‘Fransız erkeği’ efsanesi bitti mi?

Dünyanınn en romantikleri yakıştırmasını yüz yıllardır taşıyan Fransız erkeklerinin etkileyici özelliklerini yitirdiği öne sürüldü. Fransız yazar Guillaume Cherel, Fransız erkekleri için yaşanan değişimi ele aldı. Zira, Cherel’in çok ses getiren ‘Les Hommes Sont Des Maitresses Comme Les Autres’ (Erkekler de Metres Olur) kitabı, erkeklerin modern zamanların kendine güveni yüksek kadınları tarafından yaşadıkları ‘zorlukları’ ve değişen rollerini inceliyor. Cherel, kendisinden yola çıkarak verdiği örnekleri, güncel film ve hikayelerin konularıyla da zenginleştiriyor.
Buna göre, Fransa’da yayımlanan Gala dergisinde yayımlanan bir makale de ülkenin milli gururu olarak görülen “Fransız erkeği aşkının ihtişamı”nın zamana karşı verdiği mücadeleye dikkat çekiyor. Fransız erkeklerini tercih eden Monica Belluci, Halle Berry, Salma Hayek, Natalie Portman gibi Hollywood yıldızları “Fransız erkeği” efsanesinin varlığına kanıt oluşturuyor. Fakat, vizyona giren son filmlerden La strategie de la pousette” (Puset Stratejisi) sadece bir eş ve bebek isteyen bir Fransız erkeğinin hikayesine tipik bir örnek gösteriliyor.

Kadınlar maskülen erkek istiyor
“Havalı” bulunan bu ünlü erkeklerin, artık kadınların aşka ve ilişkilere değişen bakış açısı nedeniyle elde edilmesinin çok zor hale gelmesinin de Fransız erkeği fenomeninin etkisini yitirmesinde rolü büyük. Keza, Le Figaro gazetesindeki bir makalede de psikiyatrist Serge Hefez, geleneksel kabul gören Fransız erkeğinin “Uyuyan Güzel” gibi aşkın kendisini bulmasını beklediğini, fakat artık kadınların maskülen bir tavrı benimsemesiyle istenmediklerini düşünmeye başladıklarını belirtiyor. Kitabına adını veren hikâyenin bizzat baş karakteri olan Cherel, evli bir kadınla ilişkisinde kendisini kullanılmış hissettiğini söylüyor. Zira, Cherel’in evli ve anne olan “Ava” isimli sevgilisinin, eşini aldattığı halde evliliğini bitirmeyi düşünmemesi, Cherel’in yanında eşiyle telefonlaşması yeni nesil bir kadın karakterinin yükselişine işaret ediyor. Cherel, “Ava Kadınları” adını verdiği bu kadınların 30 ila 40’lı yaşlarında, aşka maskülen yaklaşmasına rağmen geleneksel olarak birçok özelliğini yitirmeyen, çiçek beklemek yerine çiçek alabilen özelliklere sahip olduğunu söylüyor.