Hurşit Tolon’a ‘Zirve’den tahliye

Ergenekon davasından tahliye edilen ancak Zirve Yayınevi davasından tutuklu bulunan 72 yaşındaki emekli Orgeneral Hurşit Tolon dün tahliye edildi. İki davadan toplam 883 gündür Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Tolon, tahliye edilmeden önce mektupla Milliyet’in sorularını cevapladı.
Tolon, ordudan atılmış dolandırıcı bir uzman onbaşının iftirası nedeniyle tutuklu olduğunu belirterek, “Böylesine aşağılık bir iftiraya maruz kalmaktansa ölmeyi tercih ederdim. Görünmeyen bir el tıpkı Ergenekon’daki gibi tahliyemi isteyen hakim ve savcıların görevlerini yapmalarına engel oluyor” dedi. Tolon ayrıca, tahliyesi yönünde görüş bildiren savcıya baskı yaptıklarını belirttiği Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper ile Başsavcı Vekili Abdülkadir Gündem’i HSYK’ya şikâyet ettiğini de kaydetti.
Avukatları aracılığıyla cezaevinden gönderdiği mektubunda Tolon, HSYK’ya yaptığı şikâyete ilişkin şunları kaydetti:
“Malatya Cumhuriyet Başsavcısı, eşine rastlanmamış olağandışı bir uygulamaya imza attı. Tahliyeme yönelik görüş bildiren Cumhuriyet savcılarını baskı altına almak için itiraz aşamasında tek savcı yerine beş kişilik savcılık heyetinden görüş aldı ve heyetteki karşı oyları dosyaya ibraz etmekten bilinçli olarak imtina etti. Bu hareket ‘görevin genel olarak kötüye kullanılmasının’ yanı sıra aynı zamanda ‘yargı görevi yapanı etkilemeye teşebbüs’ suçudur. Sorumlular hakkında 6 Haziran’da şikâyette bulunduk.”
‘İğrenç bir iftira”
Tolon, mektubunda şu ifadelere yer verdi: “Her gece yatağa uzandığımda kendi ülkemde tutsak olmanın kabusu ile baş başa kalıyorum. TSK’dan sarhoşluk ve firar şeklindeki disiplinsiz davranışları nedeniyle ihraç edilmiş ve hakkında, ‘dolandırıcı ve sahtekar’ olduğuna dair ‘vaka kanaat raporu’ bulunan İlker Çınar isimli bir uzman onbaşının iğrenç iftirası nedeniyle tutsak edildim. Oysa, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca verilen yetkisizlik kararında benim iddia edilen suçun azmettiricisi olduğuma dair herhangi bir delilin olmadığı açıkça ifade edildi. Menfur cinayetlerin işlenmesinden 5 yıl sonra Malatya’da açılan bu davada başlangıçta tutuksuz yargılanırken, Ergenekon davasında tutuklanmamın hemen ardından delil durumunda hiçbir değişiklik olmamasına rağmen sorgum dahi yapılmaksızın alelacele tutuklanmama karar verilmesi de bir başka hukuk katliamıdır. Bugüne kadar tahliyeme yönelik Malatya’daki savcılar tarafından çeşitli tarihlerde verilen mütalaalar ve mahkeme başkanı tarafından verilen muhalefet şerhine rağmen görünmeyen bir el tıpkı Ergenekon adı verilen davada olduğu gibi tahliyemi isteyen hakim ve savcıların görevlerini yapmalarına engel oluyor. Canice katledilen misyonerlerin ölümünden sorumlu olarak gösterilmem iğrenç bir iftiradır. Böylesine aşağılık bir iftiraya maruz kalmaktansa kesin olarak ölmeyi tercih ederdim. Ancak, suçsuzluğundan emin biri olarak her şeye rağmen dimdik ayaktayım”
‘Vefanın en güzel örneği’
“Serbest kalan arkadaşlarımın özgür olmalarından mutluluk duyuyorum. Adalet gecikmiş olsa da, haksızlığın giderilmesi elbette hukukun gelişimi adına ümitlenmeme neden oldu. Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve saygıdeğer büyüğüm, ağabeyim emekli Orgeneral Tuncer Kılınç ile iğrenç kumpasın mağdurlarından olup, şimdi kavuşan arkadaşlarım zaman zaman ziyaretime gelip bana güç ve moral veriyorlar. Vefa duygusunun en güzel örneğini onlardan görüyorum.”

‘Vicdanlı hâkimler sayesinde buradayım’

Tahliye kararının ardından Silivri Cezaevi’nden çıkan Hurşit Tolon avukatı ile birlikte basın açıklaması yaptı. Tahliye kararının cezaevine ulaşmasının ardından saat 21.15’te cezaevinden çıkış yapan Tolon, “Şu an sizinle birlikte 3 yıl sonra ilk defa özgürlüğü teneffüs ediyorum. Elbette söylenecek çok şey var.
Ama öncelikle belirtmek isterim ki zihinlerinde ve gönüllerinde böyle büyük bir kumpasın, böyle büyük bir tertibin, böyle bir katakullinin mağduru olmuş olan TSK’nın yüzlerce yurtsever evladı, aydınlar, yazarlar, akademisyenler yakında adaletsizlik müzesi denilecek olan bu yerde çok haksızlıklara uğradık’ dedi.
Tahliye kararı veren Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinde bulunan hâkimlere teşekkür eden Tolon, “Pek çok olumsuzluğa ve kötü örneğe rağmen bu ülkede halen vicdanlı, Allah korkusu olan bağımsız ve adil yargılamayı şiar edinmiş olan yargı mensupları vardır. Onun bir sonucu olarak ben şu an huzurunuzda bulunuyorum. O yargı mensuplarına bu gerçeği anlamış ve gecikmiş olan hürriyetimi bağışlamış olmaları nedeniylede teşekkürlerimi sunmak zorundayım” dedi.
Arkadaşlarıyla vedalaşacak
Kendisi için uygulanan adaletin Askeri Casusluk, Poyrazköy ve Balyoz davası sanıkları için de uygulanmasını isteyen Tolon, “En kısa zamanda yüce mahkemenin kararıyla haksızlığa uğramış yüzlerce insan huzura kavuşacaktır. Ve bu kumpas tarihe gömülecektir’ dedi. Tolon bugün tekrar cezaevine gelerek vedalaşamadığı arkadaşlarıyla vedalaşacağını söyledi. (DAMLA GÜLER / İstanbul)

Zirve’de tek tutuklu sanık o kalmıştı

Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Ergenekon soruşturması kapsamında 1 Temmuz 2008’de gözaltına alındı ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. 6 Şubat 2009 tarihinde 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından delil yetersizliği sebebiyle tahliye edildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ikinci Ergenekon davası kapsamında tutuksuz yargılanan Tolon’un dava dosyasına eklenen yeni deliller, kuvvetli suç şüphesi ve delilleri karartma ihtimalini dikkate alarak 10 Ocak 2012 tarihinde yeniden tutuklanmasına karar verdi. Silivri Devlet Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirilen Tolon, 6 Şubat 2009 tarihinde tahliye edilmesinden 2 yıl sonra dava ile ilgili olarak 2. defa tutuklanmış oldu. 5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında müebbet hapis cezasına çarptırılan Tolon, Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasının ardından 11 Mart 2014’te Ergenekon davasında tahliye edildi. Ancak Tolon, 18 Ocak 2013’te Zirve Yayınevi katliamı davası kapsamında da azmettirici olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı. Tolon’un Zirve katliamından tutuklanmasına giden süreç ise şöyle gelişti: Malatya’da 18 Nisan 2007’de İncil basımı yapan Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek öldürüldü. Zanlılardan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Abuzer Yıldırım olay yerinde yakalandı. Üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan Emre Günaydın ise tedavisinin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine konuldu.
Hiç tanımadıklarını söylediler
Zekeriya Öz’ün İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olduğu 17 Mart 2011 tarihinde devraldığı soruşturmada Ergenekon ve Zirve Yayınevi davası arasında bağlantı olduğu iddia edilerek katliamı gerçekleştiren 5 asıl sanıkla birlikte 9 olan sanık sayısı 21’e yükseldi. Daha sonra, sanıklar arasına Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve Emekli Albay Mehmet Ülger ile birlikte emekli ve muvazzaf 12 askeri personel daha eklendi. Katliamı gerçekleştirdiklerini itiraf eden ve suçüstü yakalanan asıl zanlılar ‘Tolon’u hiç tanımadıklarını’ söylediler. 19 Şubat 2010’da ilk mütalaasını veren Cumhuriyet Savcısı, cinayetlerin asıl zanlıları olan tutuklu 5 sanık hakkında ‘Terör örgütü oluşturmak, kasten adam öldürme, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma ve yağmaya teşebbüs’ suçlarından 3’er kez müebbet hapis cezası talep etti. Cumhuriyet Savcısı davanın ikinci mütalaasında ise aralarında Tolon’un da yer aldığı sanıklar hakkında ‘darbeye teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, adam öldürmeye azmettirmekten 3’er kez müebbet ceza talep etti.
7 yıldan beri tutuklu yargılanan ve cinayeti işlediklerini itiraf eden sanıklar Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Emre Günaydın’ın avukatları tarafından Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilen dilekçelerin ardından ‘Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması hakkında Terörle Mücadele Kanunun ve Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda değişiklikler yapan 6526 sayılı yasa gereğince derhal tahliye edildiler. Ancak katliamı gerçekleştiren bu sanıklarla arasında tek bir görüşme bulunmayan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise davada tek tutuklu sanık olarak kalmıştı.