Gündem ‘Cinayet adım adım yürütüldü’

‘Cinayet adım adım yürütüldü’

15.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Dink davasına ilişkin 4 bin 448 sayfalık gerekçeli kararda, cinayetin öncesinden tasarlanıp adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirildiği, deliller ve raporların gizlenip örgüt izlerinin temizlendiği belirtildi.

‘Cinayet adım adım yürütüldü’

 

ELİF ALTIN İstanbul - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlileri hakkında verilen kararın gerekçesi açıklandı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 14 yıl sonra 26 Mart 2021 tarihinde aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, firari savcı Zekeriya Öz, gazeteciler ve kamu görevlilerinin arasında bulunduğu 76 sanık hakkında karar vermişti. Aradan geçen dört ayın ardından mahkeme 4 bin 448 sayfalık gerekçeli kararını da açıkladı.

Haberin Devamı

Gerekçeli kararda, cinayetin öncesinden tasarlanıp örgüt mensupları eliyle adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirildiği belirtilerek, “cinayetin önlenmesini sağlayacak delillerin, haber mekanizmalarının ve raporların gizlenmesi, cinayet anına değin faillerin takip edilip işlenmesinin sağlandığı, cinayet sonrası delillerin karartılarak örgütün izlerinin temizlendiği, örgüt yayın araçları üzerinden belli bir amaca yönelik yapılan yayınlarla amaca yönelik dejenere edilmiş bilgilerle devlet kurumlarının cinayetle irtibatlandırıldığı” ifade edildi.

O 3 isim sorumlu

Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nda görevli olan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’in işlenen cinayette bizzat tasarlama aşamasında gerçekleştirilen eylemlerden sorumlu oldukları belirtilen kararda, FETÖ mensubu oldukları yönünde yargı kararları olan eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, Yılmazer ve Akyürek’in örgütün çıkarlarını gözeterek birlikte hareket ettikleri ifade edildi. Kararda, bu üç sanığın konumları itibari ile gereken tedbirleri alıp müdahale etmek yerine, cinayetin gerçekleşmesini, bunun öncesi ve sonrasında bilgi, kayıt ve belgelerin yok edilmesini sağladıkları, kendilerinden olmayan sıralı amirlerine bu önemli istihbari bilgileri vermeyip gizledikleri ve emri altındakilere gerçeğe aykırı tutanak hazırlattıkları ifade edildi.

Haberin Devamı

Demirkale ve Yılmazer

Gerekçeli kararda, cinayetten 10-15 dakika sonra Muharrem Demirkale ile Ali Fuat Yılmazer arasında bir telefon görüşmesi yapıldığı ve bilgi alışverişinde bulunulduğu belirtilerek cinayet mahalliyle Levent bölgesi arasında cinayet öncesi ve sonrasında aynı gün içinde Muharrem Demirkale’nin uzunca bir süre sürekli gidip geldiği ifade edildi.

MİT’ten de gizlendi

Gerekçeli kararda, cinayet tasarısı ve işlenmesi süreçlerine ilişkin Emniyet ve Jandarma kolluklarına ulaşan istihbari bilgilerin diğer devlet kurumu ve yetkililerinden gizlendiği gibi MİT kurumundan da gizlendiği, azmettirici veya faillerle söz konusu MİT personel veya yetkililerinin irtibatının bulunduğuna dair herhangi bir verinin dosya kapsamında yazılı veya sözlü deliller nezdinde tespit edilemediği belirtildi.

Haberin Devamı

Gerekçeli kararda, söz konusu tamimlerle İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından (İDB) maktulle ilgili veya maktulu hedef alan azmettirici Yasin Hayal ile ilgili gelen istihbari bilgiler çerçevesinde ve özellikle “kesin öldürme bilgisi” içeren 9 no’lu F-4 doğrultusunda herhangi bir birime uyarı veya talep içeren yazı yazılmadığı, sisteme de böyle bir kaydın düşülmediği ifade edildi.

Soruşturma taktiği

Gerekçeli kararda, İstanbul Emniyeti istihbarat biriminin cinayetten sorumlu olduğunun belirlenmesi sonucunda alınan idari kararlar ile bir kısım atama işlemleri gerçekleştirildiği, bu işlemlerden en dikkat çekici olanının ise cinayetin işlenmesinde en önemli düzeyde sorumluluğu bulunan dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C-2 Şube Müdürü sanık Ali Fuat Yılmazer’in buradan İstanbul Emniyet İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne atanması olduğu belirtildi. Böylelikle Yılmazer’in idari soruşturmalardan uzak tutulmasının sağlandığı kaydedildi.

Haberin Devamı

İstihbaratı ele geçirdiler

Kararda sanıkların işbirliği içerisinde cinayetin azmettirici ve faillerini desteklemek ve eylemi tasarlayarak mensubu oldukları FETÖ terör örgütünnün emelleri doğrultusunda cinayetin işlenmesini sağladıkları belirtildi.  Cinayet sonrası İstanbul İstihbarat Şubesi’nin örgüt tarafından ele geçirildiği ve uzun yıllar kamuoyunun gündemine oturacak olan kumpas soruşturma ve davalarının bu süreçten sonra adım adım hayata geçirildiği anlatılan kararda, tüm bu eylemler ile sözde operasyonlar devlet ve meşru hükümet aleyhine, doğrudan örgütün kurucusu ve yöneticisi Gülen ve oluşturduğu örgüt yönetim piramidinin emir ve talimatlarıyla gerçekleştirildiği kaydedildi.

Cinayet gününe kadar takip edildi

O dönem İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde yüzbaşı olarak görev yapan ve 15 Temmuz darbe girişiminde  tutuklanan Muharrem Demirkale’nin, Hrant Dink’in ev ve işyerlerini cinayet öncesinde

Haberin Devamı

emri altındakilerce keşif faaliyeti yaptırdığı belirtilen gerekçeli kararda, Dink’in cinayet gününe kadar takip edildiği, bu takibi yapan kişilerin ise Demirkale’nin emir ve komutasındaki personeller olduğu belirtildi.

Mallarına el konulacak, kaçak sayılacaklar

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin ana dava dosyasından ayrılan FETÖ lideri Fetullah Gülen’in de arasında olduğu 11 firari sanığın yargılandığı dava dün görüldü. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme, önceki celsede aldığı ara kararla, firari sanıkların 15 gün içinde mahkemeye gelmedikleri takdirde kaçak sayılacakları ve mal varlıklarına el konulacağına hükmetmişti. Dün görülen duruşmada mahkeme heyeti, firari sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Adem Yavuz Arslan, Coşgun Çakar, Halil İbrahim Koca, Mehmet Akif Yılmaz, Mehmet Faruk Mercan, Metin Canbay, Ömer Faruk Kartın, Serkan Şahan, Yılmaz Angın ve Yunus Yazar’ın kaçak sayılmalarına hükmederek, sanıklara ait menkul ve gayrimenkullerine el konulmasına karar verdi. Mahkeme, sanık Zekeriya Öz hakkında muhtarlıkça yapılan ilana ilişkin evrakın henüz mahkemeye dönmemiş olması dikkate alınarak, evrak geldikten sonra kaçak sayılma veya el koyma kararının bir sonraki duruşmada karara bağlanmasına hükmetti. Heyet, sanıklar hakkındaki yakalama ve yurt dışından iade taleplerinin devamına karar vererek duruşmayı 29 Eylül’e erteledi.

Silahın parçalarını ayrı ustalar yaptı

Sanık Ogün Samast tarafından kullanılan cinayet silahının ne şekilde temin edildiğiyle ilgili özellikle Karadeniz, Trabzon bölgesindeki yasa dışı silah üretimi ve kaçakçılığı konusu, olaylarda kullanılan ya da yakalamalarda ele geçirilen silahlar ile bu silahların olay ve kişi bağlantıları üzerinde detaylı araştırmanın yapıldığı kaydedildi. Kararda, yapılan araştırmalarda el yapımı silahlarda bire bir benzerlik bulmanın mümkün olmadığına yer verilen raporda, “Silahların tüm parçalarının ayrı ustalar tarafından imal edildiği ve sonradan yine bir başka usta tarafından birleştirildiği, böylelikle silahın kaynağına ulaşmanın oldukça güç olduğu anlaşılmış ve böylece müfettişliğimizce silahın, nerede ne şekilde imal edildiği bilgisine ulaşılamamıştır” denildi.