Gündem En çok sorulan soru... Şiddete rağmen neden?

En çok sorulan soru... Şiddete rağmen neden?

07.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Kadınlar şiddete rağmen ilişkilerini sürdürme kararı aldıklarında en çok ‘neden’ sorusuyla karşılaşıyor.

En çok sorulan soru... Şiddete rağmen neden

İlişkinin bitmesini istediklerinde birçok engelle karşılaşabiliyorlar. Şiddetin döngüsü veya ekonomik, kişisel ya da toplumsal nedenlerden dolayı kadın, şiddet uygulayan kişiye geri dönüyor. En büyük sorunlardan biri de ayrılmak isteyen kadın bu dönemde ölümle sonuçlanabilen şiddete uğrayabiliyor. Ve şiddet sadece ayrılmak istediği eşten değil eşin ailesinin yanı sıra kendi ailesinden bile gelebiliyor.  

Haberin Devamı

Şiddet görse bile kadınları o ilişki içinde tutan nedenler ise şöyle:

Kişisel Nedenler

Korku: Şiddet uygulayan kişinin kendisine, çocuklarına, ailesine daha çok zarar vereceğinden, intikam alacağından, çocukları göstermeyeceğinden korkmak, yalnız, güçsüz, çaresiz kalacağı için endişelenmek.

Tecrit: Maddi ve manevi destek alabileceği bütün kişiler ve kurumlarla bağlarının sistematik bir şekilde koparılmış olması. Kanuni haklarından ve gerçek alternatiflerinden haberdar olmamak, hayatta kalma ve çocukları hayatta tutma çabalarının ve stratejilerinin bütün yaşam enerjisini tüketmesi. Anbean, günbegün hayatta kalmaya çabalamaktan, daha geniş tabloyu ve alternatifleri görememek.

Utanç: Yaşadığı şiddetten ve seçtiği ya da sahip olduğu eşten utanmak.

Haberin Devamı

Acıma: Şiddet uygulayanın kendisine ihtiyacı olduğunu, kendisi olmasa intihar edeceğini, kendisine bakamayacağını, aç kalacağını düşünmek; ona acımak.

Suçluluk: Şiddetin kendi suçu olduğunu, başarısız olduğunu düşünmek. Yeterince iyi olamadığını, yetersiz bir kadın, anne ve eş olduğunu düşünerek kendini suçlu hissetmek; şiddetin kendisiyle ilgili olduğunu düşünmek.

Umut (patolojik): Her şeyin zamanla düzeleceği, şiddetin duracağı ya da geçici olduğu inancı taşımak. Şiddetin sorumluluğunu üstlenme eğilimi. Her şeyin her zaman kötü olmadığını, bazen de güzel günler, mutlu anlar olduğunu tekrarlamak.

Şiddeti önemsizleştirmek: Erkeklerin şiddet uyguladığına, bunun normal ve çok önemli olmadığına yönelik savunmalar yapmak.

Stockholm Sendromu (Travmatik Bağlanma): Adını 1973 yılında İsveç’in Stockholm kentinde bir banka soygunu sırasında, soyguncular ve rehineler arasında gözlemlenen ilişki biçiminden alır. Yoğun psikolojik ve fiziksel şiddet ortamlarında oluşabilen psikolojik bir savunma ve baş etme yöntemidir. Güç dengesizliğinin çok belirgin olduğu, şiddetin gelişigüzel uygulandığı durumlarda saldırıya uğrayan kişi belirsizlik ve kontrolsüzlük duyguları içinde yaşar; kaçamayacağı, çaresiz olduğu inancı geliştirir. Şiddetin durduğu anlar bir ödül, hediye, iyilik, lütuf gibi algılanır. Bu nedenle de şiddeti uygulayan kişiye karşı empati, şükran, sempati gibi olumlu duygular gelişir; kişinin şiddet uygulayandan ayrılması zorlaşır. Şiddet sonucu oluşan bu durumun geriye döndürülmesi, şiddetin durması ve yeni gerçekliklerin oluşturulmasıyla mümkün olabilir.

Haberin Devamı

Ekonomik Nedenler

Ücretli bir işte çalışmıyor olmak.

Ücretli bir işte çalışıyor olsa bile geçinebilecek kadar para kazanamıyor olmak.

Hem çocukların hem de kendisinin masraflarını ödeyemeyecek durumda olmak.

Kendisine ve çocuklara bakacak bir gelire sahip olmadığı gerekçesiyle çocukların velayetinin kendisine verilmeyeceği düşünmek.

Toplumsal Nedenler

Ailevi, kültürel ve dini kısıtlamaların ve baskıların olması. Ayrılmaması, dayanması, buna katlanması, böylece doğru olanı yapmış olacağının telkin edilmesi ve kendisinin de bunu içselleştirmesi.

Adli süreçlerden ve destek alabileceği diğer kurumlarla ilişki kurmaktan çekinmek, bu kurumlardan yeterli desteği görememek, hatta caydırıcı
tavırlarla karşılaşmak.

Haberin Devamı

Boşanmanın getirdiği maddi ve manevi zorluklardan korkmak. Erkek egemen toplumun boşanan kadına “iyi gözle” bakmaması yüzünden farklı şiddet ve tacizlere maruz kalacağını düşünmek.

Ailenin ve arkadaşlarının çoğu zaman destek olmamaları, destek olmaya korkmaları, hatta kimi durumlarda kadınların ayrılmasını engellemeye çalışmaları, “sen gel ama çocukların gelmesin, onlar o adamın çocukları” gibi sözler sarf etmeleri.

Türkçe bilmeyenlere ana dilinde bilgi ve destek verilmediği için bu bilgi ve desteklere tek başına erişememek.

Çocuklarla İlgili Nedenler

Çocukları kaçırır, velayeti alır korkusu

Çocuklara zarar verir, taciz eder korkusu

Tek başına çocuklara bakamayacağı korkusu

Çocukların babayla beraber büyümeleri gerektiği inancı, babasız kalacağı korkusu.

Kaynak: Mor Çatı Kadın Sığınmaevi Vakfı