Gündem İŞTE O AN!

İŞTE O AN!

17.05.2008 - 01:48 | Son Güncellenme:

Milano’daki evinde vefat eden dünyaca ünlü opera sanatçısı Leyla Gencer’in ölümsüz pırıltısı, dün Dolmabahçe’de orkestranın Yunus Emre Oratoryosu eşliğinde Boğaz sularına yayıldı

İŞTE O AN

Dün saat 12.00’ye yaklaşırken Dolmabahçe Sarayı ile camisi arasındaki alanda büyük bir kalabalık toplanmıştı. Herkes Dolmabahçe açıklarında duran Süreyya teknesine bakıyordu. Çünkü o teknenin çok önemli bir konuğu vardı: 20. yüzyılın en büyük divalarından Leyla Gencer...
12 Mayıs’ta Milano’daki evinde vefat eden Gencer, doğaya daha çabuk kavuşmak için olsa gerek, yakılmayı ve küllerinin çok sevdiği Boğaz’ın sularına savrulmasını vasiyet etmişti. İşte şimdi, bu vasiyeti gerçekleştirmek üzere toplanmıştı yakınları bu teknede. Akrabaları Engin Cezzar, Cemil İpekçi, İpek Cem, Gencer’in yaşamöyküsünü “Tutkunun Romanı” adlı kitabında kaleme alan Zeynep Oral, Türkiye’nin Estonya Büyükelçisi Şule Soysal, İstanbul Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Suat Arıkan, Borusan Kültür Sanat Genel Müdürü Ahmet Erenli ve Yönetim Kurulu Üyesi Melih Fereli, İKSV yetkilileri ve yakın dostları... 

‘O bir Afife’ydi’
Gencer’in küllerinin bulunduğu küçük sandık, üstünde sanatçının bir fotoğrafı ve beyaz güller olan masaya konmuştu.
Leyla Gencer’i Dolmabahçe sahilinden uğurlamaya gelenler arasında ise Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Zeynep Damla Gürel, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı, İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, ÖDP İstanbul milletvekili Ufuk Uras, Bedri Baykam, Zeynep Tanbay, Yelda Kodallı, Genco Erkal, Gülriz Sururi, Hakan Aysev, Fazıl Say, Güher Pekinel, Meral Çetinkaya, Yıldız Kenter, Serap Aksoy ve Dikmen Gürün’un da aralarında bulunduğu kalabalık bir sanatçı topluluğu ve Leyla Gencer’i sahnede seyretme fırsatı bulmuş veya bulamamış çok sayıda hayranı vardı.
Saat 12.00’de Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen geldi mikrofona ve “Leyla Gencer Türk operasında bir Afife’ydi” dedi: “Yalnız operada değil, bütün sanat dalları içinde gerçek bir kariyer yapan ilk Türk sanatçısıydı. Avrupa arenasına ilk kez o adım attı ve açtığı yolda genç Türk sanatçılarına destek oldu. Bu törenin ona bir veda olmadığını, Türk operasında bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. O her zaman bizlerle birlikte olacak”.
Bu sözlerin ardından Rengim Gökmen yönetimindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu’ndan Mozart’ın “Requiem”inden “Lacrimosa”nın ilk notaları duyuldu. Benzersiz sesiyle olduğu kadar yetiştirdiği sayısız öğrenciyle de ölümsüzlüğü yakalayan Leyla Gencer’e yaraşır bir parçaydı bu; Mozart’ın ömrü ancak “Requiem”i “Lacrimosa”nın 9. mezürüne kadar getirmeye yetmiş; gerisini öğrencisi Süssmayer tamamlamıştı.
“Lacrimosa”yı Ahmed Adnan Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu” takip etti. Oratoryonun ilahi bölümüne gelindiğinde, Leyla Gencer’in küllerinin olduğu teknede bir hareketlilik başladı. Gencer’in küllerinin bulunduğu kutu, masadan alınarak teknenin arka tarafına getirildi. 

Boğaz’a anlam kattı
Zeynep Oral ile Gencer’in yakın dostu Melahat Behlil kutunun kapağını açtılar; ilahinin kreşendosunda Leyla Gencer’in külleri Boğaz’ın serin sularıyla buluştu. Ardından beyaz güller atıldı tekneden...
Bu sırada Dolmabahçe sahilinden bir alkış koptu. Tekne hareket edip de gözden kayboluncaya kadar neredeyse 10 dakika süren bir alkış... İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı da deniz kıyısına gelerek, Gencer’in ardından denize beyaz güller attılar.
Leyla Gencer’in küllerinin savrulduğu tekne Kuruçeşme istikametine doğru ilerlerken, opera tarihinde bir yaprak daha çevrildi, Leyla Gencer çok sevdiği Boğaz ile bir oldu. Boğaz’a bambaşka bir anlam ve duruluk kattı; ölümsüz pırıltısı yayıldı sulara...
Artık Boğaz demek Leyla Gencer demek biraz da... Çok sevdiğiniz İstanbul’a yeniden hoşgeldiniz Leyla Hanım... Bu bir veda değil zira, bir kavuşma.

Haberin Devamı

Cenazede büyük tepki

İŞTE O AN

Törende konuşulan konulardan biri de sanatçının ölümünün ardından, Hıristiyan olduğu gerekçesiyle “Külleriniz de İtalya’da kalsın, niye kirletiyorsunuz suyumuzu” ifadesini kullanan Bugün yazarı Nuh Gönültaş’tı. 
‘Utanç veren konulara yoğunlaşsın’
ZEYNEP TANBAY: Bu yazarlar köşelerinde yeterince kirlilik yaratıyorlar zaten. Hiç okumadığım bu köşe yazarına şöyle bir soru sormak isterim: Acaba biber gazıyla bizleri zehirlemek isteyenlerle, kirletenlerle ilgili bir şey yazmış mıydı? Bu yazar, gurur duyduğumuz, mutlu olduğumuz olaylarla uğraşmak yerine bize utanç veren konulara yoğunlaşırsa daha iyi olur diye düşünüyorum.
‘Boğaz’ı temizler’
SERAP AKSOY: Ben bunu talihsiz bir açıklama olarak addediyorum. Leyla Gencer dünya çapında bir sanatçımız; o böyle arzu etmiş. Onun külleri Boğaz’ı kirletmek şöyle dursun, temizler, arındırır.
Çevreyi cahillik kirletir
ÖMER ULUÇ: Çevreyi asıl bu cahillik ve anlayışsızlık kirletir. Gencer’in külleri olsa olsa Boğaz’da bir süs, bir pırıltı olur. Gencer’i Maria Callas ile karşılaştırıyorlar, unutmamak gerekir ki Callas’ın arkasında bütün Yunanistan vardı.
‘Hangi çağda yaşıyoruz?’
DİKMEN GÜRÜN: Bu nasıl bir küstahlıktır? Nasıl bir bakış açısıdır? Hangi çağda yaşıyoruz? Bu kişiye yanıt vermek bile abesle iştigal olur. Konuşmaya değmez... İyi ki dünyaya armağan ettiğimiz bir Leyla Gencer’imiz var. O güzel sesi, küllerinin döküldüğü Boğaz sularından yükselerek genç sanatçılarımıza ilham kaynağı olacak yıllar ve yıllar boyu.
‘Terbiyesizlik ve cehalet’
GÜLRİZ SURURİ: Terbiyesizlik, cehalet ya da aptallık. Aslında hiç önemsememek gerektiğini düşünüyorum. Bunu yazan insanın, şu anda devlet büyüklerimizin ağırlamakta oldukları İngiltere hanedanının ülkesinin yüzde kaçının küllerinin nereye savrulduğundan haberi var mı acaba?
‘Aklım almıyor’
YILDIZ KENTER: Söylenecek çok söz var. Düşünüyorum, hiçbirini kendime yakıştıramıyorum. En hafifini seçiyorum: Ayıp diyorum, ayıp! Çok sinirlendim bu sözü duyunca. Ben de birçok kez yakılmak istediğimi belirtmiştim, çok rahatsız oldum. Bu kadar dar kafayı aklım almıyor.
KÜLTÜR SANAT SERVİSİ

Haberin Devamı

Günay: Saygı duyulmalıKültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Leyla Gencer’in sadece Türkiye’de değil dünyada saygı duyulan bir sanatçı olduğunu vurgulayarak, “Sanatçımız nur içinde yatsın. Dün akşam küllerini Türkiye’ye getirdiler. Ben de törene katıldım, rahmet dileklerimi ilettim. Dünya çapında yetişmiş bir sanatçı. Türkiye’nin ismini bütün dünyaya duyurmuş sanatçımızla iftihar ediyoruz. Dünyada onun kadar bilinen kaç Türk sanatçımız var, bilemiyorum. O nasıl inanmışsa öyle davranmış. Onu ancak Tanrı, yaradan yargılayabilir, biz yargılayamayız. Vatanına dönmek ve kül şeklinde serpilmek istemiş. Bu arzuya hepimizin saygı göstermesi gerekir” dedi. 
BODRUM DHA

Haberin Devamı

İŞTE O AN

Gencer’in külleri Boğaz’a kavuşurken, dostları ve hayranlarının alkışları kesilmedi.