Gündem Kaymakamlık yer kalmayınca cezaevini açtı

Kaymakamlık yer kalmayınca cezaevini açtı

10.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hayata Destek Derneği tarafından hazırlanan “Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliği 2014” başlıklı rapor, işçilerin çalışma koşulları ile yaşadıkları sorunları ortaya kondu.

Kaymakamlık  yer kalmayınca cezaevini açtı

Araştırma kapsamında, mevsimlik işçi alan Adana, Afyon, Düzce, İzmir, Aksaray, Ordu, Samsun, Şanlıurfa, Yozgat ve Nevşehir’de 168 hane halkı ile saha çalışması yapıldı. Rapordan satırbaşları şöyle:
- En çok tarım işçisi veren il Şanlıurfa. Araştırma kapsamında görüşülen 168 hanenin 100’ü Urfalı.
- Ailelerin yüzde 80’i çadırda yaşıyor, yüzde 56’sının elektriğe erişimi yok. Yüzde 62’si içme suyunu çeşmeden temin ediyor. Zor banyo ve tuvalet koşullarında yaşıyorlar.
- Mevsimlik tarım işçileri günde 9 saatten fazla çalıştıkları gibi, haftanın her günü çalışıyor.
- Ailelerin evden ayrılış tarihlerinin okulların açık olduğu döneme gelmesi ve dönüşlerin de okullar açıldıktan sonra olması okul terk oranlarının yüksetmiş. Her üç çocuktan biri eğitimi terk etmiş.
- Kız çocuklarının yüzde 70’e yakını yemek yapmakta, su taşımakta, odun toplayıp ateş yakmakta, çadır temizliği ve ekmek pişirmekte. Buna karşılık erkek çocuklarının iş yükü kayda değer oranda düşük.
- Afyon’da çadıra sığmayan insanlardan bazıları eski bir cezaevine yerleştirilmiş. Cezaevinde olmalarına rağmen tuvalet, banyo, su ve elektrikleri olduğu için kamptan ‘daha iyi durumda’ oldukları bilgisi yaşanılan dramın boyutlarını gösteriyor. Rapordaki işçi anlatımlarından bazıları şöyle:
- “15 gündür yıkanmayan var. Minibüsler almıyor bizi, kokuyoruz diye.”
- “Ev tuttuk, çevredeki halk ‘Bizi rahatsız ederler’ demiş. Çıkardılar bizi. Kaymakamlıktan kalacak yer istedik, cezaevini açtı. Elektrik ve su bağladı. Bak biz kendi ayağımızla girdik cezaevine.”
- “Su yetersiz olduğu için hamama gidiyoruz. Hamamcı, ‘Ben işçi almıyorum’ dedi.”
- “15 gündür tuvalete girmemişim.”
- “Çadır kurmamıza muhtar izin vermedi. ‘Mezarlığın karşısı, oradakileri rahatsız edersiniz’ dediler. Mezarlığa niye zararı olsun insanın? Boş zaten, üç dört tane mezar var.”
- “Elektrik imkanımız yok, her yer karanlık. Işıldağımız var, köyde şarj etme imkanımız oluyor ama çoğu zaman geri döndürüyorlar.”
- “Borç ödeyeceğiz diye buralarda sürünüyoruz. Kanser gibi bu faiz. Evin olsa satar ödersin ama bizim evimiz bu çadır.”
- “Yevmiye düşük, devletin belirlediği ücret verilmiyor. En fazla 30 TL, dayıbaşı kesintisi 3 TL.”
- “Devlet tuvalet yapmış ama elçi (dayıbaşı) kullanıyor.”
- “Mola yok, öğlen yemeği yok. Sürekli çalışıyoruz.”
Suriyeli işçiler hakkında söylenenler de dikkat çekici:
- Türkçe bilmiyorlar, para vermiyorlar.”