15.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:
GÜLDEN ÖKTEM
- Bugüne dek aralarınd Jim Morrison’ın, John Paul Jones’un, David Bowie’nin olduğu pek çok ismin biyografisini yazdınız. Ancak David Bowie’nin yeri biraz daha ayrı... Onun hakkında bir biyografi yazmaya ilk nasıl karar verdiniz?
Bundan beş yıl önce ‘Ziggy Played Guitar’ isimli bir kitap yazmıştım Bowie hakkında. Onun BBC’de 1973’te yayınlanan ‘Top of the Pops’a çıkması ve 1970’lerin kültür hayatına yaptığı etkiyi irdeliyordu. Biliyorsunuz o dönemin yazarından müzisyenine, yönetmeninden dansçısına, oyuncusuna herkesin ilham kaynağı olmuştu ve tüm bu sanat insanlarına cesaret vermişti.
- Bowie’nin ölümünden sonra The Independent gazetesine bir yazı kaleme aldınız. Onun gerçekte neler olduğunu ortaya çıkarmaktan ziyade her şeyi gizemli tuttuğunu anlatıyordunuz. Bunu biraz açar mısınız?
Gizemli olmayı tercih etti çünkü gizemli olmak her zaman gerçeklerden daha ilgi çekiciydi. Nasıl efsane olunacağını biliyordu!
- GQ’nun son sayısı için çok eleştiriler aldınız. Sizin çıkardığınız GQ’yu diğerlerinden ne ayırıyor?
Bence GQ’nun tüm edisyonları eşsiz, ama Britanya edisyonu ciddi gazetecilik çalışmaları ve politik yorumlar barındırıyor.
- Dün sona eren Marka Konferansı’nda bir konuşma yaptınız...
Bu benim Marka Konferansı için dördüncü kez gelişim. Aslında hem konferansa katılıyorum hem de bu şahane kenti keşfetme şansı yakalıyorum tekrar tekrar... Bu yıl da henüz baskıdan çıkan ‘David Bowie: A Life’ isimli yeni kitabım üzerine bir konuşma yaptım.
Caz ağırlıklı playlist
- Müzisyen biyografileri ve müzik incelemeleri yazdınız. Müzikle çok içli dışlısınız. Şu sıralar ne dinliyorsunuz?
Son zamanlarda Frank Ocean, Steely Dan ve Lemon Jelly dinliyorum.