Gündem‘Hafızalardan silinmeye çalışılan bir facia’

‘Hafızalardan silinmeye çalışılan bir facia’

25.02.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

70 yıl önce Şile açıklarında batan Sturma gemisinde ölen 770 Yahudi dün törenle anıldı. Gemiye gıda taşıyan ünlü işadamı İshak Alaton da törende ‘770 kişi o günün devleti, o günün hükümeti tarafından ölüme terk edildiler’ diye konuştu...

‘Hafızalardan silinmeye çalışılan bir facia’

24 Şubat 1942, Şile açıklarında bir gemi. İçinde II. Dünya Savaşı’nda Romanya’dan kaçıp Filistin’e gitmek isteyen Yahudiler var. Geminin adı Struma... Bir denizaltıdan atılan torpille sulara gömülüyor. İçindeki 770 kişiyle birlikte... Kurtulan tek kişinin, David Stoliar’ın hikayesini dün Milliyet sayfalarında okudunuz.
24 Şubat 2012, Sarayburnu Atatürk Anıtı’nın önü... Avukat Cem Murat Sofuoğlu’nun çabası sayesinde küçük bir grup toplanmış, 70 yıl önce sulara gömülenleri anıyor.
İçlerinden yalnızca biri şahit olaya. Adı İshak Alaton. Bugün ülkenin en büyük işadamlarından biri, o gün 15 yaşında bir delikanlı.
“Karaya çıkmasınlar diye jandarma geminin rıhtıma bağlanmasına izin vermedi. İçeridekilere yetecek kadar erzak hep mavnalarla taşındı. Ben de akşamları gelir çuvalları mavnalara taşırdım. Ekmek, şeker, yağ... O fırından henüz çıkmış ekmeğin kokusu hala burnumda.”
Struma Sarayburnu’na 16 Aralık 1941 günü gelmişti. İçindekilerin niyeti Filistin’e gitmek, canlarını Hitler’den kurtarmaktı. Ama İngiliz hükümeti “Filistin’e gidemezsiniz” dedi. Geri dönmek zaten olanaksızdı. Türkiye karaya çıkmalarına izin vermedi. Ne orada ne burada, tam iki ay geçirdiler. Tuna nehrinde kömür taşımacılığı için kullanılan, tek tuvaletli bir gemide yüzlerce kişi, iki ay...
23 Şubat 1942’de gemi Şile açıklarına doğru çekildi, ertesi gün ise batırıldı. Yalnızca dört kişinin bedeni vurdu kıyıya, 765 kişi hala orada. Denizin onlarca metre altında, Struma’nın içinde...

‘Bilinçli bir cinayetti’
İshak Alaton, 24 Şubat 1942’yi öfkeyle hatırlıyor:
“Burada tekneyi göremeyince önce yola çıktıklarını sandık. Çünkü bize haber verilmemişti. Bozuk olduğu için geminin motoru sökülmüş ve Haliç’e alınmıştı. Tekne, içinde motor olmadığını bile bile Ankara’dan gelen bir emirle Boğaz’ın Karadeniz açıklarındaki ağzına getirilip bırakıldı. Sonradan farkında vardık, bilinçli bir cinayetti bu. Ankara’nın emir verdiği bir cinayet. 770 kişi o günün devleti, o günün hükümeti tarafından ölüme terk edildiler.”
Struma faciasını “Seranad” adlı romanında anlatan Zülfü Livaneli de anmadaydı. “Hafızalardan silinmeye çalışılan bir facia” olarak tanımladı Struma’yı... “Üzerine sessizlik perdesi örtülmüş, büyük bir trajedi”... Ona göre sokakta kimse Struma’yı bilmiyor, hatırlamıyordu bugün:
“Ne olduğunu bilmek, atılacak özür adımları için en önemli gerekçe. Biz çok acı çekilmiş, çok da çekilmeye devam edilen bir topraktayız maalesef. Hem ülkemiz, hem çevremiz, hem tarihimiz acılarla dolu. Ama bu acılara rağmen bir arada, insanca yaşamamızın tek yolu ayrım yapmamak ve kurbanların tümüne sahip çıkmak. Bu acılarımızın tümüyle barışmak zorundayız. Bu tavır, kendini milliyetçi olarak tanımlayan insanların da gururunu yüceltir. Özür dileyebilmek, geçmişle barışmak bir gurur vesilesidir.”
Son sözü alan Türk Musevi Cemaati Başkanı Sami Herman da bugün sinagoglarda Struma’da hayatını kaybedenlerin anısına dua edeceklerini söyledi. Tören, Struma’nın 769 yolcusu için bir dakikalık saygı duruşuyla sona erdi.

Haberin Devamı

‘O gün yönetimde olan partiden özür bekliyorum’
İshak Alaton, Struma kayıplarını anarken bir talebini dile getirdi: “Artık ‘Özür diliyoruz’ sözünü duymak istiyorum.”
Örneği de Angle Merkel’di: “Dün Alman başbakanı Angela Merkel, Neo-Naziler tarafından öldürülen sekiz Türk için özür diledi. ‘Neo-Nazilerin bu cinayetleri bizim omuzlarımızdadır, biz bunun suçlularıyız ve Alman milleti adına özür diliyoruz’ dedi. Almanya’nın 80 milyon insanı da bu saygı duruşuna iştirak etti. Ben de diyorum ki, bugün burada Struma cinayeti için de ya Ankara’dan, ya da o gün yönetimde olan partiden birileri çıkacak, o günün hükümeti adına özür dileyecek.
Diyecek ki, ‘Evet, bu bizim omuzlarımızdaki bir cinayettir. Bir günahtır ve biz bunun yükü altında daha fazla ezilmek istemiyoruz. Özür diliyoruz.’ Türkiye’nin özür dileme cesaretini gösterebilmesi lazım. Bunu yapabildiği takdirde arınacak, yücelecek, yükselecek ve saygınlık kazanacak. Artık özür dilemeyi öğrenmeli, bunun erdemini idrak etmeliyiz. Geçmişimizle barışmak en önemli hedefimiz olmalı.”

KEŞFETYENİ
Survivor'da adaya veda eden isim belli oldu!
Survivor'da adaya veda eden isim belli oldu!

Cadde | 24.05.2025 - 01:43

Survivor All Star'da düello finali sonrası adaya veda eden yarışmacı belli oldu. İşte detaylar...

Yazarlar