Gündemİki kuşak aynı sahnede

İki kuşak aynı sahnede

27.10.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Toron Karacaoğlu ve Özlem Akdoğan, İsmet Küntay Ödülü vesilesiyle aynı sahnede buluştu. Karacaoğlu, "Ödüller gençlerin hakkı" derken, Akdoğan, "Bu ödül bana doğru yolda olduğumu gösterdi" diye konuştu

İki kuşak aynı sahnede

axgun022.jpg Üniversitede önce arkeoloji bölümünü bitiren, ardından Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda tiyatro okuyan Akdoğan, Karacaoğlu ile aynı sahne üzerinde bir arada olmaktan dolayı oldukça heyecanlıydı. Toron Karacaoğlu, 55 yıldır sahne üzerinde, yılların oyuncusu... Özlem Akdoğan, henüz iki yıldır profesyonel olarak tiyatro yapıyor. Geçtiğimiz günlerde iki oyuncu bir ödül vesilesiyle aynı sahnede buluştu. 30. kez verilen İsmet Küntay Ödülleri'nde Karacaoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nca sahnelenen "Kiralık Konak"taki rolüyle en iyi erkek oyuncu, Akdoğan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi yapımı "Ocak" oyunundaki rolüyle en iyi kadın oyuncu ödülüne değer görüldü. Kuşak çatışması Özlem Akdoğan: Tiyatro sahnesinde çok yeni olmama rağmen böyle bir ödüle değer görülmüş olmak benim için çok önemli. En çok dikkatimi çeken, ödül jürisinin her zaman tüm Anadolu'daki oyunları da takip etmeleri, yeni oyunları, yazarları tanımaları ve herkese tanıtmaları. O bakımdan çok değerli. Toron Karacaoğlu: Bu benim ikinci İsmet Küntay ödülüm. Birincisini Engin Uludağ'ın yönettiği ve 1996 yılında sahnelenen "Kendi Gök Kubbemiz" isimli tek kişilik oyunumdaki rolümle almıştım. Benim için kıymetli, ince elenip sık dokunan bir ödül. Küntay daha uzun yaşasaydı Türk tiyatrosuna çok daha değerli eserler kazandıracaktı. İki İsmet Küntay ödülümü de emekli olduktan sonra aldım. 11 yıl önce yaş haddinden emekli oldum. Tiyatrosuz yaşayamam. Tiyatro oyuncusunun emeklisi olmaz ve olmamalı. İsmet Küntay Ödülü'nün sizler için anlamı nedir? Ö.A.: "Ocak", Turgut Özakman'ın '60'lı yıllarda yazdığı bir oyun. Yıldırım F. Urağ yönetiyor. Ekonomik sıkıntılarla boğuşan bir aileyi anlatıyoruz. Evin annesini oynuyorum. 4 çocuklu bir aile ve her çocuğun farklı hayalleri var. Hepsi o evden dışarı çıkmanın yollarını ararken anne herkesi bir arada tutmaya çalışıyor. T.K.: Yakup Kadri'nin eseri "Kiralık Konak". Yazılış tarihi 1920'ler. Eseri Tarık Günersel uyarladı ve yönetti. Bizim oyunumuz da kuşak çatışmasını anlatıyor. Oyunda Naim Bey'i canlandırıyorum. Ödül aldığınız oyunlardan bahsedebilir misiniz? Ö.A.: Toron Karacaoğlu'nun da ödül aldığını öğrendiğimde, kendi ödülümü kimseye açıklayamadım. O anki duygularımı tarif edemem. Birkaç gündür ne hissettiğimi, nasıl nefes aldığımı pek fark etmiyorum. Toron Karacaoğlu gibi bir deneyimin yanında nasıl durup ödülü alabileceğimi bilemiyordum. Toron Karacaoğlu'nun 55 yıllık bir tiyatro hayatı var. Özlem Akdoğan ise iki yıldır profesyonel olarak tiyatro sahnesinde. Ve şimdi aynı ödüller için aynı sahnede bir aradasınız. T.K.: Aslında aday olmak istemiyorum artık. Ödüller gençlerin hakkı. Böyle ara sıra hatırlanmak güzel. 1949'da şehir tiyatrolarına amatör olarak girdim. O zamandan beri, ilk emekliliğimde 5 yıl ara verdim sadece, Şehir Tiyatrosu'ndayım. 75 yaşındayım ama tiyatrodan ayrılmadım. Hâlâ oyunlarda rol alan en yaşlı oyuncuyum. Birçok ödüle de sahip bir oyuncu olarak sizin için ödülün anlamı nedir? Ö.A.: Bu ödül bana doğru yolda olduğumu gösterdi. Bu yolda devam etmeye niyetliyim. Çok büyük bir gurur aynı zamanda. Genç bir oyuncu olarak sizin için ödülün anlamı nedir peki?