‘Kanserin nedeni yüzde 90 çevresel’

Açıklanamayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, memede veya vücutta hissedilen kitleler, cilt değişiklikleri, kanama, dışkılama veya idrar yapma alışkanlığında değişiklik ile ben ve siğillerdeki değişikliklerin kanser habercisi olabileceğini dile getiren Kavak, “Kanserin sebebi kesin olarak bilinmiyor. Kanser yüzde 90 çevresel, yüzde 10 oranında ise genetik faktörlere bağlı oluşmakta. Çevresel faktörler arasında da tütün, alkol, obezite ve enfeksiyonlar ilk sıralarda yer alıyor. Kanserden ölümlerin yaklaşık üçte biri, başlıca beş davranışsal ve beslenmeyle ilgili risk faktörlerinden kaynaklanıyor. Fazla kilolu veya şişman (obez) olma, meyve ve sebzeyi az tüketme, yetersiz fiziksel aktivite, tütün kullanımı ve alkol kullanımı. Tütün kullanımı kanser için en önemli risk faktörü. Kanser, ölümlerin yaklaşık yüzde 22’sinden sorumlu” dedi.

‘Yüzde 50’si önlenebilir’

Türkiye’de erkeklerde en sık akciğer ve prostat kanserinin; kadınlarda ise meme ve tiroid kanserinin görüldüğüne dikkat çeken Dr. Şeniz Kavak, “Günümüzde kanserin yüzde 30 - 50’si önlenebilir. Bu, risk faktörlerinden kaçınma ve mevcut kanıta dayalı önleme stratejilerini uygulama yoluyla başarılabilir. 40-69 yaş arası kadınlara 2 yılda bir mamografi çekimi, 30-65 yaş aralığındaki kadınlardan 5 yılda bir smear ve HPV -DNA testi yapılması, 50-70 yaş aralığındaki erkek ve kadınlarda 2 yılda bir gaitada gizli kan testi yapılması erken teşhis için hayatidir” diye konuştu.