Karahindiba kandırmacası

Son zamanlarda bazı internet siteleri ve sosyal medya üzerinden bitkisel ürünlerin kanser hastalığına yüzde yüz iyileştirici etki yaptığı yönünde haberler servis ediliyor. “Mucizevi tedavi yöntemi” başlığıyla sunulan bu haberlerde, bazı bitkisel ürünlerin kemoterapiden bile etkili olduğu savunuluyor. O ürünlerden biri de karahindiba çayı. Öyle ki, bu bitkinin kanserli hücreleri 48 saat içerisinde yok ettiği iddia ediliyor. Ancak bilim insanları, internet ve sosyal medya üzerinden ortaya atılan bu tür haberlerin gerçek dışı olduğu konusunda hemfikir.

Karahindiba ve diğer bazı bitki türlerinin kanser tedavisinde yüzde yüz etkiye sahip olmasının söz konuusu olamayacağına dikkat çeken İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Dizdar, “Karahindiba gibi bitkisel ürünler tedavide yardımcı olabilir. Ancak yüzde yüz çözüm derseniz olay bitmiştir. Bu tür söylentiler para kazanmak için umut tacirleri tarafından gündeme getiriliyor” diyor.

Bilimsel veri yok

Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Şeref Kömürcü ise karahindibanın kansere iyi geldiğini gösteren hiçbir bilimsel kanıt olmadığını belirterek, “Kullanılan bitkilerde yüzlerce farklı etken madde bulunabiliyor. Bunların karaciğer, böbrek ve kalp fonksiyonlarına ne yaptığı belli değil. Karahindiba, antioksidan olarak etkileri, cilt, bağırsaklar, kolesterol, parazit hastalıkları üzerine etkileri gibi çalışmalar mevcut. Bu bilimsel veriye bakarak bitkinin kansere karşı ‘mucize tedavi’ olarak gösterilmesi doğru değil” değerlendirmesini yapıyor.

‘Destek olarak kullanılabilir’

Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Çetin Ordu’nun görüşü ise şöyle; “Zencefil, değişim mantarı, üzüm çekirdeği gibi ürünlerin kanser tedavisinde kemoterapiden daha etkili olduğunu ileri süren kimi çevreler var. Karahindiba kökünün, kanser tedavisine yönelik iyileştirici olduğuna dair bilimsel bir çalışma yok. Bu tür bitkisel ürünler doktor gözetimi dahilinde ancak destek amaçlı olarak kullanılabilir. Ancak tümörü yok etmesi söz konusu değil.”