11.03.2019 - 01:30 | Son Güncellenme:
Cihat Aslan / İstanbul
Ameliyata ikna ettik
Annesine karaciğerinin büyük bir kısmını bağışlayan Seçil Türker şunları söyledi: “Annem yıllarca bu hastalığı çekti. 2016 yılında da teşhis konuldu. Nakil için abim ve ben başvurduk. Eşim de destekçim oldu. Ağabeyimin testleri uyuşmayınca, anneme ben donör oldum. Bizim tek korktuğumuz nokta karaciğerimizin anneme uyumlu olmamasıydı. Annem de hem bizim açımızdan, hem de kendi açısından korkuyordu. Ama önemli olan onun sağlığıydı. En sonunda annemi ikna ettik ve ameliyat gerçekleşti. Şu aralar durumu çok iyiye gidiyor. Çok mutluyum. O da çok mutlu. Bu ameliyatı olmadan önce de organ bağışı için insanlara organ bağışında bulunmalarını istedim, ameliyat olmadan önce de hastaları o durumda görünce bunu daha iyi anladım. Herkesi organ bağışı konusunda gönüllü olmaları lazım.”
‘Nakil bekleyen çok zor durumda’
Nakil operasyonunu ekibi ile birlikte gerçekleştiren Prof. Dr. Ayhan Dinçkan şunları söyledi:
“Türkiye’de 23 bin civarında böbrek, 2 bin 500 civarında karaciğer nakli bekleyen hasta var. Kronik böbrek hastaları, nakil olamadıkları zaman hayatlarına diyalizle devam edebilir. Ancak karaciğer yetmezliğine giren bir insanın nakil olamadığı zaman yerine koyacağı bir tedavi yok. O yüzden bu hastalıkta nakil bekleyen insanlar karaciğer nakli olamadıkları zaman hayatlarını kaybediyorlar. Dolayısıyla kadavradan bağışlar yetmeyince canlı vericili nakiller önemli hale geliyor. Uygun verici bulmak da böbrek vericisi bulmak kadar kolay olmuyor. Karaciğerde alınan parçanın alıcıya, kalan karaciğerinde vericiye yetmesi şarttır. Karaciğer tek bir organ olduğu için alıcı ve vericiye gerekli oranda ve her ikisini de riske etmeyecek şekilde bölünmesi lazım. Tüm kriterler üst üste konulunca herkes uygun canlı donör olamıyor. Hayata tutunmanın tek yolu nakil olduğunda gönüllü canlı vericiler biraz cesaretli olmalı.”