilsin” dedi. Mahkeme heyeti, sanıkların bulundukları yerlerdeki kameraların zaman zaman gezdirilmesine, MİT kameralarının sökülmesine yer olmadığına, daha iyi görüntü için teknik görevlilerin kadraj ve kamera yakınlığı gibi yeni düzenleme yapmasına karar verdi. Duruşmaya bunun için ara verildi.
13 bin 300 TL maaş
Aranın ardından Evren ve Şahinkaya’nın kimlik tespitine geçildi. Sesleri çok kısık ve derinden gelen sanıkları duyamayan avukatlar yine itiraz etti. Evren, ikamet adresini Ankara Merkez Orduevi’nin yanındaki askeri lojman, aylık gelirini 13 bin 300 lira, eğitim durumunu askeri akademi mezunu olarak söyledi. “Netekim” sözü ile özdeşleşen Evren, Hâkim İnce’nin okuduğu kimlik bilgilerini de “Evet efendim” diyerek, onayladı. Şahinkaya ise Fenerbahçe Orduevi Korumalı Lojmanlarında ikamet ettiğini, askeri akademi mezunu olduğunu, aylık gelirinin 6 bin 800 lira olduğunu açıkladı. Soruların bazılarını iyi duyamayan Evren ve Şahinkaya’ya yanlarında bulunan naip hâkim ve mahkeme yazı işleri müdürü yardımcı oldu. Sorular Evren ve Şahinkaya‘ya bu isimlerce aktarıldı.
Doktorlar da bekledi
Ara karar uyarınca Evren ve Şahinkaya’nın yanındakiler de zabıtlara geçirildi. Evren’in yanında, avukatı Sezin Tuncer, Ankara Bilgi İşlem Müdürü Ümit Demircan, Adalet Bakanlığı bilgi işlem personeli Burak Kiriş ve Abdulaziz Yavuz, Evren’in doktoru Abdülkadir Akın, hemşire Perihan Özden ile zabıt kâtibi Hakan Kocaoğlu hazır bulundu. Şahinkaya’nın yanında avukat Burak Başkale, bakanlık bilgi işlem sorumlusu Yücel Akbulut ile İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü Şafak Nur Dede bulundu. Şahinkaya’nın doktorları ifade işlemi sırasında kapının önünde bekledi.
‘Sanıklar uyuyor’
Sonra iddianame okundu. İddianameyi, TRT’de görevli Cüneyt Gündoğdu okudu. İddianame okunurken sanıkların sıkıntılı halleri dikkati çekti. Zaman zaman gözlerini kapatmaları üzerine avukat Kavili, “Başkan bey sanıklar uyuyor efendim” dedi. Bu sözler, salondakilerin gülüşmelerine yol açtı.
‘Darbeci böyle yargılanmaz’
Kavili, iddianame okunurken Şahinkaya’nın fincanla bir şeyler içtiğini gördü. Kavili, “Darbeci böyle yargılanmaz. Buna müdahale edilsin. İlaç içiyorsa diyecek bir şey yok. Ama kahve içiyorsa mahkemeye saygısızlık. Çay mı içiyor kahve mi içiyor yoksa ilaç mı alıyor sorulsun” diye konuştu. Hâkim İnce, Şahinkaya’ya ne içtiğini sordu. Şahinkaya, sıcak su içtiğini söyledi. Ancak avukatlar, “Sanık önce kahve içtiğini söyledi. Yardımcıları düzeltti. Tutanağa geçilsin” dedi. Hâkim İnce, iddianamenin okunması uzun süreceğinden ve sanıkların iddianameyi dinlerken uyuma ihtimalleri uyarınca uyanık durmalarını sağlayacak sıvı tüketebileceklerine karar vererek, duruşmaya devam etti.
‘İsterseniz ayakta dinleyelim’
Müdahil avukatları ise, ”İsterseniz sanıkları ayağa kalkıp dinleyelim” diyerek, tepki gösterdi. Bu sırada sanıklarla olan bağlantı koptu. Hakim İnce, ”Bu tarz gerginliklere kablolar dayanmıyor demek ki” diyerek karara tepki gösterdi.
Bağlantı yeniden sağlandıktan sonra iddianamenin okunmasına devam edildi. İnce, iddianamenin bazı bölümlerinin özetlenebileceğini söyledi.
Kulaklarını kapattı
Söz alan avukat Kavili, sanıkların yanında “hâkim” bulunması gerektiğini ifade ederek, “hâkimlik yetkilerinin, hakim olmayan kişilere devredilemeyeceğini” söyledi. Buna karşı görüşü sorulan sanık avukatı Bülent Acar ise naip hâkim bulunmamasının, savunma haklarını kısıtlamadığını beyan etti. Müdahil avukatları ise iddianamedeki, işkenceyle ilgili bölümlerin açık şekilde okunmasını istediler.
Mahkeme, bu talebi kabul etti. Bu bölümler okunurken, salondaki bazı müdahiller kulaklarını kapattı. İddianamenin okunması sırasında verilen arada Şahinkaya’nın siyah yelek giydiği görüldü.
12
Eylül davasında dün tarihi bir yaşandı. Sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya 4 kamera ile çekilen görüntülerle mahkeme salonuna kurulan 4 LCD ekrandan soralara yanıt verdi.
İddianame 4 saatte okundu
İddianamenin okunması yaklaşık 4 saat sürdü. Mahkeme, iddianameyi okuyan görevliye 700 lira ücret verilmesini tutanak altına aldı. İddianame okunurken, Evren’in hareketsiz kaldığı, zaman zaman kafasını kaşıdığı görüldü. Salonu bulundukları odadan görebilen Evren ve Şahinkaya, mağdurların kulaklarını kapatmalarına, avukatların itirazlarına tepki göstermedi. Sanıkların mal varlıklarına tedbir konulmasına ilişkin mahkemenin ret kararına itiraz da reddedildi. Davaya bugün de sanık savunmaları ile devam edilecek.
‘Biz yargılayacağız’
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı ve 12 Eylül Mağduru Ülkücüler Komisyonu Başkanı Remzi Çayır, ”Darbeciler halen sanık sandalyesine oturtulamadı. Arkadaşlarımızı asanlar bir şekilde mahkemeden firar etme yollarını buldu. Bu bizim umut ettiğimiz bir sonuç değil. Biz tam anlamıyla Şili’nin, Arjantin’in, İtalya’nın, İspanya’nın yaptığının yapılmasını istenmiştik. Bunu şu ana kadar yapamadık. Mahkemenin sanıkları mahkemeye getirmemesini içimize sindiremedik. Darbecileri yargılıyoruz, darbe anayasasıyla ülke yönetiyoruz. Bu ayıbı da temizlemeliyiz” diye konuştu. Çayır, mahkeme katılmayan Evren ve Şahinkaya’yı adliye önünde kurdukları sembolik mahkemede daha sonra yargılayacaklarını kaydetti.
‘Keyfe keder ifade’
Duruşmayı, 12 Eylül’ün ardından cezaevine giren eski bakanlardan Yaşar Okuyan da izledi. Okuyan, “Bu, 12 Eylül’le hesaplaşma falan değil. Ufacık ekran. Adamlar yatağında rahat. Adamın yüzünü görmüyorsun, yan gelmiş yatıyor. Mamak’ta tecritte, hücrede yatarken bize aynı muamelemeyi mi yapıyorlardı? O dönemde yüzlerce insanın kanı üzerinde olan, yüzlerce insanın hayatını karartmış olan insanlar yataklarından keyfe keder ifade vermelerini yadırgıyorum. Neymiş, yaşlıymışlar. 17 yaşındaki Erdal Eren’i yaşına bakmadan asanlara yaşla ilgili muamele yapılıyor” diye konuştu.
‘Umarım susma hakkını kullanmazlar’
Avukat Kazım Genç, duruşmanın iddianamenin okunmasının ardından sona erdiğini, duruşmada en önemli hususun sanıkların keyfi davranışları olduğunu söyledi. 12 Eylül askeri darbesinin ardından yapılan yargılamalarda müvekkillerinin tek tip kıyafet uygulamasından çektikleri sıkıntılara şahit olduklarını anlatan Genç, ”Bu sıkıntılara tanık olan bizler, bu darbeci generallerin kahve içerek, çay içerek ve üstelikte herhangi bir tıbbı nedenle değil, keyfi rahatlık içinde ifade veriyor olmaları bizi ’Bu hak mıdır?’ sorusu noktasına taşımış bulunmaktadır” dedi. Duruşmanın bugünkü oturumunda sanıkların ifade vermesini beklediklerini ve sanıklara kendilerinin de soru yönelteceğini dile getiren Genç, ”Umarız sanıklar ’susma hakkımı kullanıyorum’, ’bu soruyu yanıtlamak istemiyorum’ gibi yanıtlar vermez” diye konuştu.
İDAM EDİLENLERE SAYGI
Sabah saatlerinden itibaren davanın görüldüğü Ankara Adliyesi önünde toplanan çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri adliye bahçesine darbe mağdurların fotoğrafları ile ”Bütün darbeciler yargılansın”, ”12 Eylül sürüyor, mahkûm edene kadar peşindeyiz”, ”Darbecisiniz paşa paşa yargılanacaksınız”, ”Kayıplar bulunsun, darbeci katillerden hesap sorulsun” pankartları koydu, ”12 Eylül sürgünleri vatana dönsün”, ”Kamu vicdanında yargılattık, mahkeme önüne bıraktık” sloganları attı. Polis adliye önünde güvenlik önlemi aldı. Darbe mağduru Atilla Güven, kefeni temsil eden beyaz bir örtü ve boynunda ”yağlı urgan” ile Ankara Adliyesi önüne geldi. Adliye önünde 12 Eylül’de idam edilenler için saygı duruşunda da bulunuldu.