29.10.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
AYDIN HASAN / Aydın
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresinin son yılında toplumda yankı uyandıracak önemli bir karara imza attı. Gül, “Kürtçe şarkı” söyleyeceğim dediği için canlı yayında çatal-bıçak fırlatılarak protesto edilen, hakkında başlatılan soruşturmalar nedeniyle sürgün hayatı yaşadığı Paris’te hayatını kaybeden ünlü besteci ve yorumcu Ahmet Kaya’ya, müzik alanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü verdi.
Kaya’ya doğum gününde büyük ödülün verilmesi, ünlü besteciye ölümünün 13. yılında ve doğum gününde devlet katında fiilen itibarının iade edildiği yorumlarına neden oldu. Kaya’nın eşinin de Köşk’ten aranması üzerine, “Çifte doğum günü oldu, onurlandım” dediği bildirildi. Köşk, genellikle 29 Ekim’de açıkladığı ödül sahiplerini, Kaya’nın doğum gününü gözeterek, dün açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü Yönetmeliği’nde, hizmet ve eserleri ile Türk kültür ve sanat hayatına önemli katkılarda bulunan, ülke kültür ve sanatının yüceltilmesine çalışan Türk vatandaşı ve yabancı uyruklu kişileri veya kurumları, Devlet adına onurlandırmak ve özendirmek amacıyla Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verilmesi öngörülüyor. Değerlendirme Kurulu Prof. Dr. Mustafa İsen, Nadir Alpaslan, H. Ahmet Sever, Yusuf S. Müftüoğlu, Zeynep Damla Gürel, Prof. Dr. Tufan Gündüz, Prof. Dr. Osman Horata’dan oluşuyor.
‘Fatiha okuyorlar’
Değerlendirmede, özetle şu görüş çerçevesinde ödülün Kaya’ya verilmesi üzerinde duruldu:
“Kaya, kimliğinde ülkenin pek çok farklı grubunu, fraksiyonunu bir araya getirebildi. Kürdü, Alevisi, solcusu, İslamcısı hep severdi Kaya’yı. Paris’te sırf Fatiha okumak için mezarına giden bir sürü Türk turist var. Özellikle bugünlerde böyle bir jest, hem kendisine gecikmiş bir iade-i itibar olacak.”
Edebiyat ödülü İskender Pala’ya
2013 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri şu kişilere verildi:
- Profesör Fuat Sezgin: İslam bilim ve teknoloji tarihi alanındaki değerli çalışmaları için.
- Profesör Daron Acemoğlu: Klasik büyüme ve kalkınma teori ve modellerine farklı yaklaşımı nedeniyle ‘Sosyal Bilimler’ dalında.
- Profesör İskender Pala: Türk edebiyatındaki önemli katkıları için ‘Edebiyat’ dalında.
- Profesör Bekir Karlıağa: ‘Batıya Akan Nehir’ belgeseli için ‘Belgesel’ dalında.
- Tarihi Kentler Birliği: Doğal ve kültürel çevre konularındaki çalışmaları ile ‘Kültür ve Sanat Kurumu’ olarak.
- Ahmet Kaya: Müziği, yorumu ve söylemiyle farklı görüşlerden çok sayıda insanı bir araya getirdiği gerekçesiyle ‘Müzik’ alanında.
‘Yorgun demokrat’ların sesi oldu
Büyük ödülün Ahmet Kaya’ya verilmesi, dün Ankara kulislerinde günün sürprizini oluşturdu. 28 Ekim 1957 doğumlu olan Ahmet Kaya, 1980 darbesinin ardından oluşan siyasi ve kültürel ortam içinde besteleri ve kendine has yorumu ile protest müziğin önemli bir ismi oldu. 1980’li yılların ilk döneminde sıkıntılı anlar yaşayan Kaya, önce babasını kaybetti. Ardından eşi Emine Kaya, bebeğini alıp evi terk ederek kendisinden boşandı. Kaya, önemli çıkışını 1987’de ‘Yorgun Demokrat’ albümü ile yaptı. 12 Eylül sonrası özellikle Alevi, Kürt ve sosyalistlerin sesi olan Kaya, onlarca dava ve soruşturmaya hedef oldu.
‘Müziğini dinler ve severim’
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından alınan bilgilere göre; müzik dalındaki büyük ödülün Ahmet Kaya’ya verilmesini, Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever, kurula önerdi. Önerinin Sever’den gelmesi, Sever’in Gül’e danışarak bu öneriyi yaptığı yorumlarına yol açtı. Kaynaklar da bu yorumları destekledi.
Sever’in de aynı zamanda üyesi olduğu Değerlendirme Kurulu’nda bu yönde alınan karar, Gül’e önerildi. Gül, bu öneriyi uygun bularak, “Ben, Ahmet Kaya’nın müziğini sever ve dinlerim. Yaptığınız bu seçim çok isabetli olmuş” dedi.
Bunun üzerine, Köşk’ten Kaya’nın eşi Gülten Kaya telefonla aranarak karar iletildi. Gülten Kaya, 28 Ekim’in merhum eşinin doğum günü olduğunu belirterek, “Çifte doğum günü oldu. Onurlandım” diye konuştu. Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı da, genelde 29 Ekim’de açıklanan büyük ödülleri, Kaya’nın doğum günü olmasını dikkate alarak dün açıkladı. Ödül töreni, daha sonra duyurulacak bir tarihte Çankaya Köşkü’nde yapılacak.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından alınan bilgilere göre; müzik dalındaki büyük ödülün Ahmet Kaya’ya verilmesini, Cumhurbaşkanlığı Basın Danışmanı Ahmet Sever, kurula önerdi. Önerinin Sever’den gelmesi, Sever’in Gül’e danışarak bu öneriyi yaptığı yorumlarına yol açtı. Kaynaklar da bu yorumları destekledi.
Sever’in de aynı zamanda üyesi olduğu Değerlendirme Kurulu’nda bu yönde alınan karar, Gül’e önerildi. Gül, bu öneriyi uygun bularak, “Ben, Ahmet Kaya’nın müziğini sever ve dinlerim. Yaptığınız bu seçim çok isabetli olmuş” dedi.
Bunun üzerine, Köşk’ten Kaya’nın eşi Gülten Kaya telefonla aranarak karar iletildi. Gülten Kaya, 28 Ekim’in merhum eşinin doğum günü olduğunu belirterek, “Çifte doğum günü oldu. Onurlandım” diye konuştu. Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı da, genelde 29 Ekim’de açıklanan büyük ödülleri, Kaya’nın doğum günü olmasını dikkate alarak dün açıkladı. Ödül töreni, daha sonra duyurulacak bir tarihte Çankaya Köşkü’nde yapılacak.
Çatal bıçaklı protesto
Kaya, 10 Şubat 1999’da Show TV’de düzenlenen ödül töreninde ise sıkıntılı anlar yaşadı. Kaya, Magazin Gazetecileri Derneği tarafından Yılın Sanatçısı seçilmişti. Ödül töreni televizyondan canlı yayınlanıyordu. Kaya, törendeki konuşmasında, “Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayımlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum” dedi.
Protestolar altında şarkısını söyleyen Kaya’ya, yerine oturduğu sırada Türkiye’nin tanınan bazı sanatçı ve popüler isimleri çatal ve bıçak fırlattı. 1999’da hakkında yeniden DGM tarafından soruşturma açıldı. Kaya, bu gelişmelerin ardından Paris’e yerleşerek sürgün hayatı yaşamaya başladı.
Kaya, 2000’de içinde Kürtçe şarkının da yer aldığı albümünün kayıtlarını yaparken, Paris’teki evinde kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.