Gündem Evinin salonunda sergi açtı

Evinin salonunda sergi açtı

10.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ressam Leyla Gediz’den galeri sistemine sanatsal bir itiraz geldi. Gediz, Gezi eyleminden sonra yaptığı çalışmalarını Topağacı’ndaki evinin salonunda sergilemeye başladı. Sanatçı, ‘Galeri sistemi içerisinde temsilimi yeterli bulmadım’ diyor

Evinin salonunda sergi açtı


Leyla Gediz, yeni bir sergi ile kendi evinin kapılarını sanatseverlere açtı. Gediz’in eşi ve üç kedisiyle birlikte yaşadığı, Topağacı’nda bulunan apartman dairesinin salonuna yerleştirilmiş sergi, sanatçının Gezi Direnişi sonrası yaptığı altı adet çalışmadan oluşuyor.
Mahallesine, şehrine ve dahası ülkesine sahip çıkmaya kendi oturduğu apartmandan başlayan Leyla Gediz, bu sergide estetik değerlerden öte toplumsal kaygılarını dile getirdiğini söylüyor. Sergiye ismini veren ‘Kilimli Konak’ Apartmanı, bundan 70 sene önce Mukbil Gökdoğan tarafından inşa edilmiş. Ailesiyle birlikte bir süre Gediz’in şimdilerde yaşadığı dairede yaşayan mimar Gökdoğan, apartman inşa edilirken dönemin ressamlarından Ercüment Kalmık’tan apartman girişine bir resim yapmasını rica etmiş.
Resmin direnişi
Bundan çok etkilendiğini söyleyen Gediz, “Bugün de etrafta yüzlerce bina inşa ediliyor. Kaç tanesinin içine sanat eseri yerleştiriliyor? Nerede sanatçılar mimarlarla bir araya gelip de böyle çalışmalar yapsın. Bugünün rantı içinde sanatın s’sine yer yok,” diye sitem ediyor. Leyla Gediz, Kalmık’ın bu resminden yola çıkarak, merkezine kadın figürünü koyduğu yeni seçkisinde 70 sene öncesinin değerlerini günümüze taşımayı amaçladığını belirtiyor: “50’lerden itibaren Türkiye’de var olan modern kadının devamlılığını dilediğim ve kadınla çatışmayan bir Türkiye hayal ettiğim için böyle bir sergi yaptım. Eskinin modernist, özgürlükçü, açık fikirli yapısını anmak ve onu sahiplenmek istedim.”
Leyla Gediz, sergide yer alan resimleri direnişçi ruhun verdiği bir ilhamla yaptığını dile getiriyor. Ercüment Kalmık’ın apartman girişinde bulunan resminden esinlenerek yaptığı ‘Paravan’ çalışması da bu anlamda öne çıkan eserlerden bir tanesi.
Sanatçı bu çalışmanın resimde olması gereken özgürlük ve özgünlük özelliklerinin her ikisini de taşıdığını belirtirken “Bu paravan, resmin direnişini, tuvallerin duvardan kurtulup kendi ayakları üzerinde durabilmesini simgeliyor. Gezi esnasında sokaklardaki barikatların iç mekâna uyarlaması nasıl olabilir diye çok düşünmüştüm ve aklıma bu paravan geldi” diye konuşuyor.