Gündem 'Dünyaya geldi düşler kurdu ve gitti'

'Dünyaya geldi düşler kurdu ve gitti'

28.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türk edebiyatının özellikle de çocuk kitaplarının en önemli kalemlerinden, bir dönem Milliyet gazetesi ve Milliyet Çocuk Dergisi’nde öykü ve röportajları yayımlanan Muzaffer İzgü ardından “Muzaffer İzgü dünyaya geldi, okudu, düşler kurdu ve gitti” deneceğini söylüyordu. Öyle de oldu...

Dünyaya geldi düşler kurdu ve gitti

Birçoğu çocuklar için 150’ye yakın kitap kaleme alan, kendi deyişiyle ‘gülmeceyi topsuz tüfeksiz bir silah’ olarak etkili şekilde kullanan Türk edebiyatının en üretken ve önemli kalemlerinden Muzaffer İzgü, önceki gün 84 yaşında hayatını kaybetti.

Haberin Devamı

Çocuk edebiyatının efsane isimlerinden İzgü’nün cenazesi bugün öğle namazının ardından Doğançay Mezarlığı’nda defnedilecek. İzgü, kanser teşhisinin ardından tedaviyi kabul etmemiş ve basına yaptığı açıklamada “İyi değilim, çok yorgunum. Tüm çocukları gözlerinden öpüyorum” demişti. İzgü, kariyerinin başlarında Milliyet gazetesi için söyleşiler gerçekleştirmiş; Milliyet’in Pazar ekinde öyküleri, Milliyet Çocuk Derigisi’nde yazıları yayımlanmıştı.

3 yılda 350-400 kitap

İzgü, 29 Ekim 1933’te Adana’da Ahmet İzgü ve Havva İzgü’nün beş çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Çok fakir bir çocukluk geçirdi. Kitaplarla tanışmasında da yoksulluk rol oynadı. İlkokuldayken ısınmak için evine gittiği bir arkadaşı evinin müsait olmadığı bir gün onu Adana Halkevi Kütüphanesi’ne yönlendirdi. Burada ilk olarak ‘Define Adası’nı okuyan İzgü, yuvasına dönüştüğünü söylediği kütüphanede üç yılda 350-400 kitap okudu, Jules Verne’den çok etkilendi. Çocukluğunda edindiği okuma alışkanlığını da hiç kaybetmedi. Son dönemlerde verdiği bir söyleşide “iki eli kanda olsa bile” günde en az 150 sayfa okuduğunu ifade ediyordu.

Haberin Devamı

Dördüncü sınıftayken üzerinde büyük etkisi olan Yusuf Gülen adlı öğretmeninin onu yazmaya teşvik etmesiyle ‘Yaprak’ adlı kompozisyonu okulun duvarına asıldı. Koşarak gelip okuduğu kompozisyonun ardından duygulanan babasına yazar olacağına söz verdi ve bu sözünü tuttu. O dönemlerde yoksulluğa isyan edip, hayatını değiştirmeye ve öğretmen olmaya karar verdi. Kendisine verdiği bu sözü de tuttu.

Bulaşıkçılık, garsonluk, sinemalarda gazoz satmak gibi işlerde çalışırken eğitim hayatına devam eden İzgü, lisenin ardından Diyarbakır Öğretmen Okulu’na girdi. Burada üç çocuğunun annesi olacak en büyük aşkım dediği Günsel Hanım’la tanıştı ve evlendi.

Hayatı öğretmenlik

Silvan’da, Aydın’ın Akçakoca Köyü’nde, Cincin Köyü’nde, Aydın merkezindeki yetiştirme yurdunda, Güzelhisar İlkokulku’nda öğretmenlik yapan İzgü, 1978 yılında emekli olana dek öğretmenliğe devam etti. İzgü, “Öğretmenliğim hiçbir zaman okulla sınırlı kalmadı, hayatım oldu. Çocuklara ve gençlere tutku derecesinde sevgi ve saygım var” diyordu.

Haberin Devamı

Yazarlık kariyeri ise 1959 yılında Aydın’da yayınlanan yerel Hüraydın Gazetesi’ndeki yazılarla başladı. 1964 yılında Demokrat İzmir Gazetesi’nde yazılarına devam etti. Dönemin ünlü mizah yayını Akbaba’da öyküleri yayımlandı. Milliyet ve Akşam gazeteleri için röportajlar yaptı, Milliyet gazetesinin Pazar ekinde öyküleri okuyucuyla buluştu. İlk yayımlanan ‘Uçan Eşek’ adlı bir çocuk kitabıydı. 1970 tarihli ‘Gecekondu’dan bir yıl sonra ‘İlyas Efendi’, iki yıl sonra ise ‘Halo Dayı’ okuyucuyla buluştu. Yoksul çocukluk yıllarını sinemaya da uyarlanan ‘Zıkkımın Kökü’nde okuyucuyla paylaştı. Ökkeş karakteriyle çocukların dünyasında iz bıraktı. İzgü, yazarlığın şartlarını şöyle sıralıyordu: “Bir kere yazar çok iyi bir gözlemcidir, ikincisi çok okuyan bir insandır, üçüncüsü çok hayal kuran birisidir.”

TDK Ödülü

Çocuk kitapları ve romanların yanı sıra başarılı tiyatro oyunları da kaleme alan İzgü, eserleriyle birçok ödül kazandı. ‘Hıdır

Dünyaya geldi düşler kurdu ve gitti
Baba’ öyküsü, 1977 Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması üçüncülük ödülüne layık görüldü. ‘Anayasa, Hangi Anayasa’ öyküsü aynı yıl Milliyet Sanat Dergisi Gülmece Öyküsü Yarışması ikincilik ödülü kazandı. ‘Donumdaki Para’ kitabı, 1978 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü’nü aldı. ‘Uçtu Uçtu Ali Uçtu’ romanı, 1980 İstanbul Uluslararası Çocuk Kitapları Fuarı birincilik ödülünü kazandı.

Haberin Devamı

İzgü, yazarlığı hep ciddiye aldı. Kendi anlatımıyla, yürürken düşler kurdu. Bu düşleri önce bir kitap planına dönüştürdü, sonra çok çalışarak da kitaplara… İzgü kitaplarla ilgili olarak “Bir kez dili iyi olmalı. Dil benim için çok önemli. Ben bir gülmece yapıtıyla Türk Dil Kurumu Ödülü aldım. O güne kadar gülmeceyi edebiyattan sayıyorlar mıydı, bilmiyorum. Ama o gün saydılar” diyordu.

Ardından, “Muzaffer İzgü dünyaya geldi, okudu, düşler kurdu ve gitti” diyeceklerini söylüyordu. Öyle söylendi. Adana Halkevi Kütüphanesi’nde ilk kez kitaplarla tanışan yoksul çocuk “Okumak düş kurduruyordu. Yoksul evinde o düşler öyle güzeldi ki! Ben çıkar giderdim o evden düşlerin ardı sıra. Evde otururken o düşleri görürdüm, yatarken o düşleri görürdüm” diyordu. İzgü, kendi düşlerini kağıda döktü ve bir ömür boyu ürettikleriyle nesillerce okura, özellikle de çocuklara düşler kurdurdu.

Haberin Devamı

‘Kitap okuyan insan birey olur’

İzgü, hayatını insanlara özellikle de çocuklara hayal kurdurmaya adamış, bu konuda “Kitap okuyan insan hayal kurar. Hayal kuran insan düşünmeye başlar. Düşünen insan soru sorar. Soru soran insan artık sürünün koyunu olmaz. O artık birey olur. Çocuklarımızın birey olmasını istiyorsak onlara kitabı zorunlu hale getirmeliyiz” demişti.