GündemHaraç mezat satış beklemiyorduk!

Haraç mezat satış beklemiyorduk!

06.02.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Santralistanbul koleksiyonunu satışa çıkaran Bilgi Üniversitesi’ne tepkiler sürüyor. Sema Gürbüz “Eserlerimi sembolik fiyata verdim” dedi. Yüksel Arslan’ın satışa yorumu ise ‘Korkunç’ oldu...

Haraç mezat satış beklemiyorduk

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin Santralistanbul koleksiyonunda yer alan ‘satın alınmış’ eserlerin 17 Şubat’ta Maçka Mezat’ın müzayedesinde satışa sunulacak olmasıyla başlayan tartışma sürüyor. 3 Şubat’ta bir araya gelen yazar, sanatçı ve küratörler konuyu masaya yatırarak üniversiteye, Kültür Bakanlığı’na ve sanatçılara birtakım sorular yönelttiler. Bilgi Üniversitesi, kendilerine yöneltilen “Koleksiyonun müşterek bir alanda muhafazası mümkün mü?”, “Koleksiyon bu şekilde satılırsa sanatçılar kuruma nasıl güvenecek?” şeklindeki sorulara yazılı bir açıklamayla cevap verdi. Açıklamada “Santralİstanbul müze envanterinde, 168 eser var. Eserlerin dönemsel sergilenme etkinlikleri sürdürülecek” dendi. Ayrıca dünyanın pek çok müzesinin koleksiyonlarındaki eserleri satışa sunduğu da yapılan açıklamada yer aldı: “Oxford, Royal Holloway, Thomas Jefferson, Sydney gibi üniversiteler, gerek Guggenheim, MoMA New York gibi önemli müzeler sıklıkla bu biçimde koleksiyonlarının bir kısmını satışa sundu ve sunuyor. Adı geçen eserlerin müzayedeye tabi olarak değerlerini bulmaları, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin bir vakıf üniversitesi olarak yapmayı hedeflediği ve yapmakta olduğu kurumsal faaliyet için büyük önem arz ediyor.”

Sembolik fiyatlara verdik
Selma Gürbüz: Sanatçı eserinin bir müzede yer almasını, kalıcılığının bir kanıtı olarak görür. Bu nedenledir ki bir müze resim almak istediğinde işin parasal yönünü hiç düşünmez. Bilgi Üniversitesi, Santralistanbul, çağdaş Türk resmi müzesini kurmaya soyunduğunda tüm sanatçılarımız gibi ben de sembolik fiyatlarla seve seve verdim resimlerimi. Bunu yaparken de, günün birinde üniversitenin el değiştireceğini, müze için toplanmış eserlerin sanatçılara danışılmadan, haraç mezat satılacağını aklıma getirmemiştim? Bu nedenle bir sözleşme yapma gereği de duymadım.

Müze satış yeri değildir
Sarkis: Santralistanbul koleksiyonunda yer alan ve satışa çıkan 22 giysili ve 13 fotoğraflı yerleştirmem ayrılmaz bir bütündür. Bu yapıt 2005’te Aksanat’taki ‘Bir Kilometre Taşı’ adlı sergimin can damarıydı. Bu yapıtın prodüksiyonunu Aksanat yapmıştı. Santralistanbul bu yapıtı hem sergileyip hem çevre çocuklarıyla yaşatacaktı. Bu yapıtı benden satın aldılar ve Aksanat (giysilerin, fotografların) prodüksiyon masraflarını Santralistanbul’a hediye etti. Bu yapıtı ancak bir kurum yaşatabilir, yapıtın konseptine uygun sürekli icralarla. Bir yapıtın bir müzeye girmesi kamuoyuyla birleşmesi demektir zaten. Aramızda yazılı bir sözleşme olmadı. Şimdiye kadar benim yapıtlarımı koleksiyonlarına katan onlarca müzede ‘ikinci satış’ gibi bir kavram gelmedi, düşünülmesi bile kurumun etiğine ters düşerdi, zira bir müze satış yeri değildir.

Korkunç ve üzücü bir haber
Yüksel Arslan: Maçka Mezat’taki Santralistanbul Müzesi’nin resim koleksiyonu satışını iki gün önce öğrendim. Çok korkunç ve üzücü bir haber! Her resmin bir alış ve satış fiyatı olursa da bu beklenmedik haber düşündürüyor beni: Dünyanın bütün üniversitelerinde özel bir koleksiyon vardır. Bilgi Üniversitesi için de böyle bir müze düşünülüp gerçekleşirse çok sevinirim.

‘Kamu mirasına ihanet’
Kamusal Sanat Mirası, koleksiyonunun satışı nedeniyle bir imza kampanyası başlattı. İmza kampanyasının metninde santralistanbul’un koleksiyonunun dağılmasına izin vererek kamu mirasına ihanet ettiği belirtildi.