16.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
MAGAZİN SERVİSİ
Uzun süredir tartışılan reyting yolsuzluğuyla ilgili yapılan bu ilk büyük operasyon sektörde olumlu karşılandı. Bu konuda yapımcılar, reklamcılar ve olayda adı geçenler şunları söyledi:
- Kerem Çatay (Ay Yapım):
Şirketine baskın yapılan ve bilgisayarlarına el konulan yapımcı Kerem Çatay, telefonla bağlandığı “Böyle Bir Şey Var Mı?” programında “Gözaltı yok. Sadece bilgisayarlara el koydular. Bilgiler kontrol ediliyor. Polis incelemeden sonra bilgimize başvuracak” dedi.
- Faruk Turgut (Gold Film):
“Evlerin ofislerin aranması hoş değil. Ağırlıklı olarak iki kanal baz alınıyor, onların üstüne gidiliyor. Her sektörde olduğu gibi bu sektörde de çürük elmalar olmuş olabilir. Belli yerlere gelemeyenlerin iftira atarak bir yere gelmeye çalışmaları hoş değil. Beş dizi ile başladım dört dizim reyting almadı gitti, kimseye bir şey demedim. Dizileri hedefe koymak insaflı değil. Şaibeli durumlar var ama genelleme yapmak hedefe koymak, bütün diziciler şikeci demek hoş değil. Bunu yapanlarda da zaten küçük ölçekli şirketlerin adı geçiyor. O yüzden büyük şirketleri karalamak doğru değil. Sonuçta her şey ortaya çıkacak. Bu süreci çok olumlu buluyorum.”
Ali Gündoğdu (Süreç Film): “Ülkemiz her geçen gün şeffaflaşıyor. Savcılar görevini yapacaktır. Küçük firmalar var, bunlar ayıklanmalı. Bu bir onur meselesi. Sektörümüz temizlenmeli. Atılan çamur herkese atılıyor. Yıllardır konuşuluyordu. Geç kalmış bir operasyon. Operasyondan mutluyum. Artık dosyalar raflara kalkmıyor. Operasyon nereye giderse oraya kadar gitsin. Ben bu işin arkasındayım.”
- Birol Güven:
“Bu konudaki düşüncem şudur; Önemli olan reyting değil “hissedilen reyting”tir. Yani TV ürünlerinin, şovların, dizilerin toplum üzerindeki etkisi... TV ürünleri toplumun geneli ya da bir kesiminin üzerinde bir etki yaratıyorsa aldığı reytingden ben şüphe etmem. Ama asıl sorun denek tanımlamalarında. Daha çok melodram izleyen, orta sınıf kadın ağırlıklı bir denek grubuyla karşı karşıyayız. Türkiye’de reklam kararı verenler sadece yabancı dizileri izliyor. Türk programlarını sabah gelen reyting verileri üzerinden değerlendiriyor. Türkiye’de reklam veren markasını nasıl içeriklere emanet ettiğinin farkında ya da bilincinde değil.”
- Yılmaz Erdoğan:
“Haksız kazanç diye bir şey yoktur. Haksız elde edilen şey kazanç değildir.”
- İlker İnanoğlu:
Evinde arama yapıldığı iddiasını kabul etmeyen oyuncu “Yapımcı değilim yapım şirketimde yok şu anda oyuncu olarak bile bir projede yer almıyorum” dedi.
- Ali Atıf Bir:
“Deneklerin adreslerini satabilirsiniz ama deneklerin reytingleri etkilemesi başka bir şeydir. Televizyon reyting sisteminin bağırsakları artık temizlensin. Bunun için herkes elinden geleni yapmalı. Ben yapacağım. Reklam veren salak değil eğer sistem çalışmasa niye o kadar reklamı televizyona versin? Rüyamda TBMM’nin reyting hırsızlarının ceza sürelerini düşüren yasa hazırladığını gördüm ve ter içinde uyandım!”
- Gani Müjde:
“Umarım böyle bir reyting sistemi oluşturmamışlardır. Yıllardır komedi dizilerimiz niye az reyting alıyor diye homurdanıyordum. Fair play lütfen. Yine de aksi ispatlanana kadar herkes masumdur diyorum. ”