Gündem 'Gerek yok, benim diyetimi uygulayın' diyenlere dikkat! Onların amacı şöhret

'Gerek yok, benim diyetimi uygulayın' diyenlere dikkat! Onların amacı şöhret

01.05.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:

Aşı karşıtlığı ve salgın riskine karşı kamuoyunu uyaran bilim insanları, 4-6 yaş arası için de zorunlu aşı takviminin oluşturulması gerektiği, sorumluluğun da aile hekimlerine verilmesi gerektiğini vurguladı...

Gerek yok, benim diyetimi uygulayın diyenlere dikkat Onların amacı şöhret

Aşı Haftası kapsamında İstanbul’da biraya gelen uzmanlar aşı konusunu masaya yatırdı.

Haberin Devamı

Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hacımustafaoğlu ve Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Akın, aşı reddindeki son durum ve olası riskleri anlattı.

‘Yaptırmayanlar 2 kat’

Toplantı öncesi Milliyet’e özel açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanlığı Bağışıklama Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “Türkiye’de 0-1 yaş arası bebeklerin aşılanma oranı yüzde 96 seviyesinde. Yüzde 95’in altı bizim için risk demek. Aşı reddinde 2 kat artış var ve bu artış devam ediyor. Okul aşılama oranlarımız yüzde 90’ların altında. Okul dönemi koruyucu aşılama toplum sağlığı merkezlerinin uhdesinde. 4-6 yaş için de koruyucu aşı takvimi oluşturulup, sorumluluk aile hekimlerine verilmeli” dedi.

Haberin Devamı

‘Aşı yerine ürün satıyor’

Aşı karşıtlarının kararsızlık yaşayan aileleri olumsuz etkilediğine dikkati çeken Prof.Dr.Ceyhan şöyle devam etti:

“Zorunlu aşı kararı da meseleyi tam çözmüyor. Zorunlu olduğunda tepkiler doğabilir. En ideali insanları ikna etmek. Ülkemizde asıl tehlike aşı kararsızlarına yönelik söylemler. Ailelerin yüzde 75’i aşıyı devletin bu hizmeti sunmasından, ‘herhalde iyidir’ mantığı ile yaptırıyor. Aşı karşıtlarının hedefi bu kitleyi kendi taraflarına çekmek. DSÖ verilerine göre Türkiye aşıya inancın zayıf olduğu ülkelerden. Bilinçli aile oranı yüzde 25’in altında. Yüzde 75’lik dilim aşı yaptırmayanların tarafına geçerse felaket olur. Olumsuz konuşanlar söylediklerinin yalan olduğunu biliyor. Şöhret olmak, para kazanmak için bu yalanları gündeme taşıyorlar. Bir kısmı aşı yerine ürün pazarlıyor. ‘Aşıya gerek yok, benim diyetimi uygulayın’ diyen medyatik isimlere dikkat edilsin. Bu kişiler, muayene ücretlerini 300 liradan 1000 liraya çıkaran kişiler. Böyle kişilerin film festivalinde soyunan mankenlerden farkı yok. Şöhret olmak için halkı kandırıyorlar. Aşı karşıtı sözüm ona uzmanlar, kendi çocuklarına yaptırdıkları aşı için vatandaşa ‘tehlikeli’ diyor. Şikâyet ediyoruz ancak yaptırımı olmayınca, konuşmaya devam ediyorlar.”

Haberin Devamı

Gerek yok, benim diyetimi uygulayın diyenlere dikkat Onların amacı şöhret

'POTANSİYEL RİSK VAR'

Prof. Dr. Mustafa Hacımustafaoğlu ise Milliyet aracılığıyla şu uyarılarda bulundu: “Meningokok B, menenjit veya kan zehirlenmesi dediğimiz Sepsis hastalığına yol açabiliyor. ‘Ben bedelini ödeyerek çocuğumu en ufak riskten bile koruyacağım’ diyen aileler, Meningokok B aşısını yaptırsın. Bu aşı devletin ödeme planında yer almıyor. Meningokok B aşısı, en son teknolojiler kullanılarak üretildi. Bu aşının koruduğu hastalık yüküne bakmak lazım. Meningokok türleri bizi çok korkutan, ağır seyreden, yaşam kaybı veya hastaların yüzde 30’unda sakatlığa yol açan bir sorun. Özellikle 1 yaş altı çocuklarda risk yüksek. Suriye’den gelen çocukların aşıları denetlenmeli. Mültecilerden kaynaklı risk kızamık ve Hepatit A salgını olarak karşımıza çıkabilir. Potansiyel risk her zaman var. Aşı karşıtı Trump bile son salgının ardından aşıların gerekli olduğunu açıkladı. Israrla vurguluyorum. Kızamık salgın riski Meningokok salgın riskinden çok daha fazla.”

Haberin Devamı

‘Suriyeliler söylemi hatalı’

Prof. Dr. Levent Akın da şunları söyledi: “Aşı reddini savunanlar, hastalıkları görmeyen, bilmeyen gafil avlanan kişiler. Aşı olmayanlar, aşılanmış çocukları bile tehdit ediyor. Geçen yıl ülke genelinde 600’e yakın kızamık vakası görüldü. Bu yıl rakamda artış olacağını görüyoruz. Kızamık çok ciddi sorunlara neden olur. ‘Suriyeliler geldi flora bozuldu’ demek de doğru değil. İnternet ve TV’lerde birkaç kişinin saçma söylemleri Türkiye’yi riske atıyor.”