20.12.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
Yılmaz hakkında "çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, evrakta sahtecilik, müessir fiile azmettirmek, tehdit, birden fazla nitelikli yağma ve hürriyeti tahdit"i de içeren 11 ayrı suçtan 166.5 yıldan 307 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede, Cevher Özden ve Tuğba Özay, "örgüt üyeliği", İbrahim Tatlıses ve Takittin Doğan "örgütün suç işlemesini kolaylaştırmak ve maddi destek vermek", Korkmaz Yiğit ve eski MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt da 'üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekle' suçlandılar.Cumhuriyet Savcısı Nuri Çığ'ın hazırladığı ve 20'si tutuklu 40 sanığı kapsayan 108 sayfalık iddianamede, Ali Avni Balkaner ve Asena'nın da aralarında bulunduğu 23 müşteki yer aldı. İddianamede ayrıca, Yılmaz grubuyla bağlantılı olduğu tespit edilen ve aralarında adliye görevlileri, avukatlar, askerler, emniyet görevlileri, vali, vali yardımcısı ve kaymakamlarla ilgili soruşturmanın dosyadan ayrılarak devam ettiği belirtildi. Bu kişilerin kim oldukları belirtilmedi. Bir holdingden tahsilat yapılması girişimi ve sanatçı Alişan'ın korunmasının da yer aldığı 7 eyleme ilişkin soruşturma ana dosyadan ayrıldı. Ayrıca 6 ayrı suçtan da takipsizlik kararı verildi. Çıkar amaçlı suç örgütü elebaşısı olduğu iddiasıyla "Toprak Operasyonu" kapsamında tutuklanan Kürşat Yılmaz hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. İddianamede, Yılmaz grubunun tahsilatçılık ve komisyonculuk alanında yoğunlaştığı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:"Yılmaz, hafızalara işlenen adam öldürme olayları nedeniyle ismi bilinir hale gelip, kamuyounda meşhur kişiler arasında anılmaya başlamıştır. İşlediği cinayetlerde delillendirmedeki yetersizlikler, tartışılabilir soruşturma yöntemleri, kanuni ve teknik yetersizliklerle birtakım ilişkileri sebebiyle vicdanı rahatlatacak şekilde ceza almaması ve cezaevinden sık sık firar etmesiyle bilinmesi ve adı ürkütücü bir isim olarak 'Reis ve Abi' unvanları kullanılarak öne çıkmıştır."İddianamede, Yılmaz'ın devlet kademelerinde görevli kişilerden aldığı destek ve diğer mafya gruplarıyla ilişkilerini kullanarak, işadamlarından tahsilat yaptığı ve mali gücünü artırdığı vurgulandı. Devlet görevlileri... İddianameden İddianamede, Asena'nın geçen Kurban Bayramı'nda Adana Hilton Oteli'nde sahneye çıkmasını istemeyen İbrahim Tatlıses'in bu durumu Ali Maytalman'a ilettiği anlatıldı. Bu görüşmede Tatlıses, "Gardaş, kırk yere söz geçirdim, kırk yer çıkarmıyor, Adana'da bir tek Mehmet Balcı diye biri çıkarıyor. Ülkücüymüş, bunu da sen iptal ettiricen, ben kırk yeri iptal ettirdim" diyor. Tatlıses, daha sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezi'ni, ardından Adana ocak başkanını arıyor. Devreye Tarsus Ülkü Ocağı Başkanı Şenol Uğurlu giriyor ve program iptal ediliyor. Tatlıses, Asena'nın yerine daha önceden ilişkisi olduğunu söylediği Buket isimli dansözü gönderiyor. Tatlıses, ayrıca mekan sahibinin Asena'ya ödediği avans ve yol masraflarını içeren 4 bin doları dansöz Buket aracılığıyla gönderiyor. Asena'yı sahneye çıkarmadılar İddianamede, Korkmaz Yiğit'in, inşaat için ortaklık yaptığı müşteki Kemal Gülman'dan alacaklı olduğunu düşündüğü Abidin Cevher Özden'den aldığı borç karşılığında bu konuya ilişkin "temlikname" verdiği anlatıldı. Yiğit'in alacak miktarını 5 milyon dolar olarak belirtmesine rağmen Özden'in Gülman'dan 12 milyon dolar isteyerek haksız menfaat sağlamaya çalıştığı belirtildi. Özden'in, Yılmaz'la cezaevine giderek tanıştığı, ekonomik konularda danışmanlığını yaptığı, para alışverişleriyle örgüte destek olduğunun öne sürüldüğü iddianamede, eski MHP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Ali Maytalman'ın da Kürşat Yılmaz'ın eski arkadaşı olduğu ifade edildi. Maytalman'ın örgüt mensuplarının önemli kişilerle görüşmesini organize ettiği, siyasi kimliğini kullanarak itilaflı kimseler arasında arabuluculuk yapıp pay aldığı öne sürüldü. Özden, ekonomik danışman İddianamede avukat İbrahim Fırat ile Kürşat Yılmaz arasında 29 Aralık 2004 günü geçen bir telefon konuşmasına da yer veriliyor. Konuşmada Yılmaz yurtdışına çıkış yasağından yakınıyor. Avukatı ise bunun için bir yol olduğunu Adalet Bakanlığı'ndan yazılı izin alarak hacca gidebileceğini söylüyor. Yılmaz bunu bir başka avukattan daha duyduğunu söyleyince Fırat, talep edeceğini anlatıyor. Yılmaz, avukatından bir an önce başvurmasını isteyerek şöyle diyor:"Ya 'böyle bir formalite var' dedi yani adam, 'böyle formaliteyi sana uygulayabilirler, bu hac mevsiminde, yetiştirebilirlerse' dedi. 10 günlük VIP gibi filan... 'Eşinle beraber gider gelirsin, hiç problem olmaz, teminat yatırırsın, gelince de teminatını çözerler' dedi. Onu çok acil yap, kurban olayım..." Hac bahanesiyle kaçma planı Manken Tuğba Özay hakkında iddianamede, Kürşat Yılmaz'la Mart 2003'te tanıştığı ve aralarında duygusal ilişki bulunduğu belirtilerek, şöyle denildi: "Zaman içinde Yılmaz ile birlikte hareket ettiği, Bodrum'da yakalandıklarında örgüt adına açıklamalarda bulunduğu ve Yılmaz'ın nikâhlı eşi olmamasına rağmen onun eylemlerine onay verdiği ve bir örgüt üyesi gibi hareket etmesi nedeniyle..." Özay'ın, Emniyet teşkilatını alenen aşağılamak, örgüte üye olmak ve suç işlemek eylemlerinden 6.5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Özay'a örgüt üyesi suçlaması Gazeteci Takittin (Taki) Doğan, Yılmaz'ın arkadaşı Ehat adlı kişiyle, bir çekim için gittiği Samsun'da Şefik Öztek aracılığıyla tanıştığını söyledi. Doğan şöyle dedi: "Bir iş için Samsun'daydım. Aynı otelde kaldığım Şefik ile akşam yemeğe gittiğimizde arkadaşlarıyla tanıştık. Birisi Ehat diye bir çocuktu. Soyadını bile bilmiyorum. Romanya Köstence'deyken bana telefon açtı. 'Bodrum'da polis aradı teknede, yanımızda Tuğba Özay da vardı. Zor durumda kaldık, Tuğba da perişan, bir televizyona bağlantı yapmak istiyoruz' dedi. 'Peki' dedik, İstanbul'a telefon açtık, böyle bir konu var, Tuğba'yla bağlantı kuralım' dedim. Bir haber var diye olayın üzerine düştüm. Yoksa ne Kürşat Yılmaz'ı tanırdım, ne de bir bağlantım var." Doğan: Haber için görüştüm