03.06.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Pınar Aktaş
Bugün zor bir görevdeyiz. Bodrum’da onu son yolculuğuna uğurluyoruz. Son yolculuklar hep zordur ama efsaneleri uğurlarken daha zordur. İslam (Çupi) abiyi uğularkenki gibi...
Torba onun en sevdiği yer. İstanbul’da hastanedeyken “Çıkarın beni buradan, Torba’ya götürün” demiş. Getirmişler, kapıdan girer girmez “Oh” demiş, derin bir nefes almış. Dün o bahçede oturduk biz de. Bedri Abi’nin eşi Nil Hanım ve dostlarıyla...
Kimseyle kötü anısı yoktu
Herkes bir anısını anlattı, en çok da kadınların Bedri Abi’ye olan hayranlığından bahsedildi. Bedri Abi, bir gün bir grup kadın gazeteciye, “Kadını erkek güzelleştirir, boşuna uğraşmayın güzelleşmek için” demiş. İstanbul’da en son hastanedeyken kadın hemşireler, kadın doktorlar onunla sohbet etmek için sıraya girmişler. Ve Nil Hanım... Bu kadar çok kadının hayran olduğu adamın 47 yıl boyunca aşık olduğu kadın. O kadar anı anlatılırken “Serseri, canım kocam” sözleri döküldü dudaklarından.
Sadece kadınlar değil adamların da en iyi arkadaşı. Bir tanesinden boş anı dinlemezsiniz. Torba’daki evde geçen coşkulu, geceleri sabaha bağlayan saatler anlatıldı. Ve enteresandır belki, güldü herkes, “Onunla hiç kötü anı yaşamadık” dedi.
Evde anlatılanlar Bodrum Belediyesi önünde gözyaşına döndü. Nil Hanım, gelmesini bekledi bahçede. Cenaze arabasından indirilip bahçeye taşınırken “Geldi” diyebildi, gerisi gözyaşı...
Bedri Abi’nin kendisi gibi karikatürist yeğeni Mesut Yavuz anlattı. Bedri Abi bir rüya görmüş en son... Annesinin elini tutup gidiyormuş. Gitti. Yolu açık olsun...