24.10.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Burcu Karakaş
İngiltere’de yapılan bir araştırmada 7 kadından sadece birinin kendisini ‘feminist’ olarak tanımlaması, ülkede feminizm tartışmalarına yol açtı. Araştırmaya göre, 45-50 yaş arasındaki kadınların yüzde 25’i kendisini ‘feminist’ olarak tanımlarken, bu oran 25-29 yaş arasındaki kadınlarda yüzde 9’a, 20-24 yaş arasında ise yüzde 8’e kadar düştü. Türkiye’de ise feminist hareketin içinde yer alan kadın hakları savunucuları, kadın-erkek eşitliği sağlanmadığı sürece tartışmanın ‘anlamsız’ olduğu görüşünde:
“Erkeklerin de ihtiyacı var”
- Avukat Hülya Gülbahar: “Kadınlarla erkek arasında gerçek bir eşitlik sağlanıncaya, kadınlar gerçekten özgürleşinceye kadar feminizme ihtiyaç olacaktır. Ancak bu eşitlik sağlandıktan sonra feminizme gerek kalmadığından söz edebileceğiz. Sadece Türkiye değil, dünya da bu noktaya varmaktan henüz çok uzak. Türkiye feminist hareket açısından geçmişe nazaran şimdi daha iyi konumda. Kadınlar için ‘Feministim’ demek 30 yıl öncesine göre daha kolay. Günde 5 kadının öldürüldüğü bir ülkede feminizme sadece kadınların değil, erkeklerin de ihtiyacı var. Her gün kadınların öldürüldüğüne şahit oluyoruz. Feminist hareketi marjinalleştirmeye çalışanlar oluyor. Ancak feminizmin gücü itiraz ettiği haksızlıktan kaynaklanır. Bu haksızlık giderilinceye kadar dünyanın her yerinde feministler olacaktır.”
“Dallanıp budaklanıyor”
- Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Aksu Bora: “Cinsiyet ayrımcılığı, cinsel sömürü, eşitsizlik bitti mi? O halde feminizm nasıl ölür? Belki de kırk kere söylerlerse olacağına inandıkları için habire ‘Feminizm öldü‘ diyorlar. Hayır, ölmedi! Geçtiğimiz ay yayımlanan bir kitap çevirdim: Baş Harfi F. Tam bu sorun etrafında tartışıyor ve kadınların kendilerine feminist dememelerini birkaç nedene bağlıyor: Feminizmin dar bir biçimde tanımlanması ve bu tanımın bugünün anlayışlarına uygun olmaması, bireyciliğin artmasıyla kolektif politik kimliklerin daha zor sahiplenilmesi, genç kadınların ‘henüz’ feminist olmadıklarını düşünmeleri.
Bu biraz da ‘Yeni kuşak çok apolitik’ efsanesine benziyor; sizin politik dediğiniz şeyin darlığındadır belki de sorun! Feminizmin ölmek bir yana, dallanıp budaklandığını düşünüyorum. Etrafınıza bir bakın: Siyasal partilerden merkez medyaya, okullardan alışveriş merkezlerine kadar, feminist söz her yerde. Tabutumuza son çiviyi çakmaya hevesli olanlar için haberler kötü: Daha epey beklemeleri gerekecek!”
“Feminizm yeni gelişiyor”
- Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Başkanı Halime Güner: “Türkiye’de feminizm yeni gelişiyor. Feminist tartışmalar çok yeni. Önceden ithal edilen bir düşünceydi. Türkiye’de feminizm kavramını çevirilerle öğrenmeye başlamıştık. Ancak şimdi yaygınlaşıyor. Yaygınlaştıkça, henüz anlaşılmamış feminist eylemler anlaşılır hale geliyor. İngiltere gibi demokrasinin içselleştirildiği ülkelerde, kadınlar ve erkekler arasındaki eşitsizliğin kaldırılması medeniyet ölçüsüdür. Bizim o noktaya varmamız için hala uzun bir süreç gerekiyor. Feminizim, kadın erkek eşitliği ile mücadele etme biçimidir. Değil ölmesi, Türkiye’de asıl bundan sonra feminist hareket güçlenecek.”