Gündem Kilise cinayetinde TÖRE TARTIŞMASI

Kilise cinayetinde TÖRE TARTIŞMASI

05.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Hıristiyan kız kardeşi ile Müslüman eniştesini öldüren Öğmen hakkında töre cinayeti nedeniyle iki kez ağırlaştırılmış müebbet istendi. Öğmen Hristiyanlarda töre olmadığını ileri sürdü. Hukukçular törenin dinle sınırlanamayacağını belirtti

Kilise cinayetinde TÖRE TARTIŞMASI

Fatih’te Hıristiyan kız kardeşi Soney Vural ile eniştesi Zekeriya Vural’ı kilisede düğün yapmamaları nedeniyle başlayan tartışmanın ardından öldürdüğü için yargılanan Gönay Öğmen’in cinayeti töre saikiyle işlediği gerekçesiyle iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Öğmen’in kardeşi ve eniştesini namus amacıyla öldürdüğünün sabit olduğunu kaydeden savcı Fethi Türmen, mütalaada cinayetin “kendilerinin ve ailelerinin namus ve şereflerini eksilttiği düşüncesiyle töre saikiyle işlendiğini” belirtti.
Ancak, Öğmen ailesinin avukatları, Hristiyanlarda “töre” olmadığı gerekçesiyle karara itiraz etmeye hazırlanıyor. Hukukçular, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 82. maddesindeki töre saikiyle işlenen cinayetlerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası öngören maddenin geniş yorumlanması gerektiğini savunuyor.

‘Cinayette töre saiki yok’ argümanı
Milliyet’e konuşan Öğmen ailesinin avukatlarından Adnan Mercan, cinayetin “töre” ya da “namus” saikiyle işlenmediğini iddia ederek şunları söyledi:
“Hristiyanlarda töre yok. Söz konusu cinayet, namus adına da işlenmiş değil. Biri sokak ortasında üstünüze su dökünce de şerefiniz incinebilir. Burada tartışmanın konusu kilisede düğün yaptırmak, Hristiyan bir kızın Müslüman biriyle evlenmesi değil. Zekeriya Vural’ın psikolojik tedavi gördüğü otopsi raporunda da var. İlaçların etkisiyle müvekkilimize kırıcı sözler sarf etmiş. Ermeni Patriği Genel Vekili Aram Ateşyan, böyle bir olayın ilk olduğunu söylemişti. Törede yerleşmiş gelenek görenekler olması lazım. İlk olan töre olmaz. Ayrıca, Yuhanna Aktaş da benzer bir açıklama yapmıştı.”

‘Töre maddasi geniş yorumlamalı’
Cinayetin töre saikiyle işlendiği yönündeki mütalaanın yerinde olduğunu savunan avukat Rezan Epözdemir, TCK’da yer alan 82. maddenin geniş yorumlanması gerektiğini kaydetti. Epözdemir şunları söyledi: “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektirdiği için cinayetin töre saikiyle işlenip işlenmediği son derece önemli. Kanun koyucu, töre derken sadece aile ya da toplum yapısını öngörmüyor. Töreden kasıt, sosyalleşme süreci, değer yargıları, toplumun teamülleridir. Dolayısıyla, ‘Ermeni toplumunda töre yoktur’ diyerek TCK’nın 82. maddesinden kurtulmak mümkün değil. Böyle bir savunmanın tutarlılığı yok. Büyük ihtimalle mütalaaya itiraz edecek avukatlar, haksız tahrik indiriminden yararlanmak istiyor. Yasadaki töre kavramını dar yorumlamamak lazım. ‘Töre saiki’ maddesini daha geniş yorumlamak gerek. Mütalaanın isabetli olduğunu düşünüyorum.”

‘Töreye namus saiki eklenmeli’
Avukat Meriç Eyüboğlu, “töre” yerine “namus” kavramı kullanılmasının daha kapsayıcı olduğunu belirterek şunları söyledi: “TCK’nın 82. maddesinde yer alan ‘töre’ kavramı doğru değil. Bu, kadın hakları savunucuları tarafından defalarca dile getirildi. Töre denilince, Türkiye’nin belli bir bölgesinde işlenen cinayetler akla geliyor. ‘Kürt erkekleri Kürt kadınları öldürüyor’ gibi algılanıyor. Ancak, kadın cinayetlerine ilişkin yapılan çalışmalar, kadınların erkek egemen cinsiyetçi sistem tarafından öldürüldüğünü gösteriyor. Sosyal konum, meslek, din ayrımı olmaksızın Türkiye’nin dört bir yanında kadın cinayetleri işleniyor. Dolayısıyla töre ayırıcı bir öge değil. Doğrusu namus kavramıdır.”

Irkçı yaklaşım olur
Avukat Eyüpoğlu, “Mütalaa, amacına ulaşan bir yorum değil. Töre demek, olsa olsa ırkçı bir yaklaşım olur. Töre saiki maddesinin daha geniş yorumlanması şart. Mesele, cinayetin hangi topluluktan kimin işlediği değil. Namus saikiyle işlenen cinayetlerde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi gerektiğini yıllardır söylüyoruz” diye konuştu.


Haberin Devamı

KATİL AĞABEY NE SÖYLEMİŞTİ?

‘Düğünün kilisede olacağını hatırlattım’

Ağabey Gönay Öğmen mahkemedeki ifadesinde şunları söylemişti: “Zekeriya’ya din değiştireceği, Hristiyan düğün yapacağı şeklindeki vaatlerini hatırlattım. O da ‘Bilmiyorum, emin değilim. Hristiyan olabilirim de olmayabilirim de’ şeklinde umursamaz tavırlarla cevaplar verdi. ‘Düğünü kilisede yapsak da komik olabilir. Ben akrabalarımı çağıramam’ dedi. Ben ona bir an önce düğünün yapılmasını söyledim. Bir anda kardeşim araya girerek, ‘Ne yaptıysam iyi yaptım’ dedi. Kardeşimle tartışınca Zekeriya araya girerek ‘Ne bağırıyorsun?’ dedi. Ben de ona ‘Seni ilgilendirmez, ben kardeşimle tartışıyorum. Bu iş bizim onurumuz şerefimizdir’ dedim. Zekeriya yüksek sesle, ‘Yeter artık, şerefine de dinine de başlarım. Sen ne karışıyorsun? Sana hesap mı vereceğiz?’ dedi. Bunları duyduktan sonra sinirlerim oynadı. Önce Zekeriya’yı, sonra kardeşimi vurdum. Çok pişmanım, vicdan azabı çekiyorum. Töre saikiyle işlenen cinayet diyorlar, bizde töre denen bir şey yoktur.”