10.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
Zigetvar seferi sırasında hayatını kaybeden ve iç organları çıkarıldıktan sonra bedeni mumyalanarak İstanbul’a gönderilen Kanuni Sultan Süleyman’ın iç organlarının nerede gömülü olduğuna dair tartışma sürüyor. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zeki İbrahimgil “Sokullu Mehmet Paşa Vakfı’ndaki belgelerden, Kanuni Sultan Süleyman’ın iç organlarının Zigetvar şehrindeki Kanuni Camii’nin bahçesinde bir yere defnedildiği tespit edildi. Hatta belgelerde Sokullu Mehmet Paşa’nın da defin sırasında orada olduğu da yazıyor” dedi.
‘Türbe kilise oldu’
Görüşüne başvurduğumuz tarihçiler ise Kanuni’nin kalbinin Zigetvar’daki kilise civarında gömülü olduğu düşüncesinde:
- Prof. Dr. Erhan Afyoncu (Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü): “Kanunî’nin Zigetvar’da iç organlarının gömüldüğü yere Budin Valisi Sokullu Mustafa Paşa tarafından mermerden bir türbe yaptırıldı. Sultanın oğlu İkinci Selim, türbenin muhafazası için 25-30 kişinin hizmet ettiği bir de vakıf kurmuştu. Türbenin yanına bir mescit ile zaviye de inşa ettirilip, düşman saldırılarından muhafaza amacıyla etrafı duvarlarla çevrildi. İkinci Viyana kuşatmasının ardından bölge tamamen elimizden çıkınca buraya gelen rahipler 1689’da türbeyi kiliseye çevirmek istediler.
‘Kitabede yazılı’
1693’te ise Gallo Tesch isimli bir iaşe subayı türbeyi amirlerinin haberi olmadan yıktırıp, kubbedeki kurşunları ve altın yaldızlı yuvarlağı satılması için Viyana’ya gönderdi. Türbenin üzerine de Bir Katolik kilisesi inşa edildi. Bugün Zigetvar kalesine 3 kilometre uzaklıkta bulunan kilise pek kullanılan bir yer değil. Önündeki kitabede şöyle deniyor; ‘Kanuni Sultan Süleyman Han Gazi Hazretleri’nin kalbi hümayunlarıyla, iç organları vaktiyle türbe olan bu yerde defnedilmiştir.’ Kilisenin tam olarak neresinde gömüldüğünü bilmiyoruz, hatta bugün Macarlar kilisenin içinde olmadığı kanaatindeler.”
- Prof. Dr. Feridun Emecen (İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Tarih Bölümü): “Kanuni Sultan Süleyman, Zigetvar önlerinde kale alınmadan önce vefat ettiği için ölümü savaş ortamı nedeniyle gizlendi. Cenazeyi orada tutabilmek için muhtemelen iç organlarının çıkarıldığını düşünüyoruz. Onun öldüğü yerde de iç organlarının gömülü olduğu düşünülerek daha sonra Sokullu Mehmet Paşa taradından bir türbe yapılmış. Aşağı yukarı ölümünden 6-7 yıl sonra.
Turbek diye biliniyor
Orası ‘Turbek’ olarak biliniyor. Daha sonra burası Avusturyalıların eline geçiyor ve türbe yıkılıyor ve üzerine de bir kilise yapılıyor. Bugün türbenin yeri ile ilgili bir sıkıntı var. Acaba türbe bugünkü Katolik kilisesinin altında mı gömülüydü yoksa yakınında bir yerde miydi? Şu an bizim araştırmacılarımızın yaptığı çalışmalar daha ziyade o türbenin yerinin nerede olabileceğiyle ilgili. Araştırmalar devam etmekle bereber iç organlarının kilisenin olduğu yerde olma ihtimali yüksek.”
‘Kutunun içinde’
- Prof. Dr Nurhan Atasoy (Sanat tarihçisi): “Kanuni’nin iç organlarını kutu gibi tahta bir şeyin içine koymuş olmalılar. Çünkü bunun toprağa karışması, toprakta eriyip gitmesi lazım. Ama bu kutuyu bulmak pek mümkün değil, belki de bulunabilir. Katolik kilisesinin buraya yapılması da tesadüf değildir. Türbeyi önce yıkmışlar ondan sonra da bu kiliseyi buraya yapmışlar. Bu biraz da İslamiyet’e karşı duydukları nefrettir. Türbeyi bulmak için etraftaki bütün binaların temellerini de bulmamız gerekiyor.”