GündemBİR YILDIZ KAYDI

BİR YILDIZ KAYDI

01.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri bakanlarından, Türk sosyal demokrat hareketin, en önemli isimlerinden, Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün oğlu Erdal İnönü, sabaha karşı ABD'de tedavi gördüğü hastanede vefat etti

BİR YILDIZ KAYDI

İkinci İnönü'yü kaybettik Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanlarından, Türk sosyal demokrat hareketin en önemli isimlerinden Erdal İnönü'nün, tedavi gördüğü ABD'nin Houston kentinde dün sabaha karşı 05.00 sıralarında vefat ettiği öğrenildi. Erdal İnönü, 2006'da Houston'da bulunan M.D. Anderson Kanser Merkezi'ndeki tedavisinin ardından yurda dönmüş, hastalığının nüksetmesi üzerine 27 Ağustos'ta ABD'ye giderek tekrar tedavi olmaya başlamıştı. İnönü'nün yanında eşi Sevinç İnönü bulunuyordu. Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı ve Atatürk'ün silah arkadaşı İsmet İnönü'nün oğlu, dünyaca tanınan fizik profesörü ve ünlü siyaset adamı Erdal İnönü (81), dün yaşama veda etti. TBMM Genel Kurulu, dünkü çalışmalarına ABD'de vefat eden eski Başbakan Yardımcısı SHP'nin Onursal Genel Başkanı Prof. Dr. Erdal İnönü için saygı duruşuyla başladı.TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil, oturumu açtıktan sonra milletvekillerini İnönü anısına 1 dakikalık saygı duruşuna davet etti.Saygı duruşunun ardından yerinden söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Erdal İnönü, adına rağmen 12 Eylül yönetimi tarafından veto edilerek TBMM'ye sokulmamıştır" dedi. İnönü'nün Türk siyasi kültürüne özel katkıları olduğunu kaydeden Günay, "Siyasetçilerin alkışlandığı ve omuzlara alındığı bir dönemde omuzlara alınmayı reddederek, yere yatmış ve Türk siyasetindeki şark görüntülerine tepki göstermiştir" diye konuştu. Günay, İnönü'nün, düşüncelerine katılmasa da siyasetçilerin yasaklı olmasına karşı çıktığını anımsattı.CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol da, söz alarak İnönü ailesine ve tüm vatandaşlara başsağlığı diledi. Anadol, "CHP içindeki çalkantılı günlerde babasının yerine geçen Ecevit'i tebrik edecek kadar olgunluğa sahip bir insandı Erdal İnönü" dedi.DSP Ankara Milletvekili Emrehan Halıcı da, "İnönü, Türkiye'ye örnek oldu, olmaya da devam edecek" diye duygularını ifade ederken, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da "Türk siyasetine özgünlük ve derinlik kazandırmış bir insanı kaybettik" diye konuştu.DTP Muş Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Sırrı Sakık da, "Türkiye'yi özgürleştirecek çok şeyler yaptı. Biz 24 milletvekiliyle zamanında hazırladığımız bir projeyi korkarak yanına götürdük, ama o cebinden kalemini çıkararak '25. imzayı ben atayım' dedi" ifadesini kullandı. TBMM'den saygı duruşu Erdal İnönü için 3 Kasım Cumartesi günü TBMM'de devlet töreni düzenlenecek. İnönü'nün cenazesi, 4 Kasım Pazar günü İstanbul'da toprağa verilecek. TBMM'de devlet töreni Fark yaratan siyasetçi Erdal İnönü, 6 Haziran 1926'da, İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü'nün oğlu olarak Ankara'da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da yaptı. 1947'de Fen Fakültesi'nde fizik öğrenimi gördükten sonra ABD'ye gitti. Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nde yüksek lisans ve doktora derecelerini aldı. Teorik fizik alanında araştırmalarda bulunan İnönü, yurda dönünce Ankara Üniversitesi'nde fizik asistanı olarak göreve başladı.Askerlik görevini yaptıktan sonra üniversite doçentlik sınavını verdi. 1957-1960 yılları arasında tekrar ABD'ye giderek "Atom Enerjisinden Yararlanma" programı içinde çeşitli üniversite ve enstitülerde araştırmalar yaptı. 1964-1974 yılları arasında Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde fizik profesörü olarak çalıştı. ODTÜ'de Teorik Fizik Bölümü Başkanlığı, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı, ODTÜ Rektörlüğü gibi üst düzey görevlerde bulundu. İnönü, öğrenci olaylarının yoğun olarak yaşandığı 1971 yılında ODTÜ Rektörlüğü görevinde bulunuyordu. İnönü, bu dönemde arama yapmak için üniversiteyi saran güvenlik güçlerine izin vermemesiyle dikkat çekti. 12 Eylül 1980 harekâtının ardından, 1983 yılında yeni partilerin kurulmaya başlamasıyla Erdal İnönü de aktif siyasete girdi. Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) kurucu genel başkanı olan İnönü, SODEP ile Halkçı Parti'nin birleşmesiyle kurulan Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin (SHP) ilk olağanüstü kurultayında genel başkanlığa seçildi ve SHP Genel Başkanlığı görevini 1993'e kadar sürdürdü. 1986 araseçimlerinde İzmir'den milletvekili seçilen Erdal İnönü, 18. ve 19. dönemlerde de milletvekili oldu. İnönü, 1991 genel seçimlerinden sonra, SHP'nin Doğru Yol Partisi ile kurduğu, Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. Süleyman Demirel'in 16 Mayıs 1993'te 9. Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, DYP-SHP koalisyonu Tansu Çiller'in başbakanlığında devam ederken, genel başkanlığı bırakma kararını açıkladı. SHP'nin 11 Eylül 1993'teki 4. kurultayında yeniden aday olmadı. SHP'nin CHP ile birleşmesinin ardından, 27 Mart 1995 tarihinde koalisyon hükümetinin sosyal demokrat kanadında değişikliğe gidildi ve Erdal İnönü dışişleri bakanı oldu. İnönü, 1995 yılının mart ayında başladığı bu görevi ekim ayına kadar sürdürdü. Asık suratlı Türk siyasetine, güler yüzü, hoşgörüsü, esprileri ve neşesiyle ayrı bir renk kattı. Siyasete renk kattı İnönü, birkaç yıl önce Türk - Amerikan Bilim Adamları Derneği'nin (TASSA) George Washington Üniversitesi'nde yapılan ilk yıllık toplantısına katılmış ve orada "Cumhuriyet ülkesinde bilimin gelişmesi" konulu bir konuşma yapmıştı. Toplantıda İnönü'nün, ölmeden önce bir Türk bilim adamının Nobel Ödülü aldığını görmeyi çok istediğini söylemesi büyük yankı uyandırmıştı. İnönü, kendisiyle yaptığımız özel söyleşide, artık ülkemizde de Nobel Ödülü alabilecek Türk bilim adamlarının olduğunu belirtmiş, şöyle demişti: "Bence önümüzdeki 10 sene içinde, şimdi öyle diyorum, ABD'de 'ölmeden göreceğim' demiştim. Bilmiyorum hangisi doğru ama, herhalde birisi doğru olacak." 'Ölmeden görebilsem' Erdal İnönü, politikayı bıraktıktan sonra kendini yeniden bilimsel çalışmalara verdi. Araştırmalarını TÜBİTAK Feza Gürsey Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü'nde yürüten İnönü, Sabancı Üniversitesi'nde de "Bilim Tarihi" dersleri veriyordu. İnönü, matematiksel fiziğe yaptığı katkılar nedeniyle 2 yılda bir verilen, Nobel'den sonra en önemli ödül kabul edilen Wigner Madalyası'na layık görüldü. Prof. İnönü, Prof. Feza Gürsey'den sonra bu ödüle layık görülen ikinci Türk bilim adamıydı. Yeniden bilim ve ödül BİR ANI Erdal İnönü, 2004 yılında, bulduğu bir formülle dünya çapında üne kavuşan Sabri Ergun adlı bir Türk bilim adamını arıyordu.İnönü, bir kimya formülü olan "Ergun Denklemi"ni bulan ve formülü hâlâ problemlerin çözümünde kullanılan Sabri Ergun'un 1950'li yıllarda ABD'ye gittiğini öğrenmişti. Ancak bir türlü Ergun'a ulaşamamıştı. Hayatta olup olmadığını da bilmiyordu. Kendisine, daha önce de böyle benzer bir yardımda bulunduğum için beni arayıp destek olmamı rica etmişti. Uzun aramalar sonucu Sabri Ergun'u ABD'de bulmuştum. İnönü'ye bu müjdeyi verdiğimde çok sevinmişti.İnönü, daha önce de 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında yaşamış, ünü Fransa'ya yayılmış olan bir Türk matematikçisi ve İstanbul Lisesi'nin ilk kurucularından, sayılar teorisi profesörü Mehmet Nadir'in (1858 - 1927) yaşamıyla ilgili bir araştırma kitabı yayımlamıştı. Abdülhamid'e karşı girişilen bir darbeye karıştığı için Halep ve Fizan'a sürülen Nadir'in fotoğraflarının ve ailesinin bulunmasında yine kendisine yardımcı olmuştum. İnönü, hem Ergun'u konferansta anlatırken hem de Nadir'in yaşamını anlattığı kitabında bana teşekkür etmemeyi unutmamıştı. Ne zaman kendisiyle bir söyleşi yapmaya gitsem, 'Sakın bana politikadan bahsetme, ama bilim hakkında soracağın her soruya yanıt vermeye hazırım' derdi. Ben de kendisine politika hakkında soru sormaya hep çekinirdim. İnönü, politikadan ne kadar nefret ediyorsa, bilime de o kadar âşıktı. Onunla yaptığım bilim sohbetlerini sevgi ve saygıyla anımsayacağım. Milliyet'ten yardım istemişti Politikadan ayrıldıktan sonra bilim çalışmalarına ağırlık veren Erdal İnönü, bol bol da kitap yazdı. Türkiye'nin neden geri kaldığını "Üçyüz Yıllık Gecikme Tarih, Kültür, Bilim ve Siyaset Üzerine Düşünceler" adlı kitabında kaleme alan İnönü'nün diğer kitaplarından bazıları şunlar: "Anılar ve Düşünceler (3 cilt)", "Mehmet Nadir Bir Eğitim ve Bilim Öncüsü", "Fikirler ve Eylemler Tarih, Bilim ve Siyaset Üzerine Konuşmalar", "Kurultay Konuşmaları". Anılarını kitapta topladı DEVRİM SEVİMAY RÖPORTAJINDAN NOTLAR... 'Mutluluk' filmine gitmek istiyordu İnönü, nisan ayında yaptığımız söyleşide bize epeyce iyileştiğini, akyuvarlarının hızla artmakta olduğunu söylemiş ve bir an önce yapmak istediklerini şöyle sıralamıştı: "Bilimin tarihini incelediği kitaplarını bitirmek, Livaneli'nin 'Mutluluk'unu okuyup sonra da filmine gitmek, haftalık olağan konser programlarına devam etmek ve İlber Ortaylı'nın eseriyle bir kez daha keşfettiği İstanbul'un tadını çıkarmak... Prof. Dr. Erdal İnönü'nün verdiği son söyleşilerden biri, Milliyet'te 23 Nisan 2007 tarihinde yayımlanan Devrim Sevimay'ın Soru Cevap sayfasındaydı... Söyleşi Tuzla'daki Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyoloji Fakültesi'nin 2080 numaralı odasında yapılmıştı. İşte Devrim Sevimay'ın o söyleşiden notları... "Bakın, babamla benim siyasete yaklaşımımız arasında hep şu farkı gördüm: Babam sürekli olarak 'Türkiye'nin rejimi sağlam olmalı. Önemli olan budur' derdi. Çünkü onlar bir yandan ülkeyi kurtarmaya çalışırken, bir yandan da hilafetle uğraşmışlar. O yüzden de hilafet tehlikesini hiç unutmadılar. Siyasete girdikten sonra günlük sorunları çözmeye uğraşırken bile akıllarında hep bu tehlike vardı. Ama ben siyasete girdiğim zaman hiç böyle bir tehlike görmüyordum. Bugün solun içinde demokrasiyi öne çıkaran arkadaşlarımız dahil biz hiçbirimiz böyle bir tehlikeyi görmedik. Çünkü bize göre onlar yenilmiş ve geride kalmıştı. Ama bizim bunları görmememiz o tehlikelerin ortadan kalktığını kanıtlamıyor. Basın olarak her istediğimizi yazarken bu tehlikenin varlığını unutmamak gerekir. Laiklikten ayrılma tehlikesi hâlâ var. Teorik açıdan bu ihtimal ortadan kalkmış değil. Çünkü 'İslam dininde laik yönetim daha doğrudur. Bu Kuran'dan da çıkarılabilir' gibi bir tezi geniş biçimde savunan ve buna kitaplar yazarak herkesi inandıran bir şey hâlâ çıkmadı. Cumhuriyet eylem olarak laik kuruldu, ama teori olarak bu yok. Sadece 'Bu daha doğrudur' demek teori değil. Aksini söyleyenlere, en az onlarınki kadar ayrıntılı savunmak gerekir. Meselenin Hz. Muhammed'in İslamiyeti yaymaya çalıştığı bir dönemde bir devlet de kurmak zorunda kalmasından kaynaklandığını anlatmak gerekir. Ama bunu bir fikir adamı yapmalı. Uzun yıllar ve inanarak çalışan bir fikir adamı lazım." Mitinglerin yaşandığı nisan ayındaki atmosferde Erdal İnönü'ye "Aydınların önemli bir bölümü laiklikle ilgili kaygıları abartılı buluyor" diye sormuştuk. İnönü'nün yanıtı bugüne kadar ilk kez endişelerini dile getirmesi ve çözüm önerisi olarak "laikliği teoriden çıkaracak bir fikir adamı" önermesi nedeniyle çarpıcıydı: Cumhurbaşkanı Gül: Siyasette örnekti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, vefat eden eski Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Erdal İnönü'nün kendine has çizgisi, üslubu, dürüst ve ilkeli siyaset anlayışıyla her zaman örnek bir kişi olduğunu belirtti. Gül, İnönü'nün vefatı nedeniyle eşi Sevinç İnönü'yü ve kardeşi Özden Toker'i telefonla arayarak başsağlığı dileğinde bulundu. İnönü'nün arkasından şunlar söylendi: TBMM Başkanı Köksal Toptan: Türk siyasetindeki sevgi, hoşgörü ve espri eksikliğini gideren merhum İnönü, devlet, toplum ve bilim hayatımızda bıraktığı derin izlerle unutulmayacaktır. Kendisiyle 5 gün önce ABD'den telefonla konuşmuştum. Sesi çok güzel geliyordu, bana umut vermişti. Başbakan Tayyip Erdoğan: Saygın kişiliği ile bulunduğu görevlerde ülkesine ve milletine değerli hizmetlerde bulunan Erdal İnönü'ye rahmet, kederli ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal: Kendisine özgü mizah duygusu ve gürültüsüz, gösterişsiz bir üslup içinde sebatkâr ve kararlı takipçiliğiyle bütünleşen siyasi kimliğiyle hep hatırlanacak ve unutulmayacaktır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Değerli bilim ve fikir adamı olmasının yanı sıra, Türk siyasetinde ve devlet hayatında iz bırakan bir şahsiyetti. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer: Hem siyaset hem de bilim dünyasında kendine özgü sıcak kişiliğiyle saygın ve müstesna bir yere sahipti. Hoşgörülü ve seviyeli yaklaşımıyla, siyaseten karşısında olanlar tarafından bile sevilen, sayılan örnek bir insandı. SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın: Erdal İnönü, 12 Eylül sonrasında Türkiye'nin içerisine düştüğü karanlığın yenilmesinde, makus talihinin değişmesinde çok önemli görevler yapmış bir devlet adamıdır. ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu: Milli Şef'in oğlu olmanın ağırlığını gülümseyerek, sanki bir tüy üflermiş kadar sadelikte kaldırabilen bir tevazu ve efendilik timsaliydi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel: Türkiye'nin çok zor bir döneminde beraber siyasette bulunduk. Sağduyusuna, serinkanlılığına, vatanperverliğine şahit oldum. Doldurulması güç bir boşluk bırakmıştır. Eski Başbakan Tansu Çiller: Erdal İnönü, siyaset sonrasında da aynı çizgisini devam ettirdi. Vizyon sahibi, nazik, bir görüşü vardı. Sevilen biriydi. Ülkemizde ayrı bir yeri olmuştur. Eski Meclis Başkanı Hikmet Çetin: Hem siyaset hem bilim hem de devlet adamlığı kimliğini kendisinde birleştiren ve üçünde de saygınlığı olan dünyadaki önemli isimlerden biriydi. İnönü'nün vefatı, SHP çatısı altında 1991'de TBMM'ye taşıdığı eski DEP milletvekillerini de üzdü. Selim Sadak, "Keşke onu hastanede ziyaret edebilseydim. Bizim yüzümüzden bir dönem hedef tahtası haline getirilmişti. Dokunulmazlıklarımız kaldırıldığında asil ve onurlu tavrını bir kez daha ortaya koymuştu" dedi. Hatip Dicle, "Türkiye standartlarının üzerinde, Avrupa standartlarında ve Avrupa yanlısı bir politikacıydı" diye konuştu. Eski DEP'liler üzgün AFP: İnönü tam bir centilmendi Fransız haber ajansı AFP, Erdal İnönü'nün ölümünü duyurduğu haberinde, "Neşeli, alçakgönüllü ve tam bir centilmen olan İnönü, geniş bir siyasi yelpazeden saygı gören nadir bir figürdü" diye yazdı.AFP, İnönü'nün önemli bir sosyal demokrat olmanın yanı sıra uluslararası alanda tanınan bir fizikçi olduğunu vurguladı. Haberde, İnönü'nün 2004 yılında, fizik dalında verilen uluslararası Wigner Madalyası'na layık görüldüğü hatırlatıldı. AFP, İnönü'nün siyasi geçmişinden ve babası İsmet İnönü'nün Mustafa Kemal Atatürk'ün en yakın arkadaşlarından biri olduğunu da belirtti. Öğrencilerle aynı yemekhanede aynı tepsiyi taşıyan bir lider... Milli Şef'in oğlu... Dünyaca ünlü fizikçi... Eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı... Sosyal demokratların Onursal Başkanı... Fotoğraf makinemize takılan bu karenin tek bir adı vardı: Erdal İnönü... Son fotoğraf Hikmet Çetin (solda), Onur Kumbaracıbaşı (sağda) ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, 28 Ekim'de Prof. Dr. Erdal İnönü'yü Houston kentinde ziyaret etmişti. 2002 yılında Kemal Derviş, hükümetten istifa edip Yeni Türkiye Partisi'ne (YTP) katılacağı söylenen günlerde İnönü'yü de ziyaret etmiş, kendisini de YTP'ye davet etmişti. Derviş'li günler Erdal (solda) ve Ömer İnönü satranç oynarken babaları İsmet İnönü onları izliyor. Annesi ve kardeşi de arkada sohbet ediyor. Alttaki fotoğrafta ise İnönü ailesi hep birlikte. İsmet, Mevhibe, Erdal, Ömer ve Özden İnönü (Toker).... Aile albümünden... Erdal İnönü'nün kardeşi Özden Toker, kardeşinin vefatı nedeniyle taziyeleri müze olarak kullanılan Pembe Köşk'te kabul etti. Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, eski bakan Fikri Sağlar, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, eski DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Bayar, gazeteci-yazar Cüneyt Arcayürek'in de aralarında bulunduğu çok sayıda kişi, dün Pembe Köşk'e taziye ziyaretinde bulundu. Pembe Köşk'te taziye

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler