Gündem ‘Bu gazeteci, ona özel muamele yapın’

‘Bu gazeteci, ona özel muamele yapın’

08.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gözaltında işkenceyle öldürüldüğü iddia edilen gazeteci Metin Göktepe’yle birlikte işkenceye maruz kalan Deniz Özcan, “Beni 20 dakika boyunca dövdüler. Sonra Metin’i getirdiler ve ‘bu gazeteci, buna özel muamele’ dediler. On kişi Metin’in üstüne atlayarak cop ve sopalarla vurmaya başladı”dedi

‘Bu gazeteci, ona özel muamele yapın’

Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, 8 Ocak 1996 günü Ümraniye Cezaevi’nde öldürülen Rıza Boybaş ve Orhan Özen’in cenazesini izlemek üzere muhabir arkadaşlarıyla birlikte Alibeyköy’e gitmişti. Ancak polis, cenazenin olduğu bölgeye barikat kurdu. Sarı basın kartının olmaması gerekçe gösterilerek Göktepe’nin haberi izlemesine izin verilmedi. Gazeteye haber götürmesi gereken muhabir içeri girmek için ısrar edince gözaltına alındı. O gün gözaltına alınan yüzlerce kişiyle birlikte Eyüp Kapalı Spor Salonu’na götürüldü ve maruz kaldığı işkence sonucu yaşamını yitirdi. Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, kardeşi Meryem Göktepe ve olayın tanıklarından Deniz Özcan, 17 yıl önce yaşananları Milliyet’e anlattı.

‘Atlayacaktım’
Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe, aradan geçen onca yıla rağmen Metin’le ilgili hiç bir hatırayı, hiç bir detayı unutmadığını dile getiriyor. Metin’in hayatına mal olan o günü gözyaşlarıyla anlatıyor anne Göktepe: “Metin o sabah erken kalktı. ‘Bugün cenazeler gelecek. Tutukluları öldürmüşler onun için gidiyorum’ dedi ve çıktı. O gün sanki elim kolum bağlı. Ne televizyonu açıyorum, ne gelen var. Kimse yok yanımda. Saat akşam 10 olmuş. Sabaha kadar uyku uyumadım, balkona gittim geldim Metin gelir umuduyla. Arkadaşlarına gitmiştir diye düşündüm. Sabaha karşı bir arkadaşı telefon etti. Metin’in eve gelip gelmediğini sordu. Sabahı zor ettim. Küçük oğlum Aziz, sabah işe gidecekti. Ağladığını duydum. O an bir şeyler olduğunu anlamıştım. ‘Anne, ağabeyimi vurmuşlar’ dedi. Kapıları açacağım kapıları görmüyorum. Nereden çıkacağım dışarı? Kapıları bulamıyorum baktım balkonun kapısı açık kendimi balkondan atacaktım. Kadınlar geldi, beni çektiler ‘ne yapıyorsun’ dediler. ‘Metin hastanede yatıyor gerisini bilmiyorum’ dedi Aziz. Ne olmuş beni nasıl götürmüşler hatırlamıyorum”

Haberin Devamı


‘Bu gazeteci, ona özel muamele yapın’

Deniz Özcan

‘Üstüne çullandılar’
O gün 17 yaşında olan Deniz Özcan gözaltına alınarak Eyüp Kapalı Spor Salonu’na götürülen yüzlerce kişiden biri. Davanın tanıklarından olan Özcan, polislerin “işkencehane” dedikleri yere götürülmesini ve Metin Göktepe’nin ölümünü şöyle anlatıyor, “Spor salonunda bizi yüzüstü yere yatırmışlardı, üstümüze basa basa yürüyorlardı. Beni işkencehane dedikleri bir yere götürüp 20-25 dakika boyunca dövdüler. Sonra Metin’i getirdiler ve ‘bu gazeteci, buna özel muamele’ dediler. On kişi Metin’in üstüne atladı ve coplarla, sopalarla vurmaya başladılar. Metin bayıldı, su döküp ayılttılar ve tekrar dövdüler. Burnu kanıyordu. Ben kalkıp polislerin üstüne atladım, kafamı duvara vurdular. Yarı baygın şekilde Metin’i tuvalete götürdüklerini gördüm. Çok kan kaybediyordu. Orada öldüğüne eminim. Polislerden biri ‘bu ölecek hastaneye götürelim’ dedi. Diğerleri ‘Ölürse ölsün sana ne’ diyerek dışarı çıkardılar ve dövmeye devam ettiler.” Göktepe’nin cansız bedeni Eyüp Kapalı Spor Salonu’nda bir büfenin önüne bırakılmış şekilde bulundu.

Haberin Devamı

Mumcu idolüydü
Göktepe’nin “Merik” dediği ablası Meryem Göktepe ise kardeşi için, “Uğur Mumcu ve Namık Tarhancı onun idolleriydi. Hasan Ocak’tan çok etkilenmişti. Annemle şöyle bir konuşmasına şahit olmuştum. Annem Metin’e, “Senin de başına bir şey gelecek diye korkuyorum” demişti. Metin “Sen neden korkuyorsun? Hasan Ocak diye birisi var onun annesi çocuklarının kemiklerine ulaşmaya çalışıyor” demişti. Metin çok pozitifti. Herkesin güzel bir özelliğini bulur ve onu o özelliğiyle yüceltirdi. Anneme benim yaşamam Metin’in olmayışını hatırlatır diye yaşamaktan utanıyorum.”

Önce ‘sandalyeden düştü’ dediler
Göktepe davası kamuoyunun hep gündemindeydi. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar Göktepe’nin gözaltına alındığını ‘tutanakta ismi olmadığı’ gerekçesiyle reddetti. Sonra gözaltına alındığını kabul etti, ancak akşamüzeri serbest bırakıldığını, sonra çay bahçesinde otururken fenalaşarak oturduğu sandalyeden düştüğünü ve burada öldüğünü iddia etti. Polisler 1 yıl 8 ay cezaevinde kaldı.