07.11.2021 - 07:01 | Son Güncellenme:
Habil TANGÖREN - Teknolojinin nirvanaya ulaştığı günümüzde bitpazarına da nur yağıyor. Unutulmaya yüz tutmuş, maziye karışmış eşyalar listesinde başı çeken eşyalardan olan gramofon, yeniden gözde olmaya başladı.
Bir zamanlar evlerin baş köşesinde yer alan ancak daha sonraları teknolojiye yenik düşüp çatı katlarına, depolara atılarak çürümeye terk edilen gramofona rağbet giderek artıyor. Yüreklerinin sesini dinleyen nostalji ve gramofon tutkunları, bu nostaljik müzik aletinin değerini artık daha fazla biliyor.
Taş plaklar parlıyor
Dönemin teknolojisiyle üretilen taş plaklar da, tavan arasından ve depolardan çıkarılan gramofonların yeniden kullanılmasıyla eski parlak günlerine dönmeye başladı. Öyle ki, ortalama 200 liradan satılan taş plaklar, sanatçısına göre 5-6 hatta 10 bin liraya kadar bile müşteri bulabiliyor.
1900’lü yıllardan günümüze gelen antika gramofonlar, yılların yorgunluğunu taşıdığı için de sık sık tamir görmeye, yenilenmeye ihtiyaç duyuyor. İşte tam da burada “gramofon doktoru” Sacit Çavşak ve oğlu İbrahim işe el koyuyor. Baba-oğul, arızalı gramofonları bir cerrah titizliğiyle tamir edip bakımlarını yaparak hayata döndürüyor. Sacit usta ve oğlu, tıkır tıkır çalışır hale getirdikleri gramofonu sahibine teslim ettiklerinde tüm yorgunluklarını unuttuklarını söylüyor.
Çocukluğunda evdeki gramofonu söküp takmakla işe başlayan Sivaslı Sacit Çavşak, zamanla el becerisini iyice geliştirdi ve eşin dostun gramofonunu tamir etmeye başladı. Yıllar sonra büyüyüp çoluk çocuğa karışan Çavşak, 2004 yılında Karayolları’ndan emekli olduktan sonra İstanbul’a yerleşti.
‘Gramofon Baba’ ile tanıştı
Bir süre sonra, Sivas’ta iken methini duyduğu Kapalıçarşı’daki “Gramofon Baba” lakaplı Mehmet Öztekin’le tanıştı. Onunla birkaç kez görüştükten sonra gramofon tamiri için kendi dükkanını açmaya karar verdi ve 1998 yılında Kadıköy çarşı içinde bulunan şimdiki dükkanını açtı. Zaman içinde Sacit Çavşak’ın adı gramofon tutkunları arasında iyice yayıldı ve tanındı.
O da artık gramofon ustası olmuştu. İstanbul’un ve Türkiye’nin her yerinden gramofonu arızalananlar ona gelmeye başladı. Çavşak, yıllar geçtikçe gramofon tamirciliği yanında koleksiyonculuğa da başladı. Yavaş yavaş çeşitli boylarda gramofonlar ve taş plaklar topladı. Şimdi evinde gramofonun atası olan fonograflar, borulu gramofonndan, çanta gramofona, salon gramofona, cep gramofonuna kadar 100’e yakın gramofon, çeşitli sanatçılara ait 11 binden fazla da taş plağı var.
Türkiye’nin dört bir yanından nadide gramofon ve taş plak toplayarak evini tam bir müzeye çeviren Sacit Çavşak, üniversiteye giden oğlu İbrahim’le birlikte gramofon tamirine devam ediyor. İbrahim’in de zaman içinde neredeyse kendisi kadar usta tamirci olduğunu söyleyen Çavşak, “Benden sonra bayrağı İbrahim devralacak. O da en az benim kadar usta oldu” diyor.
‘Çobanlar gramofon taşırmış’
Sacit usta, teknoloji yardımıyla uzaktan gramofon tamiri de yapıyor. Sacit usta, bu yönünü şu sözlerle anlatıyor: “Zaman zaman İstanbul dışından da gramofon tamiri yapanlar beni arıyor. Onların gramofonu getirmesi zor, benim de gitmem mümkün değil. Onlara diyorum ki, ‘cep telefonundan görüntülü ara, kamerayı gramofona çevir, arızayı birlikte giderelim.” Nitekim cep telefonu kamerası yardımıyla arızayı kısa sürede tamir ediyoruz. “Allah senden razı olsun ustam. Müşkülümü giderdin” diyorlar. Bunun manevi hazzı da bana yetiyor.
Bu tamirat işleri sırasında hiç rastlamadığım modellerde gramofonlar geliyor. Çok değişik, ilk defa gördüğüm gramofonlar. İlk çıktığından beri yaklaşık 400’den fazla çeşit gramofon üretilmiş. Jetonlusu var, havalısı var, elektriklisi var. Var da var. Cep gramofonu da var, yolculuklarda çalarsın diye. Çobanlar bile gramofon taşıyormuş zamanında. Koyunlar otlarken o da gramofon dinleyip keyif yaparmış. Eskiden uzun kış gecelerinde şimdiki gibi televizyon falan yok, radyo bile yok. İnsanlar ne yapacak, bir evde toplanıp gramofon çalar eğlenirlermiş. “
Sergi açtı
Gramofon tutkunlarının yakından tanıdığı bir isim olan Sacit Çavşak, geçtiğimiz yıllarda Sultanbeyli Belediyesi’nin desteğiyle “Geçmişten günümüze gramofon ve taş plak” isimli bir de sergi açmış.
‘Özel taş plaklarımı herkese vermem’
Sacit usta, çok nadir bulunan taş plaklarından bazılarını sanatçılara da programlarında çalmak üzere veriyor, “Ama herkese de vermem. Çünkü bunlar çok değerli plaklar. Güvenmediğim kimseye veremem. Kırılır mırılır o zaman üzülürüm” diye de ekliyor.