Kırık şarap şişesi bacağına saplandı

2016-2017 eğitim-öğretim yılı, 19 Eylül’de törenlerle başladı; ancak yeni dönemin başlamasıyla, “okullarda güvenlik” meselesi, yine eğitim gündeminin en önemli başlığı haline geldi. MEB’in devlet okullarında, “hademe, güvenlik görevlisi” gibi çalışanların istihdamı için kaynak ayırmaması ve okullardaki temizlik hizmetini, “taşeron” şirketler üzerinden vermesi, geçtiğimiz hafta yaşanan bir okul kazasında 6,5 yaşında bir çocuğun hayatına maloluyordu.

Keçiören Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası İlköğretim Okulu öğrencisi 7 yaşındaki Duru Ünal, geçen hafta okul bahçesinde çim alanda oynarken ayağına takılan bir cisim yüzünden yere düştü. Düştüğü yerde bacağına kırılmış bir şarap şişesi saplanan Duru, olay yerinde ciddi kan kaybetti. Annesi Deniz Ünal’ın müdahalesiyle hemen hastaneye kaldırılan Duru’nun bacağında oluşan derin oyuk, 12 dikişle kapatılabildi.

Hademe, güvenlik yok

Minik Duru’nun annesi Deniz Ünal, “Olayın nedenini araştırdık. Okul bahçesinde geceleri içki içildiğini öğrendik. Yeterli sayıda temizlik işçisi ve güvenlik görevlisi bulunmadığı için de bahçedeki cam kırıklarının temizlenemediğini öğrendik. Bu olay yaşandıktan sonra da kırık bira şişelerini ben bizzat ellerimle buldum. Yani birşey değişmiyor. Hala önlem alınmıyor. Ben çocuğumu orada kaybedebilirdim” diye konuştu. Okullarda fiziksel güvenliğin sağlanması için önemli çalışmalar yapan ve bu konuda MEB ile bir protokol imzalayan Gündem Çocuk Derneği’nden Mehmet Onur Yılmaz, “Çoğu okulda 25 yıldır çalışan ve okulun her noktasına hakim çok sayıda müstahdem, emeklilikleri geldiğinde kapının önüne konulmuş. Artık okullardaki temizlik hizmeti taşeron firmalar üzerinden veriliyor. Bu kişiler okulu sahiplenemiyor” dedi.

Taşeron sistem riski

Okullara gelen müfettişlerin, müfredata, çocukların kılık kıyafetine, öğretmenin çalışmalarına baktığını ancak okulların güvenliği ile ilgili not vermediğini söyleyen Yılmaz, “Bu tür olayların engellenmesi için en önemli nokta kaynakların verimli kullanımı. MEB’e ayrılan bütçe her yıl artıyor ama okullar için ayrılan kaynağın çoğu ‘hizmet satın almalar’a aktarılııp boşa harcanıyor. Taşeron şirketler üzerinden bu hizmet verilmeye devam ederse bu sorunun çözülmesi mümkün değil” diye konuştu.

Yılmaz, her yıl okullarda önlenebilir kazalarda en az 20 çocuğun, camdan düşme, merdivenden yuvarlanma, elektrik çarpması gibi nedenlerden can verdiğini söyleyerek, “En az 600 çocuk da yine aynı nedenlerle okullarda ağır yaralanıyor” diye konuştu.