11.04.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
ÖZDEN ATİK İstanbul DHA
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2’si tutuklu 35 sanıklı davaya dün devam edildi. Duruşmada davanın sanıklarından, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı’nın yaklaşık 3 ay önce FETÖ/PDY üyeliğinden gözaltına alındığı Trabzon’da etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirttiği ortaya çıktı.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler ve Trabzon eski Emniyet Müdürü Reşat Altay katıldı. Aralarında Ogün Samast’ın bulunduğu bazı sanıklar ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Hrant Dink ailesinin avukatları da duruşmada hazır bulundu.
‘Sonra irtibatı kestim’
Duruşmada, Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılaması devam eden dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve 8 jandarma görevlisiyle ilgili dava ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu belirtilerek birleştirme istendiği ifade edildi.
Daha sonra FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla 20 Aralık 2016’da gözaltına alınan sanıklardan dönemin Trabzon İstihbarat Şube
‘Üzerimde oluşan baskı sebebiyle’
Sarı, savcılık ifadesinde, “Genel bir değerlendirme yapmam gerekirse cemaat olarak adlandırılan oluşum, dönemin İstihbarat Şube Müdürleri arasında yüzde 60 oranında idi” dedi. Dink’in öldürülmesinin ardından İstihbarat Müdürü olması nedeniyle üzerine çok baskı oluştuğunu belirten Sarı, “Bu dönemde cemaat adlı yapı devletin her kademesinde etkindi. Dink’in öldürülmesinden sonraki üzerimde oluşan baskı sebebiyle cemaat sohbetlerine devam ettim. Yakın durmam gerekmişti. Şu an onların sohbetlerine katılmam sebebiyle pişmanlık içindeyim. Bunu da dönemin yarattığı psikolojik baskı ve cemaatin o dönem siyasilerden destek görmesine bağlıyorum” dedi.
‘Hayal’i, El Kaideci diye biliyorduk’
‘İstikrarı hedef alan cinayetler’
Avukat Bakırcıoğlu’nun, “Danıştay saldırı sonrası benzer siyasal cinayetler işleneceği konusunda bir değerlendirme yaptınız mı?” diye soru yönelttiği Yılmazer, şu ifadeleri de kullandı: “Danıştay saldırısını ben hükümete yönelik siyasal istikrarsızlaştırma girişimi olarak görüyordum. Mesleki tecrübemden bana doğal gelmedi. Herhangi bir örgüt işi gibi değil. İstikrarı hedef alan cinayetler. Danıştay eylemi çok barizdi. Hükümet aleyhine algıya sebebiyet verdi.”