Gündem İade-i muhakeme başvuruları artacak

İade-i muhakeme başvuruları artacak

23.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Darbe girişimi sonrası, gözaltına alınarak tutuklanan yargı mensuplarının Ergenekon, Balyoz, Şike ve Dink soruşturmalarındaki kararlara imza attıkları ortaya çıktı Hukukçular, tutuklanan hâkim ve savcılar hakkında yargı kararı kesinleştikten sonra, geçmişte baktıkları davaların ‘zaman aşımı olmaksızın’ yeniden açılabileceği görüşünde.

İade-i muhakeme  başvuruları artacak

Darbe girişimi sonrası tutuklanan hakim ve savcılar arasında Ergenekon, Balyoz, Şike ve Dink soruşturmalarında kararlara imza atan yargı camiasından pek çok ismin bulunması, bu kişilerin verdiği kararlar da tartışmalı hale getirdi.
Hukukçular, tutuklanan hakim ve savcıların mesleklerini sürdürdükleri dönemde verdikleri kararlarla ilgili şaibelerin ortaya çıkabileceği görüşünde. Hukukçular, tutuklanan hakim ve savcılar hakkındaki yargı kararının kesinleşmesi gerektiğini, kesinleştikten sonra geçmişte baktıkları dava dosyalarının başvuru üzerine zaman aşımı olmaksızın açılabileceğini belirtti.
İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, öncelikle tutuklanan hakim ve savcılar hakkında yargı kararının kesinleşmesi gerektiğine vurgu yaparak, şu yorumu yaptı:
“Bu hakim ve savcıların haklarında hüküm verdikleri kişiler, terör bağlantıları yargı kararıyla kesinleştikten sonra yeniden yargılama talep edebilir. Öyle bir süreç yaşıyoruz ki, kurunun yanında yaşların yandığı bir dönem. Mesela bu hukukçular, iş mahkemesine hakim olmuş, boşanma davasına bakmış ya da kıdem tazminatı davalarına bakmış. Böyle bir tartışmada bunun dikkate alınması mümkün değil tabi. Verilen çarpıcı mahkumiyet kararları ise bir biçimde çözülüyor ve çözüldü. Kumpas davası gibi. Kendi içlerinde çözüldü. Böyle bir örnek yaşanıp yaşanmayacağını göreceğiz. Ama bu talep artacak gibi görünüyor.”
‘Zaman aşımı olmaz’
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu da hakim ve savcılar hakkında mahkumiyet kararı kesinleşirse iadei muhakeme süreci başlayabileceğini belirterek, “Tutuklanan hakim ve savcılar hakkında isnat edilen suçlardan hüküm verilirse, bu kişilerin daha önce verdikleri kararlar tekrar tartışmaya açılabilir. ‘Benim hakkımda karar veren hakim terörist, yeniden yargılanmak istiyorum’ derse biri, bu talebi kabul edilir. İade-i muhakeme süreci başlar. Ancak bunun için hakimler ve savcılar hüküm giymeli. Herhangi bir zaman aşımı durumu da söz konusu olamaz” diye konuştu.
‘Yeniden açılmalı’
Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkan Yardımcısı, Yargıtay Hakimi Defne Bülbül ise, tutuklanan hakim ve savcıların, mensubu oldukları yapı lehine aldıkları kararlarda yeniden yargılama kurumunun işleyeceğini ifade ederek şunları söyledi:
“Bu hukukçular hakkında hüküm verilirse, daha önce baktıkları dosyalar gözden geçirilmeli. CMK’da yargılamanın yenilenmesi vardır. Bu hukukçuların baktıkları dosyalar yeniden açılır, aynı dosya üzerinden yeniden yargılama yapılır. Dosyadaki delillerin sahte olup olmadığı araştırılır. Sadece Ergenekon, Balyoz gibi toplumun yakından takip ettiği dosyalar değil o hukukçuların baktıkları pek çok davanın da gözden geçirilmesi lazım. Bu yeniden yargılama da ya ilgilisinin ya da savcının resen başvurusuyla olabilir. Ancak elimizde bu hukukçuların terör örgütü üyesi olduğuna dair yargı kararı olması lazım.”
Hata tekrarı uyarısı
Anayasa hukuku uzmanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ise konunun önemine dikkat çekerek, “Kararı veren yargıç, örgüt üyeliğinden hüküm giyerse verdiği karar bundan etkilenmiş olur. Bir yargıcın terör örgütü üyesi olması asla kabul edilemez. Hüküm verilmeden herkes suçsuzdur. Dolayısıyla karar beklenmeli. Daha önce yapılan hatalar tekrar yapılmamalı. Hukuk herkese lazım. Bu titizlik gösterilmeli. 15 Temmuz vehameti karşısında daha çok kişi daha hızlı gözaltına alınırsa ülke rahatlayacak diye bir şey yok. Eğer öyle olsaydı OHAL ilan edilmezdi. Adil yargılanma hakkı önemli. Hüküm giyen yargı mensubunun karar verdiği dosyalar şüphesiz yeniden ele alınabilir ve yeniden yargılama talep edilebilir” diye konuştu.
‘Şanal’dan 7 bin liramı geri alacağım’
İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan, Erzincan Ergenekon soruşturmasını yürüten ve geçtiğimiz günlerde tutuklanan Savcı Osman Şanal ile kendi arasında geçen bir olayı da ilk kez Milliyet’e anlattı. Kazan, CHP milletvekili İlhan Cihaner’in Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı iken tutuklanması kararı sonrası Savcı Şanal’a “Militan” dediği gerekçesiyle hakkında hukuki işlem başlatıldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Hakkımda dava açılması için savcılığa suç duyurusunda bulunuldu, Baro’ya disiplin işlemi yapılması için başvuruldu. İstanbul Savcılığı, ‘Bu savunmadır, soruşturmaya gerek yok’ dedi. Bakanlık, ‘Kovuşturulsun’ dedi. Savcılık yine ‘Gerek yok’ dedi. Bakanlık yineleyince dosya açıldı. Barolar Birliği ‘Savunma görevinin bir parçasıdır’ diyerek reddetti. Bakanlık buna iptal davası açtı. Bir yandan mahkemenin cezalandırması için çalışıyor, bir yandan da Baro’dan disiplin cezası verilmesi için çalışıyor. Süreç idare mahkemesine uzandı, mahkeme ‘Bir avukatın savcıya militan demesi kabul edilemez’ diyerek Baro’nun kararını iptal etti. Daha yeni Danıştay, ‘Bir avukatın savcıya militan demesi kabul edilemez’ diyerek temyizi reddetti. Osman Şanal dava açtı, mahkeme 7 bin TL tazminata hükmetti ve o parayı bizden aldı. AİHM’e başvurdum, orada daha inceleniyor. Biz militan dedik, oysa o şu anda silahlı suç örgütü üyesi sayılarak tutuklandı. Bu Türkiye’nin hali. Ben burada yargılanmanın yenileme hakkını somut olarak kazanmış oldum. Paramı da geri alacağım.”