GündemDiyarbakır'da Nevruza'a 200 bin kişi katıldı

Diyarbakır'da Nevruza'a 200 bin kişi katıldı

21.03.2010 - 12:58 | Son Güncellenme:

.

Diyarbakırda Nevruzaa 200 bin kişi katıldı

DİYARBAKIR’da Barış ve Demokrasi Partisi'nce (BDP) düzenlenen nevruz kutlamasına yaklaşık 200 bin kişi katılırken alanda teröristbaşı Abdullah Öcalan posterleri ve PKK flamaları açıldı. Kutlamada ilk konuşmayı bayap Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı BDP'li Osman Baydemir, “Kürdün Türke, Türkün Kürde kurşun sıkması haramdır. Artık birbirimize karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Gerilladan, askere kurşun değil karanfil, askerden gerillaya operasyon kurşun değil karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Türk ve Kürt annelerinin kucaklaşmasının vakti gelmiştir. Daha fazla zaman kaybetmek yazıktır günahtır” dedi.

Diyarbakır’daki nevruz kutlamaları her yıl olduğu gibi bu yıl da Bağlar İlçesi’ndeki Nevruz Alanı'nda yapıldı. Kutlamalara, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kapatılan DTP’nin siyasi yasaklı eski Genel Başkanı Ahmet Türk, siyasi yasaklı eski DTP Milletvekili Aysel Tuğluk, bölge milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Avrupa Parlamentosu eski milletvekili Feleknas Uca, Abdullah Öcalan’ın kardeşi Fatma Öcalan, partili belediye başkanları yöresel kıyafetlerle katıldı. Kandil'den gelen 8 PKK teröristten Şeref Gençdal da protokolda oturdu. Nevruz alanında kutlamalara katılan sayası öğle saatlerine doğru arttı.

Nevruz alanında PKK ve Abdullah Öcalan posterleri taşınırken, Öcalan’ın resminin bulunduğu ve üzerinde ‘Öcalansız dünyayı başınıza yıkarız’ pankartı dolaştırıldı. Sık sık PKK ve Öcalan lehine sloganların atıldığı kutlamada alana ölen bazı PKK'lılar ile patlamalarda ölen çocukların fotoğrafları asıldı. Bunlar arasında Lice'nin Fis Köyü'nde PKK'nın kurulduğu evin sahipleri Seyfettin ve Alaattin Zuğurlu'nun fotoğrafları da yer aldı. PKK flamaları ve sözde Konfederasyon bayrağı ile ‘Demokratik bir barış için el ele’, ‘Ya demokratik bir barış veya demokratik direniş’, ‘Demokratik bir barış için muhatap Öcalan’dır’ yazılı pankartlar açıldı.

Nevruz nedeniyle Diyarbakır’da polis geniş önlemler aldı, izinler kaldırıldı, 3 bin polis görevlendirildi. Ayrıca, Ankara, Eskişehir ve Şanlıurfa’dan gelen çevik kuvvet ekipleri kentin değişik noklarında önlem aldı. Gün boyu bir polis helikopteri kent üzerinde uçuş yaparken, nevruz alanına kurulan 4 ayrı noktadan tüm gelenler tek tek aranarak alındı.

İLK KONUŞMAYI BAYDEMİR YAPTI

Haberin Devamı

Alanda nevruz ateşini BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, Osman Baydemir, Fatma Öcalan, PKK’nın eski yöneticilerinden Mazlum Doğan, Mehmet Hayri Durmuş, Eşref Anlık, Ferhat Kurtay ve dağdaki PKK’lıların yakınlarıyla birlikte yaktı.

Kutlamada ilk konuşmayı Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir yaptı. Konuşmasına Kürtçe başlayıp, Türkçe sürdüren Baydemir, şunları söyledi: “Binlerce kez bu ittifakınıza, bu çoğalmanıza maşallahlar olsun. Şeyh Sait’ten Mazlum Doğan’a kadar, Seyyit Rıza’dan Ape Musa’ya kadar, Orhan Doğan’a kadar yiğitlerinizin emeğiyle oluştu. Ben onların önünde saygıyla eğiliyorum. Onların emekleriyle bu günler geldi. Bu yıl tarihi bir yıldır. Bizler yine onurlu bir barış için özgürlük için çaba sarf etmeliyiz. Her şeyden önce ittifaklı olmalıyız. Barışsever ve demokratların ittifakı olmalıdır. Kürtlerin birliği bütün halkların kurtuluşudur.” “KURŞUN SIKMAK HARAMDIR” Vicdani retçi hareketin mensuplarının da kutlamaya geldiğini belirten Baydemir, “Türk ve Kürt halkının kardeşliği için çaba sarfeden Gelibolu’dan Çanakkale’den, Yozgat’tan, Rize’den gelen genç kardeşlerim hoş geldiniz şeref verdiniz” dedi.

Baydemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “21’inci yüzyılda bir kez daha bu mahşeri kalabalıktan bu mahşeri çoşkudan Kürt halkının vicdanına tek bir çağrım var. Kürdün Türke, Türkün Kürde kurşun sıkması haramdır. Artık birbirimize karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Gerilladan askere kurşun değil karanfil, askerden gerillaya operasyon kurşun değil, karanfil uzatmanın vakti gelmiştir. Türk ve Kürt annelerinin kucaklaşmasının vakti gelmiştir. Daha fazla zaman kaybetmek yazıktır, günahtır. Bu coşku inanıyorum ki barışı da özgürlüğü de hem Türke, hem de Kürde getirecektir. Binlerce kez müjde veriyoruz Şeyh Ahmet Hani’ye, Seyit Rıza’ya, Mazlum Doğan ve bütün arkadaşlara, Şeyh Sait’e biz diyoruz ki, siz mezarınızda rahat olun torunlarınız binlerle, milyonlarla bugün nevruz alanındadır ve nevruzu kutluyorlar. Özgürlüğün müjdesini bütün halklara ulaştırıyorlar.”

Haberin Devamı

TUĞLUK: ÖCALAN SİYASİ İRADEMİZDİR

Haberin Devamı

DTP’nin kapatılmasıyla milletvekilliği düşürülen siyasi yasaklı Aysel Tuğluk, kornuşmasında 2010’da yeni bir sürece girdiklerini belirterek, “Önümüzdeki süreç açısından da bu halk asla onurundan vazgeçmeyecek, asla özgürlüğünden vazgeçmeyecek” dedi.

Kürt sorununda sanki bir muhataplık krizi varmış gibi davranıldığını belirten Aysel Tuğluk, “Bu yapılan bilinçli bir şeydir. Sayın Başbakan bir kaç gün önce diyor ki, muhataplık yetkisine ancak Meclis karar verir diyor. Biz bu sorunun çözümünde sayın Öcalan’ı PKK’yı muhatap gösteriyoruz diye bizi eleştiriyor sayın Başbakan. Sayın halkımız size soruyorum, Kürt halkının muhatap sorunu var mıdır? Sayın Başbakan muhataplık ve müzakere yetkisi sadece Meclis’e ait değildir, bu halka bu topluma aittir. Bu halkın sayın Öcalan bizim siyasi iredimizdir” dedi.

Muhataplık yetkisi Meclis’teyse neden DTP’nin Meclis'ten atıldığını soran Tuğluk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu halk kime muhataplık yetkisi vermişse, sorunu çözmek isteyenler bir şekliyle onlarla diyalog kurmalıdır, konuşmalıdır, başka çözüm yolu yoktur. Buradan söylüyorum, biz kimseyle konuşmayız, biz kimseyi muhatap almayız derseniz bir milim adım atamazsınız. Amed’den hükümete söylüyorum ki, bu halkın düşmanlığını değil bu halkın gelin dostluğunu kazanın, bu halkın sevgisini kazanın, bu halkın kardeşliğini kazanın diyoruz. Biz Kürtler ortak vatanda eşit ve özgür yurttaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Siyasi irademize saygı istiyoruz. Değerlerimize saygı istiyoruz. Dilimize kimliğimize saygı stiyoruz. Lütfen insanlar ölmesin, gençlerimiz ölmesin ne yoksul Kürt çocukları, ne yoksul Türk çocukları ölmesin diye gelin 2010 nevruzunu kardeşliğin nevruzu ilan edelim. Barışı kazanıncaya kadar iradeli duruşumuzu, direngen duruşumuzu devam ettireceğiz. Size söz veriyorum. İnanıyorumki özgürlük barış kazanacaktır ve bu coğrafya bir gün özgürlüğe kavuşacaktır.”