Gündem Biz özel kadınlarız, çünkü hırslıyız

Biz özel kadınlarız, çünkü hırslıyız

08.03.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Voleybolcu Neslihan Demir, her maçta yaptığı gibi mücadeleden vazgeçmiyor: "Yeteneğim yeterli bulunmadığı için kazanamadım. Spor akademisi sınavlarına bu yıl bir daha gireceğim" diyor

Biz özel kadınlarız, çünkü hırslıyız

Avrupa Şampiyonasında smaçlardaki başarısıyla Türk halkının gözbebeği oldu Güneri Cıvaoğlu Hasan Pulur Taha AkyolYılmaz Çetiner Meral Tamer Doğan Heper Atilla GökçeAbbas GüçlüSina Koloğlu Sorular kimlerden? Neslihan Demir: Saygı duyarım. Olabilir. Ben bizim çok güzel fiziğimiz var, demiyorum zaten. Basketbolun yapısı çok sert ve bire bir mücadele gerektiren teknik yapıda. Erkek gibi, çok sağlam olmanız lazım. Ona yönelik çalışma yaptıkları için vücutları da ona yönelik gelişiyor. Bayağı kaslı, iri yarı oluyorlar. Jimnastikçi gelip, çok iğrençsiniz dese bize, doğru, ona göre iğrencizdir. Saygı duyarım. Güneri Civaoğlu: "Kadın basketbolcular hantallaşıyor, kaslı kaslı oluyor, bir acayip savrula savrula yürüyorlar. Ben hiç sevmiyorum onların görüntüsünü." gibi bir genelleme yapmışsınız. Peki fiziki güzellik ölçüleri fark yapan bir ritmik jimnastikçi ya da yüzücü kadın da, voleybolculara, hatta size böyle bir eleştiri getirirse ne düşünürsünüz? Neslihan Demir: Voleybol, o tanımlamaya uyan kızların yapabileceği bir spor değil. Zaten farklı insanlar herkesin arasından seçiliyor. Bir normal kızlar var, bir de içlerinde kin, hırs barındıranlar var. Bunu antrenörler belirliyor. Biz de özel insanlarız, o kızlardan ayrılıyoruz. Çünkü biz de hırslıyız. Ben daha az romantiğim. Biraz daha gerçekçiyim. Hasan Pulur: Kızlar genellikle romantiktir, naiftir, duygusaldır. Spor mücadelesinde ise bunlara pek yer yoktur. Voleybol omuz omuza olmasa da, mücadele isteyen yorucu ve yıpratıcı bir spor. Özel ve sosyal hayatın ile spor yaşamını bu çelişkilere rağmen nasıl ayırabiliyor ve başarıyla sürdürebiliyorsun? Neslihan Demir: Sonuçta ben buraya ailemin desteğiyle geldim. Evleneceğim adamın da bana destek vermesi lazım. Bu karşılıklı fedakarlıktır zaten. Voleyboldan hoşlanmayan, voleybolu hiç sevmeyen insanı ben ne yapayım yani? Hasan Pulur: Mutlaka evleneceksin. Evleneceğin erkek spordan hoşlanmazsa, ilgi alanı çok başka şeyler olursa, sevgi adına her şeye katlanabilir misin? Neslihan Demir: Oraya gittiğimde çekeceğim zorluğu en aza indirgeyecek şartları ararım. Böyle bir fedakârlık yapabilmem için daha fazla bir ücret olabilir. Takımdaki ortam önemli, oyuncular da önemli. Taha Akyol: Yabancı bir takımdan transfer teklifi gelse hangi şartları ararsınız? Neslihan Demir: Ayrım yapmıyorum. Esasında Japonya ve Fransa artık bana İtalyadan daha yakın geliyor. Taha Akyol: Elbette önceliğiniz Türkiyedir ama onun dışında hangi ülke size daha cazip geliyor? En azından zihninizde doğu-batı ayrımı var mı? Neslihan Demir: Genelde karşı takımdan birisi fair-playliğe uymayan saçma sapan hareketler yaparsa, kızdırmak isterse ona sinir olurum. Tahammül edemem yani. Aşırı sevinç gösterisi el, kol hareketleri bunlar hiç hoş şeyler değil. O zaman topla şişlerim. Normal hayatımda ise çok sakinimdir. Oyun dışında öfkelenirsem içime atarım. Yılmaz Çetiner: "Topa vururken adeta hipnoza girerim, öylesine konsantre olurum... Kafam kızacak olursa, topu direkt üzerine doğru vururum. Ve topla şişlerim" demişsiniz bir röportajınızda. Kafanız en çok niye kızar? Oyunun dışında öfkelenirseniz, top ortada yoksa ne yaparsınız? Neslihan Demir: Şımarığım, ne yemek yapmayı bilirim. Tek çocuğum, bebek gibi. Hiç haberim yok ev ne zaman temizlenir, ne yapılır. Söylenenleri yapmam. Annem sofrayı kur der, yapmam o yapar. O kadar şımarıklığım. Yılmaz Çetiner: "Genç yaşta ünlü olmak beni şımartmaz. Ailenin tek çocuğuyum. Ben zaten biraz şımarığım" diyorsunuz. Mesela nedir yaptığınız şımarıklık? Neslihan Demir: Partinin kaynaklarından mı kullanılıyordu onu bilemeyeceğim. Ama çiçekler bizi motive ediyordu. Parti kaynağından kullanılıyorsa da bu kötü niyetle değil. Milli takıma çiçek gönderilmesi bana göre kötü bir şey değil. Yerel seçimlerde oy kullanmayacağım. Seçmen yazılımında burada değildim. Oy kullansaydım DYPye verebilirdim. Neden olmasın. Meral Tamer: DYP Genel Başkanı Mehmet Ağarın her gün Milli Takım Kampına gönderdiği çiçeklerden çok etkilenmişe benziyorsunuz. Bir röportajınızda "kamp çiçek bahçesi gibi olmuştu, yürüyebilmek için kendimize zar zor yer açıyorduk" diyorsunuz. Bir parti liderinin, partinin kaynaklarını bu tür abartılı şekilde kullanmasını onaylıyor musunuz? Yerel seçimlerde DYPye oy vermeyi düşünür müsünüz? Yanıtınız hayır ise, oyunuz hangi partiye? Neslihan Demir: Bana göre sporda kadın olmak daha kolay. Kadınlar arasında çok çekememezlik, kıskançlık oluyor ama bir süre sonra alışıyorsunuz. Çünkü başka şansınız yok. Şimdi,"Neslihancığım seni çok seviyoruz" diye karşılanıyorum. Sporcu kimlikle daha bir saygı görüyorsun. Evet böyle bir fark var. Kadın olarak daha az saygı görürken, sporcu kimliğimle daha fazla saygı görüyorum. Doğan Heper: Türkiyenin sosyal yaşamında kadınla sporda kadının yeri arasında paralellik mi, fark mı var? Erkek sporcularla mukayesede neredesiniz? Neslihan Demir: Bence erkekleştirmez. Tabii bazı sporlar vücudunu irileştirebiliyor ama voleybol için söylersem, böyle değil. Doğan Heper: Spor kadını erkekleştirmez mi? Neslihan Demir: Orada da hayat öyle. Bu biraz da şanssızlık. Onlar da gerçekten spora yeteneklerinin olduğunu düşünüyorlarsa, bu yola girmek istiyorlarsa, mücadele etmeleri lazım. Biz Mısırla maç yaptık. Kızlar türbanlıydı, eşofman giymişlerdi. Bu bir dünya kupası maçıydı. Takdir ettim onları. Atilla Gökçe: Suudi Arabistanda hiç, İranda ise çok kısıtlı spor yapabilen kadınlar için ne düşünüyorsun? Neslihan Demir: Bu milli takım için, federasyon başkanına gelen bir teklifti. Bundan rahatsız olmadık. Çünkü Kadın Milli Voleybol takımıyla Orkid tam da örtüştü. Bu OK olursa niye taşımayalım ki? Sonuçta biz profesyoneliz. Atilla Gökçe: Büyük bir cesaretle Orkidin sponsorluğunu kabul ederek, göğüs reklamını taşıdınız. Bir gün prezervatif markası OKi de taşıyabilir, onunla da maçlara çıkabilir misinz? Neslihan Demir: Öyle olması için çalışıyoruz. Elimizden geleni yapacağız. Abbas Güçlü: Takım sporlarında kadınların da başarılı olduğunu ortaya koydunuz. Basketbol ve futboldaki başarılar söndü gitti. Voleybolda kalıcı olacak mı? Neslihan Demir: Ben bütün Milliyet yazarlarına soru sormak istiyorum. Yükseköğrenimini sürdüren bir sporcu okul hayatında nasıl başarılı olabilir? Ya da okula önem veren bir sporcu, spor hayatında nasıl başarılı olabilir? İkisi birlikte yürütülebilir mi? Sürekli antrenmanlarımız, yurtdışında, şehirdışında maçlarımız var. Spor süreklilik isteyen bir iş. Ders çalışmak için bırakamazsınız. Üniversitede okuyan voleybolcu arkadaşlarım var. Ama konsantrasyonları derste olduğu için voleybolda bir iddiaları yok. Bir tek spor akademilerinde idare ediyorlar. Ama şunu söyleyeyim. Ben "yeteneğim yeterli bulunmadığı" için spor akademisini kazanamadım! Bu yıl tekrar gireceğim. Abbas Güçlü: Okullarda en hafife alınan derslerin başında Beden Eğitimi dersleri geliyor. Oysa sporun yaygınlaşması için okula girmesi ve popüler hale gelmesi şart. Sizler bu konuda lokomotif olur musunuz? Neslihan Demir: Bizim bundan önce de ufak tefek başarılarımız oldu ama bu kadar lanse edilmemişti. Avrupa Şampiyonası çok büyük bir organizasyon olduğu için çok iyi tanıtım yapıldı. Kitlesi vardı voleybolun ama günün şartlarına göre bu kitle çok arttı. Sina Koloğlu: Sizi Türkiye finallerde tanıdı. Peki sizce Türkiye daha önce neredeydi? Neslihan Demir: Bir şey yapmadığım için herhalde bu merak. Geçenlerde hakemi vurdu falan dediler, hemen haberim çıktı. O yüzden bundan sonra dikkatli olmak zorundayım. Çünkü herkesin gözü üstümde. Sina Koloğlu: Magazin kartallarının merak edeceği her şeye sahipsiniz. Yani güzel, iyi sporcu ve genç... Nasıl oluyor da bu merakı gidermemeyi başarabiliyorsunuz? Firdevs: "Önce kariyerim, aşka vakit yok" diyordu, şimdi "İkisi de önemli" diyor Vücudunda ve ruhunda taşıdığı 52 bıçak yarası ile kendine sıfırdan bir hayat kurdu İşte Nükhet Yetişin yanıt vermekten kaçındığı sorular Diğer Ropörtajlar