Gündem KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

21.09.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sadece kadın ve çocukların alındığı dünkü Fenerbahçe-Manisa maçı Şükrü Saracoğlu’nda tarihi bir gece yaşattı. Beklerken içerden gelen ses, bunun farklı bir akşam olacağını gösteriyordu. Evlerinde mülayim olan hanımlar, düğmeleri çevrilmiş gibi maçolaşmıştı. Ne de olsa mühür kimdeyse Süleyman odur, bir akşamlık da olsa mühür dün gece kadınlarındı

KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

Şöyle bir sahne düşünün: Şükrü Saracoğlu Stadı’nın kapıları açılıyor, tamamının üzerinde çubuklu Fenerbahçe forması olan binlerce kadın içeri koşuyor. Rüyanızda görseniz hayra yormazdınız belki de. Ama ben bu sahneyi dün akşam gözlerimle gördüm.

“Maça ilk kez annemle gittim”
Makarayı başa saralım. Fenerbahçe-Manisaspor maçına yalnızca kadınlarla çocuklar alınacak. Kaç kadın gider bu maça, nasıl olur; tamamen muamma. İşin rengi kendini öğlen saatlerinde Şükrü Saracoğlu’un altındaki Fenerium mağazasından gelen haberlerle belli etmeye başladı. 25 bin bilet fırt diye bitmişti.
Saat 17.00’yi biraz geçe Karaköy-Kadıköy vapurundayım. Karşımda FB formalı bir kadın, onun çaprazında yine formalı bir anne çocuk.
“İlk maçınız mı?” Evet”.
Vapurdan inince etrafımdaki sarı lacivertli kalabalık artmaya başlıyor. Maç günü doğal, ama bu formalı nüfusun cinsiyeti şaşırtıcı bu defa. Nefes almadan konuşan kızlar, yanında küçük çocuğuyla acele acele yürüyen anneler...
Maç öncesi Kadıköy’de de, Kalamış’ta da biracıların önü dolu olur ama bu defa tostçular vurmuş voleyi. Kibar kibar çift kaşarlılar yeniyor, mutlu mesut stadın yolu tutuluyor. Erkekler cezalı, kadınlar özgür. Roller değişmiş. Beyler, sanki çocuklarını üniversite sınavına götürürmüş gibi telaşlı: “Ceplerine dikkat et, kapılarda sıkışma”.

“Anneee, Alexler geldi”
Stadın kapısında beklerken içerden yükselen ses, “her zamanki” gibi bir akşam olmayacağını gösteriyor. Tezahürat mı çığlık mı belli değil. Tam o sırada takımın otobüsü gelince içerideki sesle dışarıdaki birbirine karışıyor. 5 yaşlarında bir oğlan bağırıyor: “Annee, Alexler geldi”.
Evde sözü geçen erkekler burada sus pus, karılarını hafif endişeyle uğurluyorlar içeri. Evlerinde daha mülayim olan kadınlar, düğmeleri çevrilmiş gibi maçolaşıyor. Çantasını kocasının koluna portmantoya takar gibi takıyor biri, “Ben sana anlatırım” deyip hopn dalıyor içeri.
Kapıda öylece kala kalan eşlerden biri dayanamıyor, yanındakine fısıldıyor: “Bunlar bizden fanatik çıktı”.



Kaçan gole kızan yok
Bilet satışı maç saatine kadar sürüyor, tribünler tıklım tıklım. Sonradan öğreniyorum ki 41 bin 663 çocuk ve kadın var içeride. Maçtan 15 dakika önce 1907 tribününe gelen Ali Koç “40 bin bilet bastık” diyor, “Ama yetmedi”.
Maç, çılgınlar gibi tezahürat eşliğinde başlıyor.
İçerideki kitle slogana alışık değil, örgütlü hiç değil. Antrenman ve amigo eksikliği ilk göze çarpanlardan. Biri bir tezahürat tutturacak oluyor, arkası gelmiyor. “Fener gol gol gol” ve “İşte taraftar işte şampiyon”un ötesine geçilemiyor. Yaratıcılık yerlerde...
Bu işi hale yola koymak için anons geliyor: “Maraton sarı diyecek, Fenerium lacivert. Maraton...” Maraton’dan ses yok. Nasıl olsun? Maraton maraton olduğunu bilmiyor ki, oturmuşlar işte bir yere. Bir miktar hezimet...
Biliyorum klişe ama, “Saracoğlu Saracoğlu olalı böyle taraftar görmedi” demekten de kendimi alamıyorum. Sinirlenince en fazla “Gerizekalı” diye bağırıyorlar, kaçan pozisyonlara ise “Hadi be”. Öfke? Hiç yok. Saldırganlık? Asla. Küfür? Sadece bir kere “İ... Trabzon, olmazsın şampiyon” lafını duydum o kadar.
İkinci devre, 1-0’ın coşkusuyla başlıyor. Bu kez “Büyük Başkan” tezahüratı revaçta. Üzerince Aziz Yıldırım’ın fotoğrafı olan tişörtleri giyenler de artmış sanki. Herhalde arada Fenerium’dan satın aldılar. Zaten bu maçta formasız olan kimse yok gibi. Sorduklarımın çoğu eşini ya da oğlunun formasını giyip gelmiş. İftiharla gösteriyorlar: “Her hafta ben yıkıyorum bunu, bennn!”
Gelin görün ki, ikinci yarıda Manisaspor’un golü geliyor. Bütün stat tısss. Derin bir sessizlik. Birkaç saniye sonra, sanki önceden planlamışlarcasına bağırmaya başlıyorlar: Fener gol, gol, gol.

Maç 2-1 bitti sanan var
Erkekler kusura bakmasın, fark burada. Yılmıyor, peşini bırakmıyor, kızmıyor, sonuna kadar teşvik ediyor kadınlar. Tuttuğu takımın futbolcusuna ağız dolusu küfreden erkekler yok bu akşam; hata da yapsa takımı sarıp sarmalayan, müşfik kadınlar var. Belki ilk maçlarına anneleriyle gelen oğullar böyle öğrenir taraftarlığı. Keşke...
Maç 1-1 bitiyor. (İtiraf edeyim, ofsayt nedir bilmediğinden maç 2-1 bitti sanan kadınlar vardı arada. İkna etmek kolay olmadı).
Skoruyla ve sahadaki oyunla alelade; ama seyircisiyle Türk futbol tarihine geçen bir maç oluyor. Bunca yılın en sevgi dolu, en inançlı, en heyecanlı ve en eğlenceli seyircisini görüyor Saracoğlu Stadı. Federasyon bu kararı verirken aklında ne vardı bilemem ama Fenerbahçe “Biz hep cezalı oynayalım” dese yeridir bundan sonra.

Haberin Devamı

KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

‘Dur bacım, hasta etme adamı’
Tatlı tatlı bir maç olur diye rehavet içinde yürüyorum. Stada yaklaşınca ne göreyim, binlerce gözü dönmüş kadın kapılardan içeri girmeye çalışıyor. Arada “Abi, ben genç irisiyim” diye içeri sızmaya çalışan 18’lik delikanlılar da var ama esas mesele kadınlarda. Maç kültürleri yok, kapı numarası, blok hiçbirini umursamıyorlar. Ellerinde bilet, “var mı bana yan bakan” halindeler. Sanki devrim olmuş, iktidarı kadınlar ele geçirmiş. Anlat derdini anlatabilirsen... Fenerium’un kepenklerini yumruklayanlar mı istersiniz, polislere ciyak ciyak bağıranlar mı?... An itibariyle her şey mubah. Polis çaresiz, alıştığını yapamıyor, yapabildikleri de yetmiyor. Birinden şöyle bir ses duyuluyor: “Dur bir bacım, hasta etme adamı!”

Haberin Devamı

KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

Yalova’dan gelen de var, Karabük’ten gelen de... Bursalı bir hanıma “Bu kadar zahmete değer mi, niye geldin?” diye soruyorum. Cevabı net: “Benim adam neye bu kadar hevesle geliyor anlayayım bakalım.”

KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

Fenerbahçeli bir kadın taraftar dün akşam tribünde hem maç hem de dizi izledi. 1907 Tribünü’nde oturan kadın taraftar önündeki koltukta bulunan televizyondan Kanal D’de ekrana gelen reyting rekortmeni ‘Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisini takip etti.

KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

Erkeklerin bir numaralı anılarıdır: “Maça ilk kez babamla filanca statta gittim.” Karşımdaki çocuk 20 yıl sonra şöyle anlatacak hâlbuki: “İlk maçıma annemle Fenerbahçe Stadı’nda gittim.”

Yeşili gören basıyor çığlığı
O stat kapısı neyse artık, elini değdireni sivriltiyor. Ne de olsa mühür kimdeyse Süleyman odur, bir akşamlık da olsa mühür kadınların şimdi... Sanki içeride bedava televizyon dağıtılıyor, kapıdan adımını atan yürümüyor, hurra koşuyor tribünlere doğru. Sahanın yeşilini gören, basıyor çığlığı.

KADIKÖY’DE KADIN DEVRİMİ

46 bin
Fenerbahçe-Manisaspor karşılaşmasını toplam 46 bin taraftarın izlediği açıklandı. Sadece kadın ve çocukların izleyebildiği karşılaşma öncesi skor ekranına yansıyan ekranda tribünlere giren seyirci sayısının 46 bin olduğu bildirildi.

Çiçek attılar
Karşılaşma öncesi her iki takım futbolcuları tribünlere çiçek attı. Yapılan seremoni ve İstiklal Marşı’nın ardından iki takım futbolcuları da tribünlere giderek kendilerine verilen çiçekleri kadınlara verdi. Yapılan bu organizasyon tribünlerde beğeniyle karşılandı.

Haberin Devamı

UĞUR MELEKE Milliyet Spor Yazarı
Binlerce çiçek açtı

Tabii herhalde Fenerbahçeli futbolcuların puan kaybettikten sonra en rahat olabilecekleri maçtı dün geceki... Bu kez tribündeki tek rengin Alex’in eşi Daiane olmaması onunla omuz omuza binlerce farklı çiçeğin açması çok hoştu. Müsabaka öyle huzurlu atmosferde oynandı ki acaba TFF (kadınları değil de) biz erkekleri sadece cezalı maçlarda mı statlara soksa diye düşünmeden edemiyor insan.

ERDOĞAN ŞENAY Milliyet Spor Yazarı
Atmosfer rüyada gibi hissettirdi

İtiraf edelim ki tam 60 yıldır futbolun türlü çeşidi ses yoğunlukları ile dolup taşmıştır kulaklarımız... Ama dün gece ilk kez 40 küsur bin bayan ve çocuğun yarattığı coşku dolu ve pek sevimli müziksel armonileri rüyadaymış gibi hissettirdi bizi bizlere... Özetlersek, tribünlerdeki “BAYANLAR GALASI” onlar için hüzünle bitmiş olabilir, ancak dünkü varoluşlarıyla hem Fenerbahçe camiasını hem de tüm ülkeyi öylesine mutlu ettiler ki...

Haberin Devamı

‘Kadınların intikam günü’
Fenerbahçe-Manisaspor maçında taraftarın sadece kadın ve 12 yaş altı çocuklardan oluşması, twitter’da da günün konusu oldu.
İşte o tweet’lerden örnekler:
- Fenerbahçeli futbolcu eşleri yarınki maçtan endişeli ... TFF’ye kararı gözden geçirmesi için Basvuru yapmaya hazırlanıyorlar.
- Karım “maçtan sonra caddede tura çıkcaz lan” diye mesaj atmış. Göndermese miydim acaba?
- Evdeki uzun saplı döner bıçağını bulamıyorum.
Diğer twitlerden bazı örnekler:
- Stadın önü bilet alabilmek için kuyruğa girmiş kadın dolu..Hem de bu saatte:) Bu fener Bank asya ya diil Bank afrikaya düşse bişi olmaz..:))
- Yaşasın Fenerbahçe kadınları. Taraftarın ne olduğunu, kadın zevki, inceliği, duyarlılığı, kibarlığı ile gösterecek kadınlara selam olsun)
- Fenerbahçe - Manisaspor maçı girişinde yapılan aramalarda çok sayıda tığ ele geçirildi.
- Ne altın günü, ne de kadınlar matinesi! Bunun adı FENERBAHÇE Sevgisi!
- Fenerbahçe maçına harem ağası tarzı bir amigo alınsa bari!
- Fener maçında kapıdaki görevlilere gaz maskesi dağıtsınlar. Parfüm kokusundan geçilmez...
- Fener maçında futbolcu olmak izlemezdim. düşünsene heryer kız. sevinemessin, tüküremessin, üzülsen ağlarlar falan
- Fener maçını değil de sonrasını merak ediyorum. Bi ton abaza maç çıkışı stat önünde izdiham yaratır.
- Bu topyekün Fener Baharı’dır.
- Yıllardır her maç öncesi bi teyze çevirir,”evladım maç mı var, Fener kimle oynuyor” derdi. Ben de bugün bi teyze çevirip aynısını yapacam :)
- “Gün senelerce ‘’biz fener maçına gidiyoruz hanım’’ denilerek evde bırakılan kadınların intikam günüdür.”
- Bağırmayan taraftarın makyajı aksın emi :) haydi kızlar maça

Haberin Devamı

ekşisözlük’te Kadıköy esprileri
- Stada gelen kadın ve çocuk taraftarlarının sayısı, galatasaray’ın maça gelen topla taraftarından daha fazladır edit: beleş bilet diyenler oldu. galatasaray da ceza alsın, görürüz o günleri de inşallah :)
- 35000 kadın ve çocuk karşsında maç yapacakları için futbolcularına acil şifalar dilediğim klüp. ağlama sesleri dır dır kafaya terlik yemeler filan...
şaka maka maç filan seyretmem pek ama sadece statın halini görmek için bu maçı seyredecem.
- Bu akşam fenerium’da topuklu ayakkabı, babet ve çanta satarsa birkaç saat içerisinde avrupa’nın en zengin kulübü olur. bu fırsatı kaçırmamalı bence.

‘Güvenlikçilerle büfeciler perişandı’
İlk 40 dakika yumuşak, tatlı tatlı giden o taraftarın içindeki cevher, 41. dakikada çıkıyor ortaya. Dia’nın golü atmasıyla, aman Allahım, içlerinden yaratık çıkıyor. O stat herhalde böyle içten, böyle kendini koy vermiş bir sevinç görmemiştir.
Bir ses çıkıyor stattan, herhalde karşıdaki apartmanların camları titremiştir. Desibel ölçüm cihazı olsaydı da ölçseydik!
Golden 4 dakika sonra devre arasına şıkır şıkır çıkıyor kadınlar. Bu kadar çok çocuk olunca herkes tuvaletin kapısına yığılıyor tabii. Muhtemelen bu maç tarihe tuvaletlerin yüzünü güldüren maç olarak da geçiyor. Hijyen koşullarını alt üst eden stat tuvaletleri, gelmiş geçmiş en temiz akşamlarını yaşıyorlar.
Büfeciler içinde epeyce ilginç bir akşam olduğu kesin. Alışverişte azalma yok, ama diyaloglar hiç alışık oldukları türden değil.
“Sandviçime turşu istemem, domatesi çok olsun”.
“Bu köftede çok soğan var mı, ıyyy istemem”
“Diet kola yok mu?”
“Salata gibi bir şey baktım ama...”
“Aaaa niye açıyorsun ayol suyumu, ben açık su içmem”
Güvenlik görevlilerinden duyduğum cümleyi ikinci kez büfecilerden duyuyorum: “Hayatımızın en zor maçı!”


Bilet kuyruğu için özür geldi
Fenerbahçe Yönetim Kurulu’nun kadın üyesi Yasemin Merçil, maç öncesi yayıncı kuruluşa yaptığı açıklamada, kısa dönemde gelişen bu süreçte bilet için kuyruklarda beklemek zorunda kalan taraftarlardan, yönetim kurulu adına özür diledi. Önceki gün yapılan toplantıda Futbol Federasyonunun bilet konusunu gündeme getirdiğini ifade eden Merçil, bundan sonra da bilet basım ve bu biletlerin dağıtımı konusuyla karşı karşıya kaldıklarını bildirdi. Merçil, “Bu sürecin faturası taraftarımıza yansıdı. Tüm yönetim kurulu adına taraftarımızdan özür dileriz. Bu süreç onlara yansıdı. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Onların sabrına gösterdiği ilgiye çok teşekkür ederim. Çeşitli spekülasyonlar oldu, okullar açıldı çok kişi gelmez diye. Ben ilk günden itibaren 10 binin üzerinde geleceğini söylemiştim” dedi.

Tribünde erkekleri aratmadılar...
Kadın taraftarlar ve çocuklar tribünlerde yarattıkları heyecanla erkeklerden fazlasını yaptı. Manisaspor ısınmak için sahaya çıktığında alkışlayarak centilmenlik örneği sergileyen kadın ve çocuk taraftarların coşkusu, Fenerbahçe futbol takımı sahaya çıktığında daha da arttı. Kadınlar ve çocukların yükselen tezahüratlarında, “Burası Kadıköy buradan çıkış yok”, “İşte taraftar işte şampiyon”, “Her zaman her yerde en büyük Fener” şeklinde ifadeler yer aldı. Normal maçlarda çeşitli tribün gruplarının organizasyonunda yapılan tezahüratlara ara verildiğinde statta sessizlik yaşanırken, dün akşam kadınların olduğu maçta tribünlerin her yerinden tezahürat sesleri yükseldi. Karşılaşmanın başlamasına 40 dakika kala ısınmak için sahaya çıkan Fenerbahçeli futbolcular tribünleri alkışladı. Kaptan Alex başta olmak üzere Fenerbahçe Marşı ile sahaya çıkan futbolcular, tribünleri alkışlayıp sevgi gösterilerine karşılık verdikten sonra maç için ısınmaya başladı. Futbolcular bir süre ısındıktan sonra tribünlerin çağrılarına kulak vererek takım halinde tribünleri selamladı.

Kocaman: Tarihe tanıklık ediyoruz
Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman, statta Fenerbahçeliler için bir gurur tablosu yaşandığını belirterek, “Bu tarihe tanıklık etmek gibi bir şey” dedi. Maç öncesi yayıncı kuruluşa değerlendirme yapan Kocaman, statta çok güzel bir atmosfer oluştuğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Fenerbahçe’nin gerçek büyüklüğünü ortaya koyan bir görüntü. Olağanüstü bir gün yaşıyoruz. Tarihi bir gün yaşıyoruz. Belki içindeyken fark edemiyoruz ama tarihe tanıklık etmek gibi bir şey bu. Profesyoneliz tabi çeşitli kulüplerde çalışıyoruz ancak bu tablo bütün Fenerbahçeliler için gurur tablosu. Yolda gelirken karşılaştığımız sahneler kelimelerle anlatılacak gibi değildi.”