18.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
SELAY SARI
Moldovalı yıldız kemancı Patricia Kopatchinskaja, dün akşam İşsanat’ta sahneye çıktı. Geçtiğimiz yıl klasik müzik dünyasının Oscar’ı sayılan Gramophone ‘Yılın Kaydı’ ödülünü kazanan sanatçıyla ilk müzikal ortağı Fazıl Say’ı ve klasik müziğin dönüşümünü konuştuk.
İlk albümünüz Fazıl Say ile ortak bir çalışmaydı. Birlikte çalışmak nasıldı?
Fazıl güçlü bir kişilik ve müthiş bir sahne duruşuna sahip, yaratıcı bir yorumcu. Müzik hayatımın en güzel anlarından bir çoğunu kendisiyle yaşadım. Ancak ikimiz de inatçıyız ve aramızda bazen çatışma çıkabiliyor. Sahnede bu tip bir aurası olan başka bir piyanist tanımıyorum, sanıyorum Franz Liszt bu ayarda bir müzisyendi.
Youtube’ta Say ile Beethoven’ın Kreutzer sonatını çalarken bir videonuz var, bir yorumda ikiniz de “Birbirinizle yarışırken aşırı uçlara gitmekle, dinleyiciyi şok etmeye çalışmakla” itham ediliyorsunuz.
Beethoven bu sonatı ‘gerçek bir deli ve besteciye’ ithaf etmiş. Bu gerçek deli ve besteci o dönemin en ilginç kemancısı George Bridgetower’dı. O çağın dinleyicileri şok geçirmişlerdi, eğer bu dönemde hala şok edebiliyorsak mutluyuz.
Günümüzde klasik müzikte notaların tamamen doğru çalınmasından ve geleneksel yaklaşımlardan ziyade daha kişisel yorumlar ön planda diyebilir miyiz?
Gelenek dediğimiz kavram farklı yerlere gidebiliyor. Örneğin Kreutzer ya da Beethoven’ın keman konçertosu geçtiğimiz iki yüz senede giderek daha yavaş çalınmaya başladı ve bunun gelenek olduğu iddia ediliyor. Ancak en erken kaynaklara göre bu doğru değil ve bence bu tür sahte ‘gelenekler’ ortadan kalkmalı.