Gündem ‘Bilime güvensinler’

‘Bilime güvensinler’

07.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Atilla Özdemiroğlu, 6 aydır mücadele ettiği akciğer kanserinin tedavisinden pekiyi notlar aldığını söylüyor. Hastalığıyla ilgili yaptığı araştırmalarla bilgilendiğini söyleyen Özdemiroğlu, en çok suistimal edilen hastalık olan kanserde bili me güvenmek gerektiğini ifade ediyor

‘Bilime güvensinler’

Attila Özdemiroğlu, müzik deyince Türkiye’de ilk akla gelen isimlerinden 72 yaşındaki sanatçı, 20 Kasım 2014 tarihinde akciğer kanseri olduğunu öğrendiğinde, o güne kadar hastalık denen olgunun varlığını bilmiyordu. Sağlık ve başarıyla geçen yılların ardından kanserle tanışmıştı Özdemiroğlu... Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi’nde hiç gecikmeden tedavi sürecine başlanan Özdemiroğlu, 5 kez kemoterapi gördü. Bu hafta içinde 6’ncı defa kemoterapiye girecek olan sanatçı, yeniden eski sağlıklı günlerine dönecek.
Özdemiroğlu, hastalık ve tedavi sürecinde yaşadıklarını Milliyet’e şöyle anlattı: “Ben, bir hastalıkla tanıştım. Ve bunun adına kanser diyorlardı. Kanserin halk içindeki tanımı, algısı çok kötü. Bir sürü hastalık ölüm getiriyor, ama kanser tanımlaması çok daha soğuk. Kanser olabileceğimi düşünüyordum bunlar vahim şeyler değil. Yaşamın en önemli ürünü ölümdür diye bakıyorum aslında. Ölümsüzlüğün iyi bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu nedenle ilk haberi aldığımda dünyam yıkılmış gibi hissetmedim.”
‘Hızlı kararlar çok önemli’
“Hızlı karar, muayene ve testler sonucu acil durumu pozitife çevirmek çok önemli. Tedavim hastane başvurusunun 3. gününde başlamış oldu. 19 Şubat’ta 4. kemoterapiden pekiyi dereceden mezun oldum. Geçtiğimiz günlerde 5. kez kemoterapi oldum. Bu hafta içinde son kez kemoterapi olduktan sonra tam anlamıyla sağlığıma kavuşmuş olacağım. Hastalığın ilk evresinde fiziksel olarak kendimi limitlemek zorunda kaldım. Artık eski enerjimin olduğunu zannediyorum. Hastalığımla ilgili çok bilgilendim, araştırdım. Klasik yaklaşımın güvenilir olduğunu, bilimden sapmamak ve alternatif yaklaşımların sadece destek olarak algılanması gerektiğini düşünüyorum. Kanser en fazla spekülasyon yapılan hastalık ve bu yüzden de çok suistimal ediliyor. Konuyu bilime teslim etmek gerek.”
‘Hastalığı sevdim’
“Sağlık dönemi yaşamla en barışık olduğum dönemdi. Aslında hastalığı sevdim ben; daha rahat bir hayata geçtim. Birilerinden sorumluydum şimdi birileri benden sorumlu. Ailemin ve dostlarımın tüm çevremin gücünü ve sevgilerini hissettim. Bu bana güç veriyor. Hastalığım sırasında yaşamın keyfini çıkardım diyebilirim. Tanı konulunca tabii bu akanlar değişmedi ama yaşınız ilerledikçe hayat daha başka akıyor. Artık üst bir boyutta hayatı yaşıyorum.”
‘Sigarayı bıraktığım için hasta oldum’
Özdemiroğlu başından geçen ilginç bir olayı da paylaştı: “Bir gece bir arkadaşım bana telefon açtı. ‘Sana sigarayı bırakma dedim. Sigarayı bıraktığın için kanser oldun’ dedi. Ben de diyelim ki sigarayı bıraktığım için kanser oldum. Kanserin tedavisi var ancak KOAH hastalığının tedavisi çok zor deyince, bir şey diyemedi. Kanserle savaşan insanlar mutlaka bilime inansınlar. Bilinç düzeyine erişmek de çok önemli. Bilimsel olarak hastalığıma çalıştım. Bilim ve bilinç tedavinin mihenk taşı.”

Haberin Devamı

Her yıl 160 bin kişi kaybediliyor

Okan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semih Baskan, Türkiye’de her yıl yaklaşık 160 bin kişinin kanser nedeniyle kaybedildiğini belirterek kanser istatistikleri hakkında şunları söylüyor; “Bu rakamın 97 binini erkek, 62 binini kadın hastaların oluşturuyor. Erkeklerde akciğer ve solunum yolları kanserleri yüzde 61 oranında. Prostat kanseri olguları yüzde 33.8, kolon kanserlerindeki oran ise yüzde 20.7 oranında. Kadınlarda 1’inci sırayı yüzde 38.6 ile meme kanseri olguları alırken, ikinci sırayı yüzde 18 ile tiroid kanserleri izliyor. Yıllık tedavi giderleri yaklaşık olarak 460 milyar doları bulan kanserlerden 3’ü de taranabilir özellikte. Bunlar meme, rahim ve bağırsak kanserleri. Türkiye’de her yıl 3 bin çocuk kansere yakalanırken, lösemi birinci sırada yer alıyor.”

Haberin Devamı

‘Taramaya girmeseydim kansere yakalanacaktım’

Florence Nightingale Hastaneleri Radyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Numan Cem Balcı, genetik risk faktörü taşımayan kadınların, meme kanseri riskine karşı 40 yaşından sonra mutlaka düzenli olarak taramalardan geçmesini belirterek; “Ancak anne, anneanne veya babaannesinde meme kanseri görülen kadınların 30 yaşından sonra her yıl düzenli olarak taramalardan geçmesi gerekir. Erkeklerde ise özellikle kolon kanserine karşı 50 yaşından itibaren tarama ve rutin muayene çok önemli. Prostat kanseri de en sık görülen türler arasında. Her erkek için 50 yaş sonrası düzenli taramadan geçmesini tavsiye ediyoruz. Maalesef erkek hastalarda akciğer kanseri birinci sırada. Başlıca nedeni ise sigara. Kanser riskine karşı önerimiz, sigara, alkol, işlenmiş gıdalardan uzak durulması. Kilo alınmaması, stres ve üzüntüden uzak kalınması da önemli maddeler arasında. Büyükşehirlerde yaşayanların mutlaka hareketli bir yaşamları olmalı. Yürüyüş ve yapabildikleri kadar spor da sağlık için önem taşıyor” dedi. Prof. Balcı, başından geçen örnekle erken tanının önemine değindi; “Kendime çok iyi bakmaya çalışıyorum. Geçtiğimiz haftalarda kolon kanseri riskine karşı, kolonoskopi yaptırdım. Tetkiklerde polip olduğu tespit edildi. Şayet taramadan geçmemiş olsam, bu polipler birkaç yıl sonra kansere hücresine dönüşecek ben de kansere yakalanmış olacaktım.”

Haberin Devamı

‘Akıllı moleküllerin başarısı sevindirici’

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Gökhan Demir, son 10 yılda özellikle genetik ve moleküler biyoloji alanındaki gelişmeler sayesinde kanserde var olan genetik bozuklukları çok daha iyi tanımaya başladıklarını ifade etti. Kanserin artmasına yol açan gendeki bozukluğu hedefleyen ilaçların üretildiğini kaydeden Prof. Dr. Demir, “Biz bunlara akıllı moleküller, kişiye özel tedaviler diyoruz. Gerçekten bazı kanser türlerinde bugün hiç kemoterapi yapmadan sadece bu akıllı moleküller ve hedefli tedavilerle kanseri ileri evrelerinde bile kontrol altında tutuyoruz. Bugün en ölümcül kanser türlerinde bu tür akıllı moleküllerle başarı sağlayabilmemiz çok heyecan verici. Akciğer kanseri ve melanomdaki bu tedaviler ABD’de ve Avrupa’da onaylandı. Yakın zamanda Sağlık Bakanlığı’nın onayı ile bu ilaçları ülkemizde de kullanmaya başlayacağız.”

Haberin Devamı

YARIN: “KANSER ÇARESİZ BİR HASTALIK DEĞİL”, PROF. NİL MOLİNAS MANDEL: “YAŞAM SÜRESİ UZUYOR”