13.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERİÇ TAFOLAR / Ankara
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Paris’te Charlie Hebdo katliamını gerçekleştiren Kouachi kardeşlerin, 2013’te Türkiye’ye giriş yaptığını, 4 ilde ikamet ettiklerini, gözaltına alınıp serbest bırakıldıklarını iddia etti. İddialarını TBMM gündemine taşıyan Tanrıkulu, dün Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde 2013’te Kouachi kardeşlerin Gaziantep, Şanlıurfa, Konya ve İstanbul illerinde bir süreliğine ikamet ettiklerini iddia eden, bu süre içinde gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakıldıklarını ileri süren Tanrıkulu, serbest bırakılma gerekçelerini de öğrenmek istedi.
‘Suriye’ye gezmeye gitmedi’
Tanrıkulu ayrıca Paris’teki market baskınını gerçekleştiren Amedy Coulibaly’nin hayat arkadaşı Hayat Boumediene’in Türkiye sınırından 8 Ocak günü Suriye’ye geçtiğini belirtti. Tanrıkulu, Hayat’ın MİT tarafından izlenirken Suriye’ye geçtiğinin anlaşılmasını da, “Suriye’de gezilecek turistik bir ortam yok. Yakınlarını görmek istemesi de beklenemez. Şüphelendiğin bir insanı sınırdışı edersin, bu örnek bile bu örgütlere göz yumulduğunu gösteriyor” ifadesiyle eleştirdi.
Boumediene’in daha önce de Türkiye’ye giriş ve çıkışları olduğunu belirten Tanrıkulu, “Suriye’de ne var. 3 yıldır süren bir kanlı savaş var. 70 değişik ülkeden gelen savaşçı insanlar, Türkiye üzerinden gidiyorlar. Türkiye’nin Suriye’ye müdahil olmasının faturasının ağır olacağını ifade ediyorduk. Terör örgütünden hukuk bekleyemezsiniz. Dönüp sizi de vurur” ifadesini kullandı.
45 kişilik liste
Tanrıkulu, Türkiye’nin bu tavrı nedeniyle dünyada zor durumda kalacağına işaret ederek, “Bu örgütlere göz yumması nedeniyle çok açık ifade edilmese bile Türkiye, dünyada dışlanmış durumda, ilişkileri en aza indirilmiş durumda. Hollande’ın Davutoğlu’na yaptığı muamele bile bunun açık göstergesi” dedi.
Tanrıkulu, Fransa hükümetinin Türkiye’den 45 Fransız vatandaşının istediği yönünde bilgisinin olduğunu belirterek, bu liste içinde Kouachi kardeşlerin de bulunmuş olabileceğini, Kouachi kardeşlerin de bu nedenle Türkiye’de gözaltına alınmış olabileceğini iddia etti.
İddialarına ilişkin Milliyet’e konuşan Tanrıkulu, “Biz 2,5 yıldır, 3 yıldır Suriye konusunda Türkiye’nin aldığı dış politika tutumu nedeniyle IŞİD’e, El Kaide’ye ve siyasi örgütlere destek sağladığı, Türkiye’nin kara sınırlarını bu örgütlere lojistik destek için kullandırttığını ifade ettik. Hükümet hep bunlara sessiz kaldı. Sonuçta, hem Türkiye hem de dünya sarsılmaya başladı” diye konuştu.
Kart’tan IŞİD iddiası
Öte yandan CHP’li Atilla Kart “IŞİD, El Kaide ve benzeri örgütlere Türkiye’den katılım kontrol edilemez boyutlara ulaşmıştır” dedi. En son bir emniyet mensubunun 25 yaşındaki eşinin, 4 yaşındaki kızı ve 2 yaşındaki oğlunu yanına alarak, Suriye’ye geçtiğini ileri sürdü. Kart, devletin tüm olanaklarıyla devreye girmesini talep etti.
Sultanahmet bombacısına pasaport
CHP’li Tanrıkulu, Sultanahmet’te bir polisin yaşamını yitirmesine neden olan eylemi gerçekleştiren canlı bomba Diana Ramazova’ya ilişkin verdiği önergesinde ise Türkiye’nin Ramazanova’ya kırmızı pasaport tahsis ettiğini, Türkiye topraklarından Suriye’ye özel geçiş izni sağladığını ve Ekim 2013’te Gaziantep’te bir hastanede tedavi edilmesine aracılık ettiğini ileri sürdü. Tanrıkulu, Davutoğlu’na, “Diana Ramazova’nın ve kocası Ebu Edlbiyev’in Kırmızı Bülten ile aranmalarına rağmen Türkiye’ye giriş yaptıkları sırada gözaltına alınmamalarının sebebi nedir?” diye sordu.