Gündem 'Belki de Türkiye'de en genç benim...' Korkmuyorum, anlatıyorum!

'Belki de Türkiye'de en genç benim...' Korkmuyorum, anlatıyorum!

04.02.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:

Hazımsızlık, kilo kaybı ve ateşlenme şikâyetleriyle doktora başvuran Salih Arcan (60), yapılan testler sonucunda mide, lenfler, karaciğer ve kemiğinde tümör olduğunu öğrendi. Ama Arcan mücadeleden vazgeçmedi ve ‘grip gözüyle baktığı’ hastalığa karşı zafer kazandı... Türkiye’de meme kanseri teşhisi alan en genç hastalardan biri de Büşra Yetişir (21). Meme kanseri ile henüz 17 yaşında tanışmış. 4 yıllık tedaviyle de kanseri yenmiş.

Belki de Türkiyede en genç benim... Korkmuyorum, anlatıyorum

Belki de Türkiyede en genç benim... Korkmuyorum, anlatıyorum
Dünyada ve ülkemizde milyonlarca insan kansere karşı savaşıyor, hayata sıkı sıkı tutunuyor. Uzman doktorlarla birlikte gördükleri tedaviler sonrasında sağlıklarına kavuşanlar ve hâlâ bu hastalıkla mücadele edenler yaşadıklarını ve hikâyelerini Milliyet’e anlattı.

Haberin Devamı

Özel bir şirketin satın alma departmanından emekli olan Salih Arcan (60), 2017 yılında hazımsızlık şikâyetiyle doktora gitti. Birkaç boyunca çok hızlı kilo vermişti. Kilolu olduğu için bu durumdan hoşnut olsa da ateşlenme de başlayınca Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Melih Özel’in kapısını çaldı. Prof. Özel, ‘midede istenmeyen bir görüntü var’ diyerek Arcan’ı onkolojiye yönlendirdi. Tetkikler sonucunda midedeki tümörün karaciğere, lenflere ve kemiklere sıçradığı görüldü. Arcan, bu noktadan sonra tedavisini Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Kömürcü ile birlikte yürüttü. 12 kür kemoterapi sonrası kemikler ve lenflerdeki kanser hücreleri temizlenirken, karaciğerdeki kitle de oldukça küçüldü.

Haberin Devamı

‘Duruma geçici olarak baktım’

Arcan, tedavi sürecini şöyle anlattı: “İlk birkaç gün halsizlik yaşadım. Günde 2, 2-5 litre su içiyordum. Hiç midem bulanmadı. Tüm bunlara geçici bir durum olarak baktım, bu hastalıkla yaşamayı öğrendim, galip gelmeyi düşündüm. Sadece saç ve sakallarımda hafif dökülmeler oldu. Bu hastalığa grip gözüyle baktım ve onu alt etmeye kararlıydım. Çünkü ben kanserden daha güçlüyüm. Hastalık döneminde hastalığı hiç aklıma getirmedim.

Belki de Türkiyede en genç benim... Korkmuyorum, anlatıyorum

‘Hayattan sakın kopmayın’

Normal hayatıma devam ettim. Vücudum tembelliğe alışmasın, hareket etsin diye hep dışarı çıkıyordum. Hayattan kopmamak lazım. Birileri geldi, ‘Çok üzüldük, vah vah’ dedi, ben de ‘Biz hiç üzülmedik’ dedim. Yapacak bir şey yok ki bu durumda. Oturup ağlamaktansa mücadele etmeye karar verdim. Hastalara hayattan kopmamayı öneriyorum. Kendilerine zaman ayırmalılar. Hastalar sağlığına, sağlıklı beslenmelerine dikkat etmeli. Doğal beslenmek önemli. Bu hastalık döneminde herkes birçok alternatif tedavi öneriyor. Biz hep doktorumuzla yürüdük, onun sözünden çıkmadık, sonsuz güvendik. Şimdi sağlık durumum çok iyi, kanser hayatımdan sadece gelip geçti.”

Belki de Türkiyede en genç benim... Korkmuyorum, anlatıyorum
‘Hiç ‘Eyvah, bittik’ demedik’

Salih Arcan’ın eşi Şule Arcan da yaşadıkları zor günlere dair; “Zahmetli bir süreçti ancak Salih de ben de hiçbir zaman hayata küsmedik, ‘Eyvah, bittik’ demedik. Şeref Hoca bize hastalığın evresini bile söylemedi. ‘Evre önemli değil, önemli olan bu hastalığın tedaviye vereceği yanıttır’ dedi hep. Pozitif yaklaşımıyla hayata tutunduk” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

‘Pozitif yaklaşım tedavide çok önemli’

Arcan’ın tedavisini sürdüren Prof. Dr. Şeref Kömürcü, kanser tedavilerinin uzun ve özen gerektirdiğini belirterek şunları söyledi: “Bu dönemi başarı ile yürütebilmek için hastanın tedaviye inancı, pozitif tutumda olması ve aile desteği çok önemlidir. Salih Bey de bu pozitif yaklaşım, en sıkıntılı dönemlerinde bile hiç azalmadı. Bu tutum mücadele gücünü çok artırdı. Kanser yönetiminde hasta, hasta yakını ve onkoloji çalışanlarının bir ekip olarak çalışması önemli.”

Belki de Türkiyede en genç benim... Korkmuyorum, anlatıyorum
‘Boşver’ demeyi öğrendim

40 yaşındaki Sosyal Bilgiler Öğretmeni Yeliz Eltuğral, kadınlarda en sık görülen meme kanserini yenerek hayata tutundu. Çınar adında 8.5 yaşında bir oğlu olan Eltuğral, hastalığı sayesinde hayata artık farklı baktığını, anın tadını çıkardığını söylüyor.

Haberin Devamı

Eltuğral da kanserle meme ucunda fark ettiği yarayla tanışmış. Sağ göğsündeki kitle yapılan biyopsinin sonucunu da 14 Şubat Sevgililer Günü’nde almış. Maalesef eşine o gün kanser olduğu haberini veren Eltuğral, 8 aylık bir tedavi süreciyle hastalığı atlatmış. Şu an sadece aylık kontrollere gittiğini belirten Eltuğral, tedavi sürecinde hayata bakışına dair değişimi şu sözlerle anlatıyor:

“En iyisini ben bilirim ben yaparım diyen otoriter bir insandım, evladına bile bazen sert bir anne oluyordum. Her şey mükemmel olmalıydı. Şu anda hayatın anlamını öğrendim. Esnek ve sabırlı birine dönüştüm. Vaktin daha değerli olduğunu ve boşver demeyi öğrendim. Sosyal medyada kanser olan ve umut veren kişileri takip ettim. Çok genç hastalar bana umut oldu. Çevrem destek oldu. Bu çok önemli. Tedavi sürecinde doktorunuza güvenmezseniz iyileşemezsiniz.

‘Yeniden doğmuş gibi oldum’

Kemoterapi sürecinde kirpiklerime kadar vücudumdaki tüm tüyler dökülmüştü. Hastalığı yendiğimde tekrar saçlarım çıktı ve yeniden doğmuş gibi oldum. Rimel sürmenin kıymetini anladım. Eskiden kola, cips, bol karbonhidrat gibi yiyecekleri tüketiyordum. Şeker tüketmemeye çalışıyorum. Artık çaya şeker atmıyorum. Öncelikle brokoli, karnabahar ve bol sebze yemeye gayret gösteriyorum. İyi bir ruh haliniz olmazsa yiyecekler bir işe yaramaz. Önce ruhumuzu tedavi etmeliyiz. Günlük 30 dakika yürüyüş meme kanserini riskini azaltır diyorlar. Ben de aktivite yapmaya çalışıyorum.”

Haberin Devamı

Belirtileri

- Memede kitle

- Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği

- Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması

- Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması

- Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik

- Memenin şeklinde değişiklik

- Meme başında ortaya çıkan akıntı

- Koltuk altında ele gelen bir kitle

Kanserden değil geç kalmaktan kork

Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinde erken teşhis büyük önem taşıyor. Uzmanlar risk artışı olmayan kadınlar için 20-39 yaşları arasında her ay kendini muayene ve 1-3 yıl ara ile uzman hekime muayene olunmasını öneriyor. 40 yaş üzerinde ise her yıl doktor kontrolü ve mamografi çektirilmesi tavsiye ediliyor.

Meme kanserinde risk faktörleri neler

- Obez veya aşırı kilolu olmak

- Yeterli fiziksel aktivite yapmamak

- Alkol kullanımı

- İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar

- Erken adet görme

- Genç menopoz

- Ailede meme kanseri öyküsünün bulunması. Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazla.

YARIN: - Krill’e donör Almanya’dan, hayat Türkiye’den - Kanserin nedenleri - Sık görülen kanser tipleri

17 YAŞINDA MEME KANSERİ OLAN BÜŞRA HASTALIKLA MÜCADELESİNİ ANLATTI:

İyi olacağıma hep inandım

Türkiye, meme kanserinde son derece kötü bir karneye sahip. Öyle ki; 40 yaş altı erken yaşta meme kanseri görülme sıklığında Avrupa ülkeleri arasında Türkiye ilk sırada yer alıyor. Buna rağmen kanseri yenenlerin öyküsü, ‘4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde hastalıkla savaşanlara umut oluyor.

Teşhis döneminde gecikme yaşamış olsa da hastalıktan kurtulan Büşra Yetişir, tedavi sürecinde güçlü ve pozitif olmasının iyileşmesinde çok etkili olduğunu söylüyor.

“17 yaşında sol mememde akıntı fark ettim. Yapılan tetkikler sonucu akıntının hormonal olabileceği söylendi. Ama kısa süre sonra memede nohut büyüklüğünde bir kitle oluştu. Çekilen ultrasonla iyi huylu bir kitle olduğu 3 aylık periyotlarda ultrasona girmem gerektiği söylendi. Ancak kitle düzenli bir büyüme göstererek 5 santimetreye ulaştı. Biyopsi de yapılmadı. Osmangazi Üniversitesi’ni kazanınca Eskişehir’e yerleştim. Eskişehir Devlet Hastanesi’nde çekilen ultrason ve MR sonucunda doktorum kitlenin alınması gerektiğini söyledi. Ameliyat ve patoloji sürecinden sonra teşhis konuldu. 4 kür kemoterapi aldım. Saçlarım, kaşlarım, kirpiklerim döküldü. Tedevaden sonra saçlarım yeniden uzadı. Hormon tedavisi, hap ve aylık iğne kullanmam gerektiğine karar verildi. 4 yıldır ilaç kullanıyorum. Her zaman daha iyi olacağıma ve bu sürecin benim mutlu olmamla birlikte çok çabuk başarıyla sonuçlanacağına inandım. Belki de Türkiye’de en genç meme kanseri hastası benim. Erken teşhisin öneminin tüm kadınlara aktarılmasıyla meme kanserinin önüne birlikte geçebiliriz.”

‘KORKMUYORUM, ANLATIYORUM’

Meme kanserine karşı sosyal sorumluluk projeleri geliştiren Türkiye Meme Vakfı ise, “Farkındayım Korkmuyorum- Arkadaşıma Anlatıyorum Meme Sağlığı Akran Eğitimi” başlıklı projenin hayata geçirildiğini duyuruldu. Türkiye Meme Vakfı Baş kanı Dr. Can Gürbüz şunları söyledi:

“Yılda ortalama 30 bin kadının meme kanseri ile savaştığı Türkiye’de internet platformu kurduk. Paşabahçe, sosyal sorumluluk projesine destek veriyor. E-Öğrenme projesi kapsamında platformu kullanan gönüllüler, uzmanların hazırladığı videolardan edindikleri bilgileri yakınlarına aktararak bilinç oluşturmaya aracılık ediyorlar. Mobil kullanıma uyumlu olan platform sayesinde bireyler meme sağlığı konusunda güncel bilgileri takip etme fırsatı bulacak. Platformda aynı zamanda işitme engelliler için de bir uygulama bulunuyor.”