Gündem Dolarlar Gülen’e sadakat sembolü

Dolarlar Gülen’e sadakat sembolü

17.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Darbe girişimi soruşturma dosyasında yer alan M. isimli itirafçı, Gülen’in ABD’de kendilerine verdiği 100 ve 50’lik dolarları döviz bürosunda 1’er dolarlık banknotlar halinde bozdurarak cemaat mensuplarına dağıttıklarını anlattı

Dolarlar  Gülen’e  sadakat sembolü

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen “15 Temmuz 2016 tarihli Darbe Teşebbüsü Hava Harp Okulu Öğrencileri-Kavacık Bölgesi” başlıklı soruşturma dosyasında açık kimliğine yer verilmeyen M.... isimli itirafçının iddialarına yer veriliyor. Şüpheli itirafçı olarak tanımlanan M. savcılara FETÖ/PDY yapılanmasında İstanbul Anadolu Yakası Jandarma teşkilatından sorumlu olduğunu, örgüt içerisinde müdür yardımcısı olarak tabir edilen görevde bulunurken, kolluk görevli tarafından yakalandığını anlatıyor. Etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmaya karar verdiğini söyleyen M. isimli FETÖ itirafçısı, terör örgütü hücrelerinin birbirini mümkün olduğunca tanımadığını, hücresel sistemle örgütlenme modelini benimsediklerini anlatıyor.

Haberin Devamı

Bereket ve hatıra

Örgüt içinde üst hiyerarşide yer alan müdür ve Marmara bölgesindeki tüm jandarma personelinin sorumlusu konumundaki bölge temsilcileriyle birlikte sıklıkla örgüt lideri Gülen’in yaşadığı Amerika’ya gittiğini ve Gülen’in kendilerine 100, 50, 20 ABD doları şeklinde kağıt para vediğini anlatan M. bu paraları bozdurarak alt hiyerarşilerde yer alan öğretmen ve öğrencilere verdiklerini belirtti.

Verilen banknotları döviz büroları aracılığıyla genellikle daha çok şahsa dağıtmak için 1’er dolarlık banknotlar halinde bozduklarını anlatan itirafçı M. piyasada bazen 1 dolarlık kağıt para bulamadıkları için 5, 10 veya 20 dolarlık banknot aldıklarını dile getirdi. Dolar banknotlarının bereket ve hatıra olduğuna inanılması aynı zamanda örgüt mensuplarının bağlılık ve minnet duymasını sağlamak için verildiğini iddia eden itirafçı; banknotların Gülen’e bağlılık duyanların sembolü olduğunu, para kaynağının Bediüzzaman Said Nursi’nin yazmış olduğu eserlerin telif gelirleri olduğunu iddia etti.

Haberin Devamı

‘Soruları verdiler’

Gizli tanık Sel’in iddianamedeki ifadesi de FETÖ’nün askeri okullardaki yapılanmasına dair ayrıntıları ortaya çıkarıyor. Terör örgütünde kod isminin Enes olduğunu anlatan gizli tanık Sel, 2016 yılında Hava Kuvvetleri’ne alınacak Uzman Çavuş alım heyetinde görev yaptığını, FETÖ’cü olmayan adaylara düşük puan verdiğini itiraf ediyor.

Gizli Tanık Sel’in iddia ve anlatımları iddianamede şöyle aktarılıyor: “Kuleli Askeri lisesi sınavına girmeden iki gün önce evde abiler bana sınavda çıkabileceğini söyledikleri 50 tane soruyu cevaplarıyla birlikte gösterdiler. ‘Soruyu çöz cevabını ezberle’ dediler. Ben de söylediklerini yaptım. Sınavda çıkan sorulardan abilerin bana çözdürdüğü soruların birçoğunun aynı olduğunu gördüm. Sınavı çok iyi olmasa da asil listeden kazanacak şekilde puan aldım. Deniz Lisesini yedekten, Kara ve Deniz Astsubay liselerini asil listeden kazandım.”

“Askeri lise döneminde yaz tatillerinde evde yatmalı olarak kamplar yapıyorlardı. Evde Fetullah Gülen’in vaaz videolarını seyrediyorduk. Hava Harp Okulu’nda da yine evde buluşmalar devam etti. Abiler değişiyordu. Okuldaki cemaatçi öğrencilerle eve gittiğimizde tanışıyorduk. Okulda ise birbirimizi tanımıyor gibi davranıyorduk. Okul bitip İzmir’e gideceğimiz sırada abiler yine evde benim gibi mezun olmuş iki kişiyle tanıştırdılar. Bunlardan biri Harp Okulu’nda Kurmay Binbaşı olan ve gözaltına alındığını duyduğum F. G. diğeri de yine Hava Pilot Kurmay Binbaşı olan ve yurtdışında görevde olduğunu bildiğim M. T.’dir. İzmir’e gittiğimizde bu iki subay ve İ. Ö. ile birlikte dördümüz ev tuttuk. Abiler kiralayacağımız diğer cemaat evlerine yakın olmamasına özen göstermişlerdi.”

Haberin Devamı

‘Öğrenci listelerini abiye veriyordum’

“Teğmen çıkıp maaş bağlanınca maaşımızın yüzde 10’unu eve gittiğimde abiye elden teslim ediyordum. Arada bir sadaka parası adı altında gönlümden kopan miktarda parayı yine abiye veriyordum. Zaman Gazetesi ve Sızıntı Dergisi aboneliği yaptırmıştım. Ben lisede 52. kol komutanıydım. Yaklaşık 90 öğrenciden sorumluydum. Abinin bana söylediği isimlerden lisede toplam kaç cemaatçi öğrenci olduğunu bilmiyorum. Ancak okuldan aldığım öğrenci listesini abiye veriyordum. Ders ve disiplin durumlarını ona iletiyordum.

Haberin Devamı

Darbe girişimi sonrası faaliyetlerimin tespit edilip ordudan atılabileceğim düşüncesi beni korkuttu. Önce ne yapacağıma karar veremedim. Cemaatin abileri cemaat üyelerine ve yaptıkları görüşmelere dair kayıt tutarlar. Bu kayıtlarda benim kod ismim Enes olarak geçer. Bu veri tabanı o cemaatçi abinin bilgisayarında kayıtlıdır.”

‘FETÖ’cü olmayana düşük puan verdim’

“Bu yıl Türkiye genelinde Hava Kuvvetlerine alınacak uzman çavuş alımı heyetinde görev aldım. Bana İzmir’de İzban’ın İnkılap İstasyonu olarak bilinen yerde saat 10.00’da randevu verdiler. Bir abiyle buluştuk. Yakında bir eve gittik. Orada bana uzman çavuşluk aday bilgi formundan bir tane örnek gösterdiler ve bu formda yer alan çaprazlama boydan boya devam eden filigramm son iki rakamı ile belgede sağ üst köşede yer alan grup numarasının son iki rakamının aynı olan adayların menfi olduğunu ve bunların kabul edilmemesi gerektiğini bana Kuran’a el bastırarak anlattılar. Ve Kuran’a el bastım. Daha sonra Haziran 2016 da yapılan uzman alımı sınavında görev yaptım. Böyle gördüğüm adaylara düşük puan vererek kabul etmedim.”

Haberin Devamı

Dolarlar  Gülen’e  sadakat sembolü

Yılmazer’den ilk savunma

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı 2’si tutuklu 35 sanıklı davanın 31. celsesi başladı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar dönemin İstanbul İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ve dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay da duruşmada yer aldı.

‘Sabırla dinleyin’

Duruşmada dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, ilk kez savunmasını yaptı.

Yılmazer, “Yaklaşık 2.5 yıldır tutuklu yargılanıyorum. Emniyet teşkilatında 25 yıl görev yaptım. Sicil notumda bir tane bile olumsuzluk olmadan, hep pekiyi olarak sayısız taltif olmak üzere 2014’te kendi talebim üzerine emekli oldum. 25 yıllık meslek yaşantımda hiçbir olumsuzluk yaşamamışken 2014’te yaptığım televizyon konuşmalarımın sonucu hakkımda soruşturmalar açıldı ve 6 tanesinden tutuklu yargılanıyorum. Savunmamı sabırla dinleyiniz, bugünün Türkiyesine, yargı sistematiğine, yargının ne kadar bağımsız olduğuna dair ibret alınacak çok meseleler olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Yılmazer, KCK operasyonlarının talimatını bizzat dönemin yöneticileri tarafından kendisine verdiğini iddia etti.

‘Tamamen düzmece’

Yılmazer, “Ergenekonun alt yapısını hazırladığım iddiası düzmece. Kumpas operasyonları yapılmışsa dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul Valisi Muammer Güler ile İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Selim Kutkan döneminde başlamıştır” dedi.