31.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Fisun Yalçınkaya
Ünlü karikatürist Bedri Koraman, Muğla’nın Bodrum ilçesindeki evinde 87 yaşında solunum yetmezliğinden yaşamını yitirdi.
Karikatürist Bedri Koraman, eşi Nil Koraman ile birlikte yaşadığı Torba Mahallesi Abdi İpekçi Tatil Sitesi’ndeki evinde dün saat 18.00 sıralarında fenalaştı. Eşi Nil ve oğlu Murat Koraman’ın haber vermesi üzerine eve gelen doktorunun müdahalesine rağmen Koraman, saat 18.50’de yaşamını yitirdi.
Kalp yetmezliği
Kalp ve solunum rahatsızlığı bulunan ve 13 Mayıs’ta evde düşüp başını çarpması sonucu beyninde ödem oluşan ve kaldırıldığı Özel Bodrum Hastanesi’ndeki tedavisinin ardından taburcu edilen Koraman’ın ölümü yakınları ve sevenlerini yasa boğdu. Hayat arkadaşını kaybetmesinin acısıyla fenalaşan Nil Koraman’ı, evine akın eden yakınları ve komşuları teselli etmeye çalıştı.
Eşsiz bir mizahi dil
Bülent Ecevit’ten Turgut Özal’a sokaktaki insanlara kadar, karikatür çizdiği yıllar boyunca onun çizgilerine girmeyen onun çizgilerinde kendinden bir şey bulmayan pek kimse yoktur. Türkiye’nin halini hiciv dolu, mizahi diliyle çok uzun yıllar boyu anlatan eşsiz karikatürist eski Milliyet çizeri Bedri Koraman dün 87 yaşında aramızdan ayrıldı. Sanatçı bir süre önce uzun yıllardır yaşamakta olduğu Bodrum’da solunum yetmezliği ve kalp rahatsızlıkları yüzünden hastaneye kaldırılıp tedavi altına alınmıştı. Türkiye’de yalnızca ele aldığı konularla değil karikatürde yarattığı estetik çizgiyle de öncü olan sanatçı Samsun Bafra doğumluydu. 1945’te öğrenim görmek için İstanbul’a geldi ve bir süre İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Cemal Tollu atölyesinde eğitim gördü. Aynı tarihlerde çizerliğe Babıali’de başladı.
Şair olmak istedi
2006’da Photoshop Magazine’e verdiği bir röportajında eğitimi hakkında “Karikatürün okulu yoktur” demişti. Sanatçı “Hayata şair olarak başladım. Yazar olmak istiyordum. Akademi hocam ‘Çok yeteneklisin, bir burs bulup seni Paris’e yollayalım’ diyordu ama ben sıfırdan başladığım için hem çalışıp hem okuyordum, bunlar bana fantazi gibi geldi, Babıali’de kaldım.
Hatta o yüzden hocam küstü. Sonra, karikatür para getirmiyordu, 3-5 lira veriyorlardı ama ben resim yapıyordum, daha fazla kazanıyordum. O yüzden bir süre illüstrasyonda kaldım. Kitap kapakları, afişler filan çiziyordum” diyerek başlangıç hikâyesini anlatmıştı. 1950’li yıllarda 41 Buçuk, Tef, Taş, Karikatür dergilerinde çizimleri yayımlandı, ardından Deve, ve Gölge adlı mizah dergilerini çıkardı.
1954’te Milliyet’te
1954’te ise uzun yıllarını vereceği ve birinci sayfa karikatürlerini çizeceği Milliyet gazetesinde çalışmaya başladı. 1960’lı yıllarda aynı gazetede yayımlanan ve sinemaya da aktarılan “Cici Can” adlı çizgi romanı yayımladı. Ayrıca “Cemkurt” ve “Tekir Hafiye” adlı resimli romanlarını çizdi, canlandırma filmleri yaptı.
18 Kasım 1978’de silahlı saldırıya uğradı ancak yara almadan kurtuldu. 1982’de Güneş gazetesine geçip 1985’te yeniden Milliyet’e döndü. Yassıada Yargılamalarını karikatürleriyle takip etti.
Sanatçı yaşamı boyunca Türkiye’de ve yurt dışında pek çok ödül kazandı.Koraman Karikatürcüler Derneği Başkanlığı da yapmıştı.
‘Karikatür ustası’
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Koraman’ın ölümüyle ilgili yayınladığı mesajda “Değerli üyemiz, karitatür ustası Bedri Koraman’ı kaybettik. Çok üzgünüz. Bedri Koraman’ı sevgi ve saygıyla anıyoruz. Koraman’ın ailesine ve basın topluluğumuza başsağlığı diliyoruz” dedi.
Milliyet’in meşalesi onundu
Koraman’ın çizgileri ve Milliyet gazetesi uzun yıllar özdeşti. Sanatçı bir röportajında “1954 yılında, Milliyet gazetesinin logosu dahil, başındaki meşalesi, yazısı tümünü ben yaptım. Tabi çok adam geldi geçti ama kadro o kadar geniş değildi, 25-30 kişiydi. Gazetenin en ağırlıklı noktasında ben de bulundum. Abdi İpekçi’nin geniş bir ufku vardı, en iyi gazeteyi yapma hırsı vardı, bana da çok güvendi. Ve onu mahcup etmedim zannediyorum. Yani diyebilirim ki itibarlı bir referans gazetesi olmasında, Abdi İpekçi kadar olmasa da bizim de büyük katkımız oldu. Ve çok sevildik, okuyucuyla bütünleştik. Hatta o günlerde yapılan bir röportajda şunu söylemiştim: ‘Ben bir gün bir şehre, kasabaya gitsem yani Milliyet gazetesinin girdiği bir yere gitsem ve birinin kapısını çalsam, onlar beni en muteber misafir diye kabul ederler’ diye bir beyanda bulunmuştum” demişti.
Karikatürde yalan olmaz
Bedri Koraman karikatüristin politika hakkında donanımlı ve dürüst olması gerektiğini savunuyordu. Koraman “Dünyaya iyi teşhis koyacak kadar, dünyanın gidişatı hakkında politika hakkında donanımlı olması lazım. Karikatür öyle bir şey ki karikatürde ahlaksızlık yapılmaz, karikatürde yalan şey söylenmez” demişti. Sanatçı ifade özgürlüğü hakkında ise “Ben ifade özgürlüğünde hakareti kabul etmiyorum. Hakaret kanunun sınırladığı yerde başlar” ifadelerini kullanmıştı.
Yeni gidişe ayak uyduramadık
Koraman basındaki değişimle ilgili olarak “Çok sevildik ama işte şartlar değişiyor. Basın gelişti, kalabalıklaştı, basına dışardan büyük sermayeler girdi, sermayenin basını kullanması daha değişik oldu, basın istikamet değiştirdi. Belki bu yeni gidişe ayak uyduramadık. Biz ‘Gitse iyi olur’ noktasına geldiğimizi anladık, çekildik” açıklamasında bulunmuştu.
Bir kuşağı renklendirdi
- Sami Kohen: Bedri, Milliyet’te Türk karikatüründe bir çığır açmıştır. Gazetenin birinci sayfasında haftalık ekin de birinci sayfasında çizdiği karikatürler hem siyasal hem sosyal büyük mesajlar içeren eserlerdir. O dönemin karikatüristleri üzerinde de gerek çizgisi gerek esprisiyle önemli etkisi olmuştur. Benimle ilgili çizdiği bir karikatür çalışma odamın hemen önünde duran duvarda asılıdır. Türkiye önemli bir karikatüristini kaybetti, ben de eski bir dostumu.
- Doğan Heper: Bedri, Miliyet’in temel direklerinden biriydi. Bir karikatürle bir makale yazardı. Onun karikatürleri çok tanınmış bir tablo gibiydi. Her zaman birinci sayfada yer alabilirdi çünkü renkliydi.
- Melih Aşık: Bedri Ağabey yaşarken ölümsüzleşmiş bir adamdı... Sanatçılığı, yaşam sevinci, siyasi bilinci, dostluğu, efendiliği, kalenderliği onu bu dünyada özgünleştirmiş, özelleştirmişti. Kimseyi özel dertleriyle sıkmadı,kimseyi kırmadı, tek kavgası sigara ile idi. Bedri çizgileriyle,kalplerde bıraktığı hoş anılarla biz yaşadakça hatta bizden sonra da yaşayacak...
- Haslet Soyöz: Bedri’nin çok ünlü olduğu dönemde Türkiye nasıldı diye bakarsak eğer henüz televizyon yoktu, renkli değildi. Bedri bütün bu ortamı renklendiren bir insandı. Benim ve önceki kuşak onun hikayeleri ve karikatürleriyle büyüdü. Basın tarihinde önemli bir yeri var.