18.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Türker Karapınar / Ankara
Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı iddianamesinde yer alan ifadelere göre Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda (ÖKK) Mühimmat İkmal Astsubayı olarak görev yapan eski Başçavuş Fatih Sincan, 15 Temmuz gecesi TRT baskınını “Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı bahçesinde içinde silah ve teçhizatlar olan çantalar ve çuvallar vardı. 35 kişi sivil araçla Genelkurmay’a gitti. Albay Muhsin Kutsi Barış yanımıza geldi ve kalanlara ‘TRT binasına bizimkiler girdi. Korkmayın, kontrol bizde’ dedi” diye anlattı.
Sincan, ÖKK’ya giden Üsteğmen Sezgin Güney ve ekibine yardım etmek için helikoptere binmeden önce ise Muhafız Alayı’nda darbe girişimini koordine eden bir albayın da, “ÖKK’ya indiğinizde karşı grup sizinle çatışmaya girecek olursa gerekirse siz de arkadaşlarınızı vurun” emri verdiğini iddia etti. Sincan, kargaşadan faydalanıp astsubay arkadaşı Mehmet Gökçe ile birlikte alayın ağaçlık bölgesine kaçtıklarını kaydetti.
‘Abimizi kurtaracağız’
Başçavuş Fatih Sincan, örtülü olarak hazırlıkları tamamlanan darbe teşebbüsü henüz başlamadan haberdar olduğunu savundu. ÖKK’da yaşananlara ilişkin davanın sanığı olan eski Tabur Komutanı Yarbay Murat Korkmaz, Sincan’a “MİT’te bir abimiz var, onu kurtaracağız” dedikten sonra mühimmat vermesi gerektiğini söyledi. Korkmaz, Sincan’a, aynı birlikte görevli olan astsubaylar Mehmet Gökçe ve Fatih Yanıkkaya ile birlikte hareket etmesi talimatını verdi. Sincan, Korkmaz’ı ortak tanıdıkları ve güvendiği Astsubay Kıdemli Başçavuş Muzaffer Han’ın yanına giderek, Korkmaz’ın ne kadar güvenilir olduğunu sordu.
Han, “Murat Korkmaz kesinlikle çok güvenilir. Sana ne söylüyorsa doğru söylemiştir. İstediği mühimmatı kendisine ver” dedi. Sincan, “Hatta bu yapılacak işlerden MİT Müsteşarı ile Genelkurmay Başkanı’nın da haberinin olduğu söyledi. Ben de MİT’ten kurtarılacak olan rehinenin kurtarılmasında yetersiz kaldığını ve bizim desteğimizi istediğini düşündüm ve oradan ayrıldım” ifadelerini kullandı.
Bomba atar istemişler
Korkmaz’ın yanına giden Sincan’ın sorumlu olduğu depoda bomba atar mermisi hariç hepsi vardı. Sincan, bomba atar mermisini de saymanlıktan temin edeceğini söyleyerek, ayrıldı. Sincan’ın ifadesine göre, bomba atar mermisinin daha önce kursiyerlere kullandırmak üzere yazı ile saymanlıktan talep edildiği açığa çıktı. Sincan, “Öne çekebilirler mi diye gittim, ancak öne çekemeyiz dediler, alamadan döndüm” dedi. Sincan, hazır mühimmatı Korkmaz’ın talimatı doğrultusunda hazırlayıp kutulara koydu ve Başçavuş Harun Yıldız’a teslim etti.
İddianamedeki anlatıma göre 15 Temmuz’da eski Başçavuş Sincan, öğle yemeğinden sonra aracı ile Kızılay’a gitti. 21.30’a kadar gezen Sincan, eşine “tatbikat var, geç geleceğim” dedikten sonra meraktan arar diye telefonunu kapattı ve Etiler Orduevi’ne geçti.
‘Tatbikat var’ demiş
Orduevinden 22.00’ye beş kala çıkarken, telefonunu açtı. Astsubay Yanıkkaya’nın, “Faaliyetin yeri ve saati değişti, acil görüşmemiz gerekiyor” mesajını gördü. Yanıkkaya’yı aradı ve 22.00’de Muhafız Alay Komutanlığı’nda olunması gerektiğini öğrendi. Sincan’ın yetişemeyeceğini söylemesi üzerine Yanıkkaya, “Orduevinin üst geçidinden karşıya geç ben araba ile seni alacağım” dedi.
Sincan ve Yanıkkaya ile beraber Astsubay Mehmet Gökçe’yi Oran lojmanlarından alarak, birlikte Muhafız Alayı’na gitti. Sincan, “Yanıkkaya kapıdaki nöbetçilere, ‘koruma tatbikatına geldik’ dedi. Kendisine kapıdan girerken bu cümlenin söylenmesi gerektiği söylenmiş” dedi. Muhafız Alayı bahçesinde çok fazla rütbeli asker de vardı. Sincan, ÖKK’dan simaen bildiği rütbelileri de burada gördü. Albay Korkmaz, sivil giyin talimatı vermiş, eğitim elbiselerini yanlarına almalarını söylemişti. Korkmaz’ın emri üzerine üzerlerini değiştirip, eğitim elbiselerini giydiler.
‘35 kişiyi alıp gitti’
Başçavuş Harun Yıldız, silahları dağıttı. Korkmaz, “Bize de yardım edin” dedi. Bunun üzerine Sincan, “Kimin silahı yok diye bağırıp” gelene silahları verdi. İddianameye göre daha sonra aynı şekilde çelik başlıkları, çelik yelekleri ve adam başı dörder şarjör verdiler. Sanki alay, orada görevli olmayan ama orada bulunan kişilerin kendi çalışma yeri gibiydi. Çünkü alaydan kimse karşı gelmiyordu. Sanki hep beraber hareket ediliyor görüntüsü vardı.
Malzemeler dağıtıldıktan sonra bir kısmı kalmıştı. Korkmaz, Astsubay Gökçe ile Sincan’a geri kalanları muhafaza etmek için “Burada kalın” dedi. Korkmaz, bir rütbeliye “Sezgin sen 8 kişilik timinle birlikte bir yere gideceksin. Helikopter geliyor, oraya gideceksiniz” dedi. Korkmaz’ın dediği yeri Sincan duydu, ancak ifadesinde hatırlayamadığı. Sincan, “Korkmaz, daha sonra önceden seçilmiş olduğunu anladığım 35 kişi diye bahsederek, ‘ben 35 kişiyi alarak Genelkurmay’a gidiyorum’ dedi. Saat 23.00 civarında 35 kişi, üzerinde operasyon elbiseli kişiler sivil araçlara binerek Muhafız Alayı’ndan ayrıldı” dedi.
‘Tanklar çıktı, dönüş yok’
Sincan, Harbe Hazırlık Daire Başkanlığı’nda görevli bir albayın da “acele edin, tanklar çıktı, artık dönüş yok” diyerek geride kalanlara bağırdığını söyledi. Albay, grupların lideri olan kişilere “helikopter geldi, siz şuraya gidin” diyerek, 8-10 kişilik grubu helikopter pistine gönderdi.
Genelkurmay’a giden araçlardan birisi 10-15 dakika sonra polis çevirmesi ve çatışma çıkması nedeniyle geri döndü. Alay kapısından içeri giren araç içinde beş kişi vardı. Sincan, “Bunlar çatışma çıktığını ve bir polisi şehit ettiklerini söylediler. Bu kişilerden hiçbirini tanımıyorum” dedi. 10-15 dakika sonra tank sesleri duyuldu. Sincan, “Muhafız Alayı’nın içinden kendisinin Muhafız Alay Komutanı olduğunu söyleyen Muhsin Kutsi Barış Albay geldi. ‘Burada kaç kişi var en rütbeli olanınız kim’ diye sordu. İsmini bilmediğim albay kameriyede 10-15 kişi ile oturuyordu. Komutan ile birlikte onun yanına gittik. Muhafız Alayı Komutanı bize bilgi verdi. ‘TRT binasına giden arkadaşları yanlışlıkla kobra helikopteri vurmuş. Yaralıları tahliye etmeye çalışıyoruz. Her şey kontrol altında. Daha önceki tecrübelerimizden de polisler ilk atış anında karşılık verirler. Sonra sinerler’ dedi” ifadesini kullandı.
Sincan, sabah ezanına yakın kameriyede oturan albayı birisinin arayarak, ÖKK’da işlerin karıştığını, ÖKK’da yaşananlarla ilgili davanın sanıklarından Üsteğmen Sezgin Güney ve ekibinin geri çekildiğini, çatışma çıktığını, takviye için ÖKK’ya gidilmesi gerektiğini söylediğini aktardı.
‘Ağaçlık yere kaçtık’
Albayın “araçlara binin, helikopter pistine gidiyoruz” demesi üzerine 1.5 çanta içinde tahminen 15-20 tane olan silahı alarak askeri kamyona yüklediklerini anlatan Sincan, “Biz Özel Kuvvetler’den olan tüm subaylar askeri araçla helikopter pistine gittik. Burada Albay Özel Kuvvetler’e gittimiz zaman, ‘önce ineceksiniz, etrafın emniyetini alacaksınız, karşı grup sizinle çatışmaya girecek olursa gerekirse siz de arkadaşlarınızı vurun’ diye emir verdi. Bu emir üzerine biz Gökçe ile birbirimize baktık ve o kargaşa içinde ağaçlık olan bölgeye kaçtık” dedi.