Gündemİki dünya arasında kalmak

İki dünya arasında kalmak

01.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Bu yılki Cannes Film Festivali’nde ‘Personal Shopper’ ile En İyi Yönetmen Ödülü’nü Cristian Mungiu ile paylaşan yönetmen Olivier Assayas, filmini ve Kristen Stewart ile çalışmayı anlattı

İki dünya arasında kalmak

Fransız sinemasının en önemli yönetmenlerinden Olivier Assayas, bu yıl Cannes’da yarışan yeni filmi ‘Personal Shopper’da, meslek olarak bir modelin giysi ve aksesuar alışverişini yapan genç Maureen’in ölmüş kardeşiyle iletişim kurma çabalarını konu alıyor. Başrolünde Kristen Stewart’ın yer aldığı bu tuhaf hayalet hikâyesi Cannes’dan Assayas’a ‘Mezuniyet’ filminin yönetmeni Cristian Mungiu’yla paylaştığı En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazandırdı. Assayas’la filmini sunmak için geldiği Viyana Film Festivali’nde bir araya geldik.

Filmin temalarından biri insanın maddi dünya ve ruhani dünya arasında kalması. Neden bu temaya yöneldiniz?

Haberin Devamı

Çünkü bence bu hepimizin paylaştığı bir şey. En basit şekliyle insanın anlamı. Filmler bu iki dünyayla ilgilenmiyor. En azından benim yapmaya çalıştığım şekilde. Bu yüzden denemeye değer diye düşündüm. Ruhani dünyayı kurcalamak bir yandan bizim için bir gizem taşıyor, bir yandan da bunları içgüdüsel olarak anlıyoruz. ‘Personal Shopper’ bizim ‘görünmez’le iletişim kurmamız üzerine. Görünmez olan belki de bilinçaltımız. Aynı zamanda başka bir dünyanın olabileceği değerli bir teori. Çünkü bizi hafızamızda dokunmayacağımız alanları keşfe zorluyor. Demek istediğim şu: Doğaüstünden bahsettiğimizde hem bilinçaltından hem de geçmişle ilişkimizden söz ediyoruz. Hepimizin gündelik işleri var, maddi dünyayla iletişim içindeyiz. Diğer yandan ruhani dünyayla ilişkimiz hayal gücümüze dayanıyor; beynimizdeki gri alanlarla, düşünme şeklimizle, tarihle ve geçmişimizle ilişkimize de...

Haberin Devamı

İki dünya arasında kalmak

Filmde tüketim çok ön planda. Günümüzde maddi dünyayla ilişkimizin fazla mı güçlü olduğunu düşünüyorsunuz?

Bence bunu gözlemlemek için dâhi olmaya gerek yok. Dünyamız gitgide daha maddiyata dayanıyor ve manevi dünya zayıflıyor. 20. yüzyılın hikâyesi bu. Son birkaç yüzyıldır böyle, çünkü din ağırlığını kaybetti. En azından Batı’da. Agnostiğim ama dinin insanların işine yaradığını düşünüyorum çünkü dinler insanların ihtiyacı olan bir maneviyat sunuyor.

Film, Cannes’da yuhalandı ve eleştirmenleri ikiye böldü. Ardından gelen En İyi Yönetmen Ödülü bir tür onaylanma anlamı taşıdı mı?

Daha önce de başıma geldi ‘Demon Lover’la da olmuştu ve bayağı sertti. Cannes’a başından hazır olmak lazım. Cannes’da Fransız seçkisi içindeyseniz, atış alanındasınız. Fransız basınının kendi filmleriyle sevgi nefret ilişkisi vardır. ‘Personal Shopper’da beş dakika zor geçti ama sonra her şey düzeldi. Birçok eleştiri olumluydu, büyük bir ödül aldı, dünyanın dört bir yanına satıldı. Bu film fikir birliği sağlamadı, olsun. Bence doğaüstüyle ilgili bir şey yaptığınızda hassas bir alana giriyorsunuz. Bilinçaltının ne olduğunu kurcaladığınızda insanlara bu saldırgan gelebiliyor.

Haberin Devamı

Filmografiniz düz bir çizgiyle tarif edilemiyor. Eski bir eleştirmen olarak siz kendi filmografinizi nasıl tanımlarsınız?

Bizi birçok film izlemeye iten ‘sinefil’liğin çok kısıtlayıcı olduğunu düşünüyorum. Bence 1960’larda çok doğru olan film teorileri, günümüzde filmler için bir hapishaneye dönüştü.

‘Kristen gibi bir oyuncu nadir gelir’

Kristen Stewart sizce Avrupa sanat sinemasına ne katıyor bir oyuncu olarak?

Kristen’ın eşsiz olduğunu düşünüyorum. Bence onun gibi bir oyuncu çok nadir gelir. Oyunculukla ilgili bir içgüdüsü var. Kamera onu çok seviyor. Onu ilk izlediğim filmlerden biri Sean Penn’in ‘Into the Wild’ıydı. Kısa bir sahnesi vardı ama perdeden taşıyordu. Bir yandan kadrajın içinde fizikselliğini kullanabilmesi içgüdüsel. Diğer yandan teknik yönü çok kuvvetli ve ne yaptığını tam olarak biliyor. Bu ancak kameranın önünde büyüyen oyuncularda olabilen bir özellik. Oyunculuğunun sınırlarını genişlettiği bir dönemde onunla çalışabildiğim için şanslı hissediyorum.

Haberin Devamı

‘Personal Shopper’ın senaryosunu o oynayacak diye düşünerek mi yazdınız?

Ondan ilham aldım. Yazarken ona yazdığımı kendime itiraf etmiyordum ama genç Amerikalı bir kadın hakkında bir senaryoydu. ‘Sils Maria ve Perde’de Kristen’la çalışmıştım ve tanıdığım tek Amerikalı genç kadın Kristen’dı. Dolayısıyla onu düşünerek yazıyormuşum demek ki.

Kristen Stewart bir söyleşisinde ‘Personal Shopper’ın sizin için kişisel bir film olduğunu söylüyor. Öyle mi?

Evet öyle. Bu önceki filmlerime göre daha kişisel. Bu konularla uğraşmaya başladığınızda kendi şüpheleriniz, endişeleriniz ve korkularınızla yüzleşmeye başlıyorsunuz. Bu mahrem bir şey. Kristen bunu anladı ve filmde vurguladı. Karakteri o yarattı. Maureen’i ben yarattım diyemiyorum, o onun yaratımı. Belki temellerini ben attım ama ona fiziksellik ve hakikat katan Kristen oldu.

Hollywod’dan nefret ettim’

Teorilerin sinemayı hapishaneye dönüştüğünü düşünüyorsunuz...

Birçok sinemacı, sinema tarihinde anılacak filmler çekmek istiyor. Referans noktaları bu. Ama bence doğru referans noktası dünyanın kendisi. 1960’lar, 70’ler ve 80’lerde dünya şu anda işlemeyen protokollerle anlatılabiliyordu. Şu anda yaşadığımız dünya çok derinden değişti. İnsanlar bana “Neden filmlerinizde akıllı telefonları gösteriyorsunuz?” diyor. Çünkü uyumadığımız zamanın yarısını telefonların ekranına bakarak geçiriyoruz ve de beynimizin devamı gibi oldular. Dünya değişti ve sinemanın dünyayla ilişkisi de değişti elbette.

Haberin Devamı

ABD’de yapacağınız ve iptal olan bir projeniz vardı. Şimdi devam edecek misiniz?

Şu an onunla meşgulüm ama olacak mı hâlâ bilmiyorum. Artık Hollywood’da çalışamayacağımı biliyorum, derinden nefret ettim. Anlaşma yapmanın en önemli, film çekmenin ikinci sırada olduğu her sistem bence yanlış. Bu, hiç bana
göre değil.

KEŞFETYENİ
Survivor'da adaya veda eden isim belli oldu!
Survivor'da adaya veda eden isim belli oldu!

Cadde | 24.05.2025 - 01:43

Survivor All Star'da düello finali sonrası adaya veda eden yarışmacı belli oldu. İşte detaylar...

Yazarlar