Gündem Göller S.O.S veriyor - Haritada göl gerçekte çöl

Göller S.O.S veriyor - Haritada göl gerçekte çöl

25.05.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Nasrettin Hoca’nın umutla maya çaldığı Akşehir Gölü küresel ısınmanın da etkisiyle yok oldu. Antalya’daki Karagöl tarım alanına çevrilmiş. Eber Gölü de bilinçsizlik nedeniyle can çekişiyor!

Göller S.O.S veriyor - Haritada göl gerçekte çöl

Fiziki haritalarda mavi renkle gösterilmesine rağmen bulunduğu alanda sadece bodur ağaçlar ve yaban bitkilerinin yetiştiği Akşehir Gölü, artık bir bozkır. Akşehir Gölü’nün havzası Konya ve Afyonkarahisar illeri arasında yer alıyor. Kapalı bir havza olduğu için doğal riskler taşıyan Akşehir Gölü, insan eliyle yok edilen göllerimizden biri. Küresel ısınmanın bir sonucu olarak bölgeye her yıl daha az yağış düşüyor. Yağmurların azalmasıyla havzada su toplanmadığı için göl yeteri kadar beslenemiyor. Çölleşmeyi tarımsal amaçlı su kullanımı da destekliyor. Akşehir Gölü’nün suları tarım arazilerine hayat vermek için çekiliyor. Gölü besleyen derelerin önü kesilerek bahçelere çevrilirken, açılan derin kuyular meyve tarlalarını sulamak için kullanılıyor. Böylece Akşehir’i besleyen yer altı suları göle ulaşamıyor.

Adam boyu kadar sazan tutardık
İlkokul kitaplarında 353 kilometrekare alanı ile Türkiye’nin 5. büyük gölü olarak anılan Akşehir Gölü, belirtilen büyüklüğünün ancak dörtte biri kadar kaldı. Oysa 1961’de Akşehir Gölü’nden taşan sular büyük bir sele sebep olmuştu. 1970’lerde en yüksek su seviyesine ulaşan Akşehir Gölü’nün şimdilerde derinliği bir metreyi bile bulmuyor. Gölün kenarında kurulan Gölçayır Beldesi’nde yaşayanlar gölün nasıl eridiğine şahit olmanın burukluğunu yaşıyor. Gölçayır Belediye Başkanı Hüseyin Cahit Kılınç, “ Akşehir’i insanoğlu yok etti. Eber Gölü de Akşehir’in yok oluşundan etkilendi can çekişiyor. Her yıl Nasreddin Hoca şenliği yapıyoruz ama mirasına sahip çıkamadık. Binlerce kişinin ekmek kapısıydı. Balığı yeniliyor, sazlığını kullanıyorduk. Napolyon kirazı bu bölgede yetişir. Adına yakışır lezzetini göl kuruyunca yitirdi. Gölü kaybettik, kültürümüz değişti” dedi.
Akşehir Gölü’nde balıkçılık yaparak hayatını kazanırken şimdilerde bozkıra dönüşen arazide dolaşan Musa Ordu ise, “Her balığın ayrı mevsimi vardı. Sazanlar öyle büyük olurdu ki haftalığımızı çıkartırdık. Hele de mayıs ayında ateş yakar balık şenliği yapardık. Göl kurudu beldemizin yaşam şekli değişti. Ne şenlik havası var ne eski dostluklar” diye konuştu.

Haberin Devamı

HARİTADAN SİLİNDİ
Doğal alanı 353 kilometrekare olan Akşehir Gölü, küresel iklim değişikliği ve bilinçsiz sulama nedeniyle 1997’den beri kuruyor. 2008’de tamamen haritadan silindi. 2009’te yağışlarla 30 , 2010’da 45, 2011’de 80 kilometrekare oldu. Bilinçsiz sulamanın devam etmesiyle gölün yüzölçümü 35-40 kilometreye düştü.
Akşehir’de her yıl 5 Temmuz’da düzenlenen ‘Uluslararası Nasreddin Hoca’yı Anma ve Mizah Günleri’ töreninde göle sembolik olarak yoğurt mayası çalınıyor.

Göller S.O.S veriyor - Haritada göl gerçekte çöl

Adı gibi kaderi de kara
Akdeniz Bölgesi’nde Antalya’nın elmalı ilçesinde yer alan Karagöl, mazide sulak olarak anılsa da da şimdilerde tarım arazisine dönmüş durumda. Göl, köylülerin isteğiyle 1970’lerde çok yakınındaki Avlan Gölü ile birlikte kurutularak tarım arazisine dönüştürülmüş. Ama, ne yazık ki Karagöl Avlan kadar şanslı değil. Çünkü, tarım arazisi yapılan Avlan tekrar sulak alan haline getirilirken, Karagöl’de geri döndürülemez bir tahribat oluşmuş. Topraksız köylüye toprak olan Karagöl, bozulan yapısı nedeniyle her ürünü yetiştirmeye de elverişli değil. Köylüler, sulak alanın tarım arazisine çevrilmesinden pişman.
“Karagöl-Avlan Projesi” kapsamında 1970’li yıllarda Karagöl ve Avlan’ın 10 yıl içinde tamamen kurutularak çiftçiye tarım arazisi haline dönüştürülmesi kararlaştırıldı. Karagöl’ün suları bir kanal ile Düden’e ve Avlan Gölü’ne aktarılırken, açılan arazi de köylülere dağıtıldı. Binlerce yıl çevresine bereket saçan Karagöl bu projeyle toprak olurken, göldeki canlı yaşamı da sona erdi.

‘Demirel uyarmıştı’
Aynı kapsamda kurutulan Avlan ise köylülerin birleşerek yeniden canlandırma çabasıyla hayata döndü. Karagöl ise geniş bir tarım arazisi olarak kaldı. Arazinin etrafında ilçeye de adını veren elma bahçelerinde ki verim de büyük oranda düştü. İnsanoğlunun yok etme güdüsünün bir sonucu olarak doğal yapısı geri dönülmez şekilde bozulan Karagöl’ün eski tanıklarından Yakup Yıldırım, “Çocukluğumuzda bu göle girer serinlerdik. Çok insan yüzmek isterken boğulduğu için Karagöl adının verildiği söylenir. Süleyman Demirel’in başbakanlığı sırasında gölün kurutulmasına karar verildi. Hatta Demirel köylüleri ‘Yapmayın sonra pişman olursunuz’ diye uyardığında sözünü dinletemedi. Şimdi gölün bulunduğu alan çöl oldu. Birkaç yıl verimli ürün alındı şimdi tarlalarda ekim bile yapılmıyor. Kayıklara binip balık tuttuğumuz gölde şimdi ıssız bir arazi uzanıyor. Karagöl gitti, bölgemizin özelliği de bitti” yorumunu yaptı.

Haberin Devamı

Göller S.O.S veriyor - Haritada göl gerçekte çöl

Haberin Devamı

Karagöl tamamen kurutularak çiftçiye toprak arazisi olurken, göldeki canlı yaşamı da sona erdi.

Eber Gölü de kamış tarlası
Adını bölgede yaşayan Avşar Türkmenlerinin bir obasından alan Eber Gölü, su kaynaklarının azalması ve bilinçsiz kullanım nedeniyle yok olma aşamasında. Jeolojik devirlerde Akşehir ile tek bir bütün olan Eber, doğal güzelliklerini hızla yitirmeye devam ediyor. Küresel ısınmanın da etkisiyle su seviyesi hızla düşen Eber’in Akşehir’i besleyen kaynaklarının önüne yapılan bentler iki gölü birden yok olmanın eşiğine getirdi.
Yılın her dönemi sığ sularıyla bilinen gölün su kotundaki azalma her yıl daha çok fark ediliyor. Ülkemizin en az yağış alan bölgelerinden birinde yer aldığı için beslenme kaynakları oldukça az olan Eber’i alttan destekleyen yeraltı sularında ki azalma da küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle gölün yok oluşunu hızlandırıyor. Göl alanı 1969 yılında 164,5 kilometrekare olarak ölçülen Eber’in 1990’larda 62 kilometrekareye kadar düşmesi bunun en çarpıcı göstergesi. Gölün kaybına neden olan bir diğer etken ise tarımsal arazilere su kaynağı yaratmak için açılan derin kuyular. Gölü besleyen kaynakların önüne bilinçsizce yapılan barajlar da gölü düz bir ovaya dönüştürmüş.

Balıkçılık tamamen bitti
Ağır kirlilik yükü göldeki balıkçılığın tamamen bitmesine neden olurken, balıkçılıkla geçinen 20 köyde yaşayanları da farklı mesleklere yönelmek zorunda bırakmış. Hassas Alanlar Daire Başkanlığı verilerine göre birkaç yıl öncesine kadar 650 teknenin bulunduğu gölde artık hiç balıkçı yok. Eber’de tutulan yıllık balık miktarı 90’lı yıllarda 125 tonken şimdilerde bu rakamlar hayal bile edilmiyor.
Köylü için geçim kaynağı olan sazlık alanların azalmasıyla SEKA kağıt fabrikasına satılan sazların oranı da hızla azalmış. Kirlilikle birlikte göçmen kuşların geçiş güzergâhındaki Eber’e gelen kuş sayısı sadece birkaç bine kadar gerilemiş. Oysa 1970’lerde 200 binden fazla kuşun gölde misafir olduğu biliniyor.

Haberin Devamı

Göller S.O.S veriyor - Haritada göl gerçekte çöl

Haberin Devamı

Eber Gölü’nde alacabalıkçıl, erguvani, çeltikçi, dikkuyruk, saz delicesi gibi türlere bile rastlanmıyor.

Göz göre göre kurudu
1. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilmesine ve Ramsar Sözleşmesi’ne göre korunması gerekmesine rağmen Eber Gölü ıssızlığına mahkum edilmiş sulak alanlarımızın başında yer alıyor. 20 yıl önce üzerinde 30 tür kuşun dinlendiği, sularında ekonomik değeri yüksek balıkların tutulduğu Eber’in kaderi şimdilerde sadece yağmurlara bırakıldı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2007’de Akşehir-Eber Gölleri Sulak Alan Yönetim Planını hazırlamasına rağmen ekolojik dengenin eski günlerine dönmesi çok zor gözüküyor.

YARIN: Doğu’nun iki güzel gölü Hazar ve Van...

Yazarlar