Gündem 'Ciddi bir göçmen politikası şart'

'Ciddi bir göçmen politikası şart'

29.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Türkiye’de 7 milyona yakın mülteci olduğunu vurgulayan Kasım Han, “Bu rakam neredeyse nüfusun yüzde 10’u. Sürdürülmesi zor bir sorun ve bu romantize edilerek çözülmez” dedi.

Ciddi bir göçmen politikası şart

 

MERT İNAN İstanbul - Afganis- tan’daki savaştan ve Taliban korkusundan kaçan göçmenlerin Türkiye’ye İran üzerinden geçişleri, kamuoyunda tartışma konusu olurken, Kökeni Afgan Kraliyet ailesine dayanan Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kasım Han, yeni göç dalgasını ve çözüm yollarını Milliyet’e değerlendirdi.

Haberin Devamı

Afgan modernleşmesinin fikri lideri Mahmud Tarzi ile Afgan Kralı Amanullah Han ile akrabalık bağı bulunan Prof.Dr. Han, Afgan Kraliyet ailesinin Atatürk’ün davetiyle 1928’de Türkiye’ye geldiğini belirterek “Afgan modernleşmesinin mimarı bu insanlar, ülkeden çıkmak zorunda kaldıklarında Anadolu’ya gelen ilk kafile olarak kabul ediliyorlar. İkinci göç ise Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı döneminde oluyor. Evren, 1983’de Türk kökenli Afganistan vatandaşlarından yaklaşık 5 bin kişiyi Türkiye’ye getirterek Doğu Anadolu’ya yerleştiriyor” dedi.

‘Hedefleri Avrupa’

Bugünkü göç tablosunu geçmişte yaşanan göçle birtakım tarihsel köken ve benzerlikler taşısa da farklılıklar bulunduğunu vurgulayan Prof.Dr. Ahmet Kasım Han, şunları söyledi:

Haberin Devamı

“Afganistan’dan yola çıkıp İran üzerinden Türkiye’ye gelenlerin büyük kısmı Türk kökenli insanlar. Afganistan’da hiç azımsanmayacak bir Türk nüfusu olduğunu ve nüfusun yaklaşık yarısını oluşturduğunu belirtmek isterim. Ancak Taliban’ın etnik kökeni Peştun’dur. Peştunların dışındaki toplulukların neredeyse tamamına yakınını Türk ve Moğol kökenliler oluşturur. Taliban zulmünden kaçıp gelenlerin asıl hedefi Avrupa’ya gidebilmek. Bugün ABD ve birçok Avrupa ülkesinde çok sayıda Afgan sığınmacıyı görebilirsiniz. Türkiye, halen Afganlar için çekim merkezi olmaktan ziyade sıçrama tahtası ülke konumunda.  

‘Dönüş için çalışılmalı’

“Geçiş yapan Afganların sayısını tam olarak bilmiyoruz ancak 1 milyona yakın oldukları belirtiliyor. Bu insanları geri göndermek bir politikadır. Ancak Taliban zulmünden kaçan bu insanları Taliban’a teslim etmenin vicdani sorumluluğu olduğunu da vurgulamak isterim. Diğer bir önemli konu, Türk halkının büyük bölümünün mültecilerle yaşamak istememesi. Tüm bunlar sosyal gerilim kaynağı haline gelecektir. İktidarın ensar muhacir söylemi ile muhalefetin ‘hiçbirini istemiyoruz’ söylemi doğru yaklaşım değil. Yapılması gereken barış elçisi, arabulucu rolü üstlenmek, çağ dışı Taliban yönetiminin gitmesi için mücadele vermek ve sonrasında kaçan insanların geri dönüşünün sağlanmasıdır.” 

Haberin Devamı

‘Halkın talebi önemli’

“Mültecileri izole ederek mülteci kentleri kurmanın sorunu çözeceğine inanmıyorum. İsrail-Filistin meselesinde Ürdün ve Lübnan’daki mülteci kamplarında sorunun izole ederek çözülemeyeceği gerçeğini ortaya koydu. Çok ciddi bir göçmen politikasına ihtiyaç var. Halkın talepleri göz ardı edilmez. Türkiye’de farklı milletlerden 7 milyona yakın mülteci var. Bu rakam neredeyse nüfusun yüzde 10’u demek. Ortada sürdürülmesi zor bir sorun var ve bu sorun romantize edilerek çözülemez. Bu insanların bir kısmı geri dönse veya gönderilse de büyük kısmı burada kalacaktır. Afgan mültecilerden ziyade asıl sorun Suriyeli sığınmacılar. Sayı itibarıyla 4 milyonu geçmiş bu kitle nasıl yönetilecek ve geri gönderilecek? Artan mülteci sayısını yönetemediğiniz noktada zaman içinde demografik yapıda değişim, gettolaşma ve suç örgütleri ortaya çıkar. 7 milyon mülteciyi Türkiye ne kadar taşır bilmiyorum ancak bu noktaya gelmeden önlem alınmalıydı. Muhalefet ve iktidarın ortak politika üretmesi gerekiyor.”

Haberin Devamı

‘Sınır güvenliği artırılmalı’

Afganların Taliban zulmünden kaçtığını vurgulayan Kasım Han, “Afganistan nüfusunun yüzde 70’den fazlası, çağ dışı, ahlaktan yoksun, insanlık ve uygarlıktan uzak Taliban yönetiminden memnun değil. İnsanlar uygarlık dışı yönetimden kaçıyorlar. Taliban, kız çocukların eğitim haklarından mahrum bıraktığı gibi temel bireysel özgürlükleri de gasp ediyor. Taliban, sapkın ideolojisini Allah kelamı olarak satmaya çalışıyor. Taliban grubunun doğumunu Pakistan istihbaratı, finansörlüğünü Suudi Arabistan yapsa da, doğumundaki ebe ABD’dir. Hem İran, hem Pakistan, Afganistan üzerinde imtiyaz almaya çalışan ve ciddi etkinlik kurma yarışında olan iki ülke. Her iki ülke de Afganistan’ı stratejik manevra alanı kabul ediyor. İran, Afgan mültecileri zaman zaman sınıra kanalize ederek Türkiye’ye doğru itiyor. Göçmenlerin Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaşma hayalleri devam ediyor. Türkiye sınır güvenliğini sıkılaştırıp, gözden geçirmek zorundadır” ifadelerini kullandı.