29.06.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Kâmil Yaşaroğlu-Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
Mekke’de Müslüman olduğunu açıkça söyleyen ilk yedi kişiden biri olan Hz. Bilâl, Habeş asıllı bir köleydi. Efendisi tarafından ağır işkencelere maruz bırakıldı. Fakat o her defasında, “Rabbim Allah’tır; O birdir” diyerek dayanılmaz işkencelere imanıyla göğüs gerdi. Hz. Ebû Bekir, Bilâl’i kurtardı ve azat etti. Hz. Ömer bu olaya işaretle, “Ebû Bekir efendimizdir; efendimizi (Bilâl’i) azat etti” demiştir.
Medine döneminde müslümanlar namaz vakitlerini bildirmek için önceleri bir süre sokaklarda “namaza namaza!” diye çağrıda bulundular. Ancak bu yeterli olmuyordu. Namaz vaktinin geldiğini haber vermek için Hıristiyanlarca şimdiki çan yerine kullanılan, üzerine bir çomakla vurularak ses çıkarılan tahta parçasının çalınması, boru öttürülmesi, ateş yakılması veya bayrak dikilmesi şeklinde çeşitli tekliflerde bulunuldu. Ancak bunlar farklı din mensuplarının adeti olduğu için Peygamberimiz tarafından kabul edilmedi.
İlk sabah ezanı
Bu arada sahabeden Abdullah b. Zeyd’e rüyada ezan öğretilmiş, o da ertesi gün Hz. Peygamber’e gelerek durumu haber vermişti. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, Bilâl’e ezan cümlelerini okumasını emretti. Bilâl, yüksek bir evin üstüne çıkıp ilk olarak sabah ezanını okudu, hayatı boyunca Hz. Peygamber’in müezzinliğini yaptı. Sabah ezanını çok erken okuyan Bilâl’in bu ezana, “es-Salâtü hayrün mine’n-nevm” (Namaz uykudan hayırlıdır) ibaresini eklemesi Hz. Peygamber’i memnun etti ve bunu her sabah ezanında tekrarlamasına izin verdi.
Bilâl, başta Bedir olmak üzere Hz. Peygamber’in bütün savaşlarına katıldı. Mekke’nin fethedildiği gün Hz. Peygamber ile Kâbe’nin içine girdi ve Resûlullah’ın emri üzerine Kâbe’nin damına çıkarak fetih ezanını okudu. Bilâl-i Habeşî, Hz. Peygamber’in yanından hiç ayrılmadı, Veda haccında da bulundu. Onun abdest suyunu temin etmek, şahsi ihtiyaçlarını karşılamak, savaşta özellikle geceleri korunmasını, gündüzleri ise gölgelenmesini sağlamak, yemek hazırlamak, devlet hazinesi işlerine bakmak, Hz. Peygamber’in emriyle bazı ödemeler yapmak, elçileri ağırlamak, Resûl-i Ekrem’in emirlerini halka duyurmak, kadın esirleri muhafaza etmek gibi işlerde görev almıştır.
Cennetlik müjdesi
Bilâl-i Habeşî, Hz. Peygamber’in vefatından sonra ezan okumamıştır. Hz. Peygamber’in kendisine, “Ey Bilâl! Allah yolunda cihaddan daha faziletli bir amel yoktur” dediğini hatırlatıp cihad için Suriye’ye gitmek üzere Hz. Ebû Bekir’den izin istemiş, ancak halifenin ısrarı üzerine Medine’de kalmış, Hz. Ömer halife olunca Medine’den ayrılarak Suriye’de birçok şehir ve bölgenin fethine iştirak etmiştir. Uzun boylu, zayıf, gür ve kır saçlı, siyah tenli idi.
Bir defasında Hz. Peygamber ona, “Bu gece cennette, önümde senin pabuçlarının tıkırtısını duydum” diyerek kendisinin cennetlik olduğunu müjdelemiş ve hangi ameli sebebiyle bu dereceyi elde etmiş olabileceğini sormuştu. O da her abdest aldıktan sonra “Allah Teâlâ’nın nasip ettiği kadar” nafile namaz kılma adetinden söz etmişti.
İftar duası
“Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttuk, senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin”
Bir ayet
Evlere her girdiğinizde Allah katından bolluk, bereket ve esenlik dileyerek birbirinize selam verin (en-Nûr 24/61).
Hazreti Peygamber’den bir dua
Allah’ım senin bol bol verdiğini kimse kısamaz, senin kıstığını da kimse bollaştıramaz. Senin engellediğini kimse veremez, senin verdiğini de kimse engelleyemez. Allah’ım bize bol bol bereket, rahmet, lütuf ve rızık ihsan et!
1 soru 1 cevap
İtikaf nedir?
İtikaf, ibadet amacıyla ve belirli bir şekilde camide kalmak demektir. Hz. Âişe’nin aktardığına göre Peygamber Efendimiz ramazanın son on gününde itikâfa girerdi. O bu adetine vefatına kadar devam etmiştir. İtikâfın camide yerine getirilmesi gerekir. İtikâf ramazanda ve ramazan dışında olabileceği gibi belirli bir süreye de bağlı değildir. İtikafa özellikle ramazan ayının son on gününde girilmesi Kadir gecesini de ihya etme fırsatı vereceği için ayrı bir önem taşır.
İitikaf niyetiyle camide birkaç saat veya birkaç gün kalmak yeterlidir. İtikafa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması, Kuran okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması, kelime-i tevhid ve tekbir getirmesi, Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında düşünceye dalması, gereksiz şeyler konuşmaması, başta Hz. Peygamber’in hayatına dair kitaplar olmak üzere dini-ilmi eserler okuyarak vaktini değerlendirmesi müstehaptır.
Peygamber Efendimizin konuşma tarzı
Hz. Peygamber, konuşmalarını sevgi, şefkat ve merhamet dolu bir gönül, mütebessim bir çehreyle yapardı. Ses tonunu dinleyicilerin durumuna göre ayarlar, konuşmasını hareketleriyle etkileyici hale getirirdi. Onun konuşmasında ne fazlalık, ne de eksiklik vardı. Kelimeleri tane tane ve sakin bir şekilde telaffuz ederdi. Cümleleri ipe sıralanmış inci taneleri gibi düzenliydi. Bu sayede dinleyenler konuşmayı ezberleyip, kavrayabilirdi. Sahabeye nasihat ve ikazda bulunurken, bazı ifadeleri tekrarladığı da olurdu. Namaz kıldırırken dikkat çekici âyetleri de bazan iki ya da üç defa tekrar ederdi.
Bir hadis
İçinde Kuran okunan ev genişler, melekler oraya iner, o ev hayır ve bereketle dolar.
Sabancı Merkez Camii
Sabancı Merkez Camii, Adana’nın Reşatbey semtinde, Merkez Park’ın güneyinde ve Seyhan Nehri’nin batı kıyısında 1998 yılında hizmete açıldı.
28 bin 500 kişiye ibadet imkanı sağlaması nedeniyle Balkanların ve Orta Doğu’nun en büyük camisi kabul edilir. Konumu itibariyle Adana’da bulunan ana arterlerin, demir yolunun ve kenti çevre il ve ilçelere bağlayan yolların kesim noktasında ve yüksek minareleriyle uzaktan görünüyor olması nedeniyle, şehrin sembollerinden biri haline gelmiştir. Caminin proje mimarı Necip Dinç’tir.
Genel görünüm olarak Sultan Ahmet Camii’ne, plan ve iç mekân olarak Selimiye Camii’ne benzer.
4 yarım-kubbe, 5 kubbe, 6 minaresi vardır; bunlar 4 halife ve 4 mezhebe, İslam’ın 5 şartına, imanın 6 şartına karşılık gelmektedir. 32 metre çaplı ana kubbe 32 farza, avludaki 28 kubbe Kuran’da adı geçen 28 peygambere, ana kubbedeki 40 pencere Hz. Muhammed’in peygamber olduğu yaşa ve 40 rekat namaza, 99 metrelik 6 minare Allah’ın 99 güzel ismine karşılık gelir. Camide bulunan hat eserlerinin tamamı, hattat Hüseyin Kutlu’ya aittir. Cami çinileri, klasik İznik çinisi tekniği ile yaptırılmıştır.