Gündem'Böyle tahliye olmaz'

'Böyle tahliye olmaz'

10.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Suikast girişimi nedeniyle İtalya'da 19 yıl hapis yatan terörist Ağca'nın, cinayet ve iki gasptan dolayı 6 yıl bile yatmadan tahliyesi gündemde. Avukat Turgut Kazan, tahliyenin durdurulması için başvuruda bulundu

Böyle tahliye olmaz

axgun011.jpg Papa 2. Jean Paul'e suikast girişimi nedeniyle İtalya'da 19 yıl cezaevinde yatan Ağca'nın, İpekçi'yi öldürmek ve iki gasp suçu nedeniyle Türkiye'de 5 yıl 6 ay 27 gün yatması yeterli görülerek tahliye edileceği haberleri tartışma yarattı.İpekçi davasının müdahil avukatı Turgut Kazan, Kartal Cezaevi'nden 12 Ocak'ta tahliye olması beklenen Ağca'yla ilgili olarak, "İtalya'da bir suikast girişiminden 19 yıl hapis yatan eli kanlı bir katili Türkiye 5 yıl sonra serbest bırakıyor. Bari bir de ödül versinler" dedi. Ağca'nın avukatı ise, "Bu hesabı biz yapmadık, hukuk böyle diyor" diye kararı savundu. Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği sırasında gazeteci Abdi İpekçi'yi katleden terörist Mehmet Ali Ağca'nın yargılanma ve infaz süreci, hukuk tarihine geçecek skandallarla son buluyor. 13 Haziran 2000'de Türkiye'ye iade edilen Mehmet Ali Ağca'nın, Abdi İpekçi cinayetinde aldığı idam cezasının Turgut Özal döneminde çıkan Terörle Mücadele Yasası gereği 10 yıla düştüğünü ve kesinleşmiş bu ceza nedeniyle Türkiye'ye iade edildiğini hatırlatan Kazan, şöyle dedi: "İpekçi cinayeti davasından verilen idam hükmü 3713 sayılı yasayla 10 yıl oldu. Yani 10 yıl yatılması gereken bir cezaydı. Türkiye'de ayrıca gasp suçlarından yargılanmaları oldu ve onlar için de mahkûmiyet kararları çıktı. Bu infaz hesapları sadece gasp suçları için, ne kadar yatılacaksa artı o kadar daha yatılacaktı. Bu tahliye bu haliyle mümkün değil."Kazan, Türkiye'deki sistemin öleni ve ailesini taraf saymadığını vurgulayarak, "Öldüreni taraf sayıyor. Yani 'Bu kesinleşmiş bir cezadır, devleti ilgilendirir, devlet ile hükümlü arasındadır' diyor. Bu bir defa hukuka aykırı bir anlayış. Ama bu yanlış uygulamaya karşın, ailenin de 'Bu yanlış tahliyedir' deme hakkı var" diye konuştu. İdam 10 yıla düştü Kartal Başsavcılığı ve Kartal Cezaevi Müdürlüğü'ne acil telgraf gönderdiklerini, bu müddetnamenin 7713 sayılı yasanın 1. geçici maddesi olan "10 tam yıl yatılır" hükmüne aykırı olduğunu belirten Turgut Kazan, tahliyenin durdurulmasını, dosyanın en yakın Ağır Ceza'ya gönderilmesini talep ettiklerini belirtti. Kazan, "Bunlar da olmazsa bu tahliyeyi AİHM'ye götürürüz" dedi. 'AİHM'ye götürürüz' Ağca'nın avukatı Mustafa Demirbağ: "Ağca'nın bütün suçlarına ilişkin almış olduğu cezalarda üst sınır 36 yıl ile bağlandı. Yani gasp suçu da, diğer suçları da, bu 36 yılın içinde değerlendirildi. Bunun mantığı şu; bir kişiye müebbet verilmişse, bir müebbet daha olmuyor. 36 yıl üst sınır olarak belirlendi. Yurtdışında yatmış olduğu cezayı kimse hesaba katmadığı için böyle bir yanlışlık yapılmış oluyor. Bu yeni TCK'nın 16. maddesine göre, nerede işlenmiş olursa olsun yabancı bir ülkede gözaltında tutukluluk veya hükümlülükle geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye'ye verilecek cezadan mahsup edilir. Yani yurtdışında yatmış olduğu 20 yılı var. 20 yıl bu cezadan düştü. 10 yıl da 'Rahşan Ecevit affı' diye bilinen Şartla Salıverme'den yararlanınca düştü. 6 yıldır Türkiye'de yattı. İşte 36 yıl. Bu hesabı biz yapmadık, bu kararı biz çıkarmadık hukuk böyle diyor." 10 yıl da Rahşan Ecevit affından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Centel: "Yurtdışında tutukluluğu, hükümlülüğü, ancak eski davasıyla ya da yağma suçlarıyla ilgiliyse mahsup edilebilir. Yoksa burada başka bir suç işlemiş, onun cezası için hapse girmişse, neden buradaki suçundan mahsup edilsin? Olmaz öyle bir şey. Ağca İtalya'da, oradaki suçunun cezasını çekti. Adam öldürme suçunun cezası ayrı, yağma suçunun cezası ayrıdır. Daha önce Haluk Kırcı'da da bir hesap hatası yapılmıştı. Papa ile ilgili cezası ayrı. Onun İtalya'da çekti. İpekçi cinayeti ile mahkûmiyetinin cezası ayrı, yağma (gasp) suçlarının cezası ayrı." Prof. Centel: Olmaz öyle şey! Hukuki süreç 1 cinayet, 2 gasp için İtalya'daki uygulama hariç, Türkiye'de aldığı cezalar 3 kez af ve indirime tabi tutulan terörist Ağca, 1 Şubat 1979'da Abdi İpekçi'ye düzenlenen suikastın tetikçisi olarak 25 Haziran 1979'da yakalandı. Maltepe Askeri Cezaevi'ne konuldu. 23 Kasım 1979'da cezaevinden kaçırıldı. 28 Nisan 1980'de İpekçi davasından dolayı ölüm cezasına çarptırıldı. 13 Mayıs 1981'de Papa'ya suikast girişiminde bulunan Ağca, olay yerinde yakalandı. Papa soruşturması boyunca 128 değişik ifade verdi, 22 Mart 1986'da ömür boyu hapse mahkûm edildi. 13 Mayıs 2000'de Papa, Portekiz'in Fatima kentinde, Meryem Ana'nın üçüncü sırrını açıkladı. Papa, 83 yıl önce üç çocuğa görünerek üç sır veren Meryem Ana'nın Ağca suikastını o zamandan bildiğini ve kendisini ölümden kurtardığını söyledi. Fatima'nın üçüncü sırrını açıklamasının ardından Papa, Ağca'yı affetti. Bunun üzerine, 2000'de İtalya Cumhurbaşkanı Carlo Ciampi'nin affını imzaladığı Ağca, bu ülkedeki cezasını tamamlamış oldu. 3 kez af! Türkiye'ye 13 Haziran 2000'de iade edilen Ağca, Turgut Özal döneminde yapılan Terörle Mücadele Yasası düzenlemesindeki "idam cezalarının 10 yıla indirilmesi" hükmünden yararlandı. Böylece İpekçi cinayetinden giydiği ölüm cezası 10 yıla indirildi. Ağca, bu cezası dışında iki ayrı gasp davasında da 36 yıl hapis cezası aldı. Daha sonra "Rahşan Ecevit affı" olarak bilinen Şartla Salıverme Yasası'ndan yararlanması gerektiği savunulan Ağca'nın cezası 36 yıldan, iyi hali de gözetilerek, 7 yıl 2 aya indirildi. Yeni TCK'dan da yararlanmak için yaptığı ikinci başvuru kabul edilen Ağca'ya, 5 yıl 6 ay 27 gün yattıktan sonra tahliye yolu göründü. 36 yıldan 5 yıla Birkaç gün içinde tahliye olması beklenen Ağca, avukatı aracılığıyla Kasım 2004'te Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurarak, o dönem henüz yürürlüğe girmemiş olan yeni TCK'dan yararlanmak istemişti. Avukat Doğan Yıldırım, müvekkiline İpekçi cinayetinden verilen müebbet ağır hapis cezası ile gasp suçundan verilen 36 yıl ağır hapis cezasının birleştirilmesi konusunu görüşen mahkemeye bir dilekçe vererek, tahliye talebinde bulunmuştu. Mahkeme, Ağca'nın infazı dolmadığı için, bu talebi kabul etmemişti. Savcılık, yeni yasanın yürürlüğe girmesinden sonra Ağca'nın yeniden başvuruda bulunabileceğine dikkat çekmişti. İlk talebi mahkeme reddetmişti 'Hayatı tehlikeye girer' "Ağca'nın hayatı ciddi biçimde tehlikede. Zira o, 2. Jean Paul'e karşı düzenlenen komploya, ayrıca bu komployla bağlantılı olarak daha sonra Emanuela Orlandi'nin kaçırılması hadisesine ilişkin pek çok bilgiye sahip birisi..."Bu sözlerin sahibi, 1983 yılında sorgu yargıcı sıfatıyla Mehmet Ali Ağca'nın ifadesini alan emekli soruşturma yargıcı Ferdinando İmposimato... İmposimato şöyle dedi: "Ağca hem bana hem de meslektaşım İlario Martella'ya, Rebibbia Cezaevi'nde bulunduğu sırada, kendisiyle soruşturma yargıcı sıfatıyla görüşen iki kişinin ciddi ölüm tehditlerine maruz kaldığını söylemişti. Bahsi geçen iki kişi, Stefan Marcov Petkov ve Jordan Ormankov'dur. Birincisi bir KGB ajanı, diğeri ise Bulgar gizli servisinde bir albaydı."O süreçte bu iki kişinin, saçma bir iftira davasını soruşturma adı altında Ağca'yla beş kez görüştüklerini anlatan İmposimato, şöyle devam etti: "Petkov, Ormankov'un yargıç Martella'yla cezaevi kantinine kahve içmeye gittikleri bir anda, Ağca'yı Papa'ya suikast hadisesine karışmış olan Ömer Bağcı ve İvanov Antonov'a yönelik suçlayıcı beyanatlarını geri çekmesi için ağır ifadelerle tehdit etmiş. Petkov, Ağca'ya bir KGB ajanı olduğunu, Orlandi'nin onu kurtarmak için kaçırıldığını da söylemiş."İmposimato, "Ağca'nın rol yapmaya başlayarak, utanılası bir dizi yalan sayesinde Papa davasının yerle bir olmasını sağlaması da, bahsi geçen tehdit hadisesi sonrasındadır" dedi. 23 yıldır Emanuela'yı bekliyorlar Mehmet Ali Ağca'nın serbest kalacağına ilişkin haber, Vatikan'da yaşayan Orlandi Ailesi'nin 23 yıldır kayıp kızlarına kavuşma umutlarının da yeniden canlanmasına neden oldu. Emanuela Orlandi'nin annesi Maria Orlandi, 15 yaşındayken esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan kızlarının halen dönmesini beklediklerini söyleyerek, "Ağca'nın yakında hapisten çıkacağını duymak heyecanımızı artırdı. Umarız iyi bir şeyler olur. Bizce kızımız halen hayatta" dedi.Maria Orlandi, Emanuela'nın 22 Haziran 1983'te ortadan kaybolmasının 13 Mayıs 1981'de yapılan Papa'ya suikast girişimiyle bağlantılı bir kaçırma eylemi olabileceğini ima ederek, şunları söyledi: "Ağca, cezasını çekmek için Türkiye'ye nakledilmesi sonrasında Emanuela meselesi için bir şeyler yapacağını söylemişti. Şu an salıverileceği için bir şeyler olabileceği konusunda umutluyuz. Kocam artık aramızda değil, ama biz tıpkı ilk gün olduğu gibi kızımızın geri döneceği günü bekliyoruz. Haziran ayında, olayın üzerinden 23 yıl geçmiş olacak. Ama içimizdeki umut her defasında alevleniyor. Papa 2. Jean Paul, Ağca'yla cezaevinde görüştüğünde de böyle olmuştu. Dileğimiz kısa sürede iyi haber alabilmek."Emanuela Orlandi'nin, "Mehmet Ali Ağca'ya özgürlük sağlamayı amaçlayan bir şantaj için kaçırılmış olabileceği" iddiası İtalya'yı uzun süre meşgul etmişti.

KEŞFETYENİ
Aşkta yüzü bir türlü gülmedi! Genç sevgilisinden ayrıldı
Aşkta yüzü bir türlü gülmedi! Genç sevgilisinden ayrıldı

Cadde | 29.04.2025 - 10:01

Wanda Nara'nın genç sevgilisi rapçi L-Gante'den yine ayrıldığı öğrenildi.

Yazarlar