KAYIP UYGARLIK ATLANTİS

ATLANTİS: “Atlas’ın adası”. Platon’un (Eflatun) Timaeus ve Critias kitaplarında bahsettiği efsanevi batık kıta ve uygarlık olan Atlantis, son günlerde yayınlanan diziyle oldukça popüler. Atlantik Okyanusundaki muhteşem efsanevi ada Atlantis, Antik Çağ’ın pek çok yazar ve düşünürlerinin eserlerinde yer alıyor.
Platon’un anlattığı hikâyede Atlantis birbiri içine geçmiş birkaç adadan oluşuyor. Su kanalıyla çevrili ortada bulunan ada, iç içe geçmiş dokuz su ve dokuz kara çemberiyle çevrilmiş. Atlantis hükümdarı, Yunan mitolojisinde de sık sık adı geçen ve deniz tanrısı olarak bilinen Poseidon yani Neptün’dür. Neptün’ün Atlantis’te eşi Cleito ve beş ikiz olmak üzere 10 oğlu ile birlikte yaşadığı ve 10 erkek çocuktan biri olan Atlas’ın ortadaki adanın kralı olduğu söylenmekte. Diğer dokuzu ise çember şeklindeki dokuz adanın hükümdarı olmuştur.
Atlantis’te evler belirli bir düzen ve uyum içinde yapılmış, çatıları kırmızı bakırdan yapılarak güneş vurduğunda pırıl pırıl parlaması sağlanmıştır. Ortadaki ada en güzel inşa edilen yani Atlantis’tir.
Her şey çok güzel gitmektedir. Fakat Atlantis’in bu altın çağının sonu gelmiştir. Halkın bu şaşaalı yaşamı sonunda çok büyük bir yozlaşmaya uğrayarak disiplinini kaybettiği ve Atina tarafından yenilgiye uğratıldığı söylenmektedir. Ancak Yunan mitolojisinde varlığına inanılan tanrıların halk tarafından kızdırıldığı ve bir gece içerisinde okyanusun dokuz çember şeklindeki adayı yuttuğu düşünülmektedir.
Yeri bilinmiyor
Yunan gezgin ve tarihçi Herodot, bugünkü Sahra’da yaşamış olan garip bir halktan söz eder ve onların Atlantisli olduğunu söyler. Düşünürler, Atlantis’in nerede olduğuyla ilgili birçok bilgi ortaya koymuşlardır. Bazılarına göre İzlanda ile Grönland arasında, bazılarına göre ise Kıbrıs ve çevresindedir. ABD’li araştırmacı Robert Sarmast bu konu üzerinde çalışmalarını Doğu Akdeniz kıyılarına kaydırmış ve haritalardan ve veri tabanlarından faydalanarak Kıbrıs ve Suriye arasında bir bölgede yer aldığını ve batan kıtanın en üst noktasının ise bugünkü Kıbrıs’ta olduğunu söylemiştir. Bazen ise Kafkasya’da bulunduğu iddia edilmektedir. Bütün bu tezler içinde en çok rağbet göreni ise Atlantik Okyanusu’nun ortasında yer aldığıyla ilgili olanı. Öne sürülen ifadelerin çoğunun birleştiği nokta, bu uygarlığın çok yüksek bir evrim seviyesine erişmiş olduğudur.

Dizi ile dünya gündeminde

Kayıp Kıta Atlantis, BBC One’ın Yunan Mitolojisi üzerine kurguladığı, başrollerini Mark Addy, Jack Donnelly, Robert Emms, Jemima Rooper, Aiysha Hart ve Sarah Parish’in paylaştığı yılan saçlı tanrıçalardan zıplayan boğalara ve devler tarafından yaratıldığı söylenen uçsuz bucaksız saraylara sahip esrarengiz bir şehri anlatıyor. Kanalın ilgi gören ve yakın zamanda final yapan dizisi Merlin’in yerini doldurması için hazırlanana Atlantis’in çekimleri Galler ve Fas’ta gerçekleştiriliyor. Özellikle Mitoloji ve fantastik hikâyelere ilgi duyanların dikkatini çeken dizi 2. sezonu ile ekranlarda.

Darbenin komutanı Kenan Evren kimdir?

TÜRKİYE’nin 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren (98), 9 Mayıs’ta vefat etti. Bir döneme imza atan Ahmet Kenan Evren, 17 Temmuz 1917’de Manisa’da doğdu. İlkokulu doğum yeri Alaşehir’de, ortaokulu Manisa’da, liseyi ise İstanbul’da Maltepe Askeri Lisesi’nde okudu. 1938’de Kara Harp Okulu’nu topçu asteğmen olarak bitiren Evren, 1939’da teğmen oldu. 1940’ta Topçu Okulu’nu bitirdikten sonra 1942’de üsteğmen oldu.
1946’ya kadar topçu birliklerinde Batarya Takım Komutanı ve Batarya Komutanı olarak görev yaptı. Kara Harp Akademisi’ni 1949’da kurmay yüzbaşı olarak bitirdi. Genelkurmay Eğitim Şubesi kısım amirliği, 1. Ordu Harekât Dairesi başkan yardımcılığı; Kara Harp Akademisi’nde öğretmenlik yaptı.
Sancılı bir süreç
1958-1977 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda çeşitli görevlerde bulunan Evren’e, Kara Kuvvetleri Komutanı Namık Kemal Ersun’un 1 Haziran 1977’de Kanlı 1 Mayıs’tan sonra darbe girişiminde bulunacağı iddiasıyla dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından emekliye sevk edilmesiyle Genelkurmay Başkanlığı yolu açıldı. 1977-78’de Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapan Evren, 1978’de Genelkurmay Başkanlığı’na atandı. 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbe ile ülke yönetimine el konulmasından sonra yasama ve yürütme yetkilerini kullanmak üzere Evren’in liderliğinde Milli Güvenlik Konseyi kuruldu.
Evren, bu dönemde devlet başkanlığını da üstlendi. 1982 Anayasası, yapılan referandumda yüzde 91.37’lik ‘evet’ oyuyla kabul edildi. Evren, Anayasa’nın 1. geçici maddesi uyarınca Türkiye’nin 7. Cumhurbaşkanı oldu. Askeri darbenin başrol oyuncusu olan Evren’e 2014’te Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 12 Eylül 1980’de dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’e muhtıra vermek, T.C. Anayasası’nı ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan müebbet hapis cezası verilmesine ve orgenerallik rütbesinin erliğe düşürülmesine karar verildi. Evren, yargı süreci devam ederken vefat etti.

Engelleri aşalım

Engelli vatandaşların sorunlarının ele alındığı, Birleşmiş Milletlere üye 156 ülkede, 10-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilen Engelliler Haftası devam ediyor. Yurt genelinde düzenlenen, dezavantajlı grupların yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve yaşanılan sorunların çözümüne yönelik etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinliklerde, görmeyen, işitmeyen, hareket edemeyen, zihinsel ve ruhsal dengesi bozuk yaklaşık 4 milyon 500 bin vatandaşın ülkemizde yaşadığına dikkat çekiliyor.
Bu sayının yaklaşık 1 milyon 500 bininin çocuklardan oluştuğunu belirten yetkililer, devletin, engelli çocukların eğitimi için okullar açtığını ama sayının halen yetersiz olduğunu söylüyorlar.
Ülkemizde görme engelliler için yedi, işitme engelliler için yirmi bir, ortopedik engelliler için bir okulun hizmet verdiğini, zihinsel ve ruhsal engelliler için ise belirli okulların bünyesinde açılmış olan özel sınıflarda eğitim ve öğretimin devam ettiğini, bu kurumlara ek olarak özel rehabilitasyon merkezlerinin faaliyet gösterdiği kaydediliyor.
Her insanın başına gelebilecek olan bu durum karşısında vatandaşları duyarlı olmaya davet eden uzmanlar, engelli vatandaşlarla empati kurarak yaşamlarını kolaylaştırabilecek çalışmalara destek vermeye çağırıyorlar. Devletin engelli vatandaşların istihdamına yönelik çalışmalar yürüttüğünü belirten yetkililer iş imkânlarının arttırıldığını ve dezavantajlı grupların hayata katılmalarına olanak sağlandığını dile getiriyorlar.

Mektebim ile EBES akademik işbirliği

Mektebim Koleji’nin özgün eğitim modelleri arasında yer alan Yönetim Liderlik Girişimcilik ve Kalkınma Modeli (Management- Leadership Entrepreneurship and Development Education Model- M-Lead), uluslararası alanda tanınan Avrasya İşletme ve Ekonomi Birliği (EBES) tarafından güvence altına alındı.
Mektebim Koleji Genel Müdürlüğü’nde EBES Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Hüseyin Bilgin ve Ümit Kalko arasından imzalanan anlaşma doğrultusunda M-Lead, uluslararası statü kazanarak EBES’in çalışmalarında kullanılacak. Anlaşmanın imzalamasının ardından açıklama yapan Mektebim Koleji Kurucusu Ümit Kalko, şunları söyledi: “EBES ve kurumumuz, MLead modeli üzerinden birlikteliklerini faydalı hale getirecek ve geleceğe yön verecek yeni bir anlaşmaya imza attı.
M-Lead’in kazandığı bu yeni güvence, yükseköğretim kurumlarının geniş ağlarına ek olarak dünya kalitesinde eğitim alan M-Lead öğrencilerini teminat altına alacak. M-Lead aracılığıyla lise öğrencilerine (14-18 yaş) eğitimleri süresince kariyer planlamaları konusunda destek verecek EBES, farklı alanlarda çalışmalar yürüten akademisyen ve iş dünyasından insanları bir araya getirerek tecrübe ve deneyim paylaşımında bulunmalarını sağlayacak.
Yine kariyer ve gelecek planlarına yönelik sosyal sorumluluk projelerine katılma imkânı elde edecek olan Mektebim Koleji öğrencileri, M-Lead’in birbiriyle ilişkili 6 modülün tamamlanmasının ardından uluslararası denklikleriyle gerçek dünyaya adım atmaya hazır olacaklar” dedi.
Ekonomi, finans, işletme alanlarındaki uygulama ve çalışmalarıyla uluslararası başarılara imza atan bilim insanlarının oluşturduğu EBES, aynı zamanda Mektebim Koleji’nde görev yapan akademik kadronun entelektüel gelişimlerine konferans, seminer, sempozyum vb etkinlikler düzenleyerek katkı sağlayacak.

Minikler ile büyükler bilimsel gezi yaptı

İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Deniz Veteriner Hekimliği Kulübü öğrencileri ve Mektebim Koleji Çocuk Akademisi öğrencileri bir araya gelerek bilimsel gezi gerçekleştirdi. Okulöncesi öğrencileri ve üniversite öğrencilerinin bir araya geldiği, deniz canlılarını öğrenmek ve gözlemlemek için Florya’da bulunan İstanbul Akvaryumu’na bir gezi düzenlendi. Gezide tüm merak ettikleri soruları veteriner adaylarına yönelten Mektebim Çocuk Akademisi öğrencileri kitaplarda gördükleri canlıları yakından inceleme fırsatı buldular.
6.800 metreküp su hacmine sahip olan akvaryumda Karadeniz’den Pasifik’e kadar birçok farklı denizden canlı bulunduğunu belirten üniversite öğrencileri, özellikle köpekbalıklarının ve renkli balıkların çocukların ilgisini çektiğini, en çok gelen sorular arasında ise “Köpekbalığının kaç dişi var? Denizatına binilir mi? Denizyıldızının kaç bacağı var? Bugüne kadar kaç balık gördün? Poseidon kim? Balıklar suda nasıl nefes alıyor? Konuşabiliyorlar mı?” gibi soruların yer aldığını söylediler. Farklı iklim ve denizlerde yaşayan birçok balığı bir arada görme imkânı bulan anaokulu ve üniversite öğrencileri geziyi hatıra fotoğrafları çekerek tamamladılar.